Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3853 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 9863 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacı ..., ... mahallesi 466 ada 1 ve 3 parsel sayılı sırasıyla 2802,02 m² ve 3600,65 m2 yüzölçümündeki taşınmazların tapuda davalılar adına kayıtlı olduğunu, taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğunu iddia ederek davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle adına tescili istemiyle dava açmıştır.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile dava konusu 466 ada 1 sayılı parselin tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle adına tapuya tesciline, 466 ada 3 sayılı parsel hakkındaki davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... tarafından temyiz edilmekle, hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 27/06/2012 gün ve 2012/2658 - 2012/9638 sayılı kararı ile bozulmuştur.Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Temyize konu 466 ada 3 sayılı parselin orman bilirkişi raporuna göre orman sayılmayan yerlerden olduğu gerekçesiyle bu parsel yönünden davanın reddine karar verilmiş ise de, hükme esas alınan orman bilirkişi raporunda bu taşınmazın (A) harfi ile işaretli bölümünün eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritalarında orman sayılan yerlerden olduğu gibi eylemli olarak da 80 yaşlarında kızılağaç, gürgen, ladin ve kayın gibi orman ağaçları ile kaplı ve orman sayılan yerlerden olduğu, (B) harfli kısmının ise eylemli ve eski tarihli belgelerde orman sayılmayan yerlerden olduğu belirtildiği halde, mahkemece, raporun sadece (B) harfli kısmına ilişkin olan sonuç bölümü göz önünde bulundurularak hatalı karar verilmiştir. Oysa ki, yukarıda da belirtildiği gibi orman bilirkişi raporuna göre temyize konu 466 ada 3 sayılı parselin (A) harfi ile işaretli bölümü orman sayılan yerlerden olduğundan bu bölüm yönünden davanın kabulü gerekirken, reddine karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.” denilmiştir.Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, ... İli, ... İlçesi ... Beldesi ... mahallesinde bulunan 466 ada 3 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın kısmen kabulü ile; 09/06/2011 tarihli bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen kısmının ayrılarak tapu kaydının iptaline, orman niteliği ile adına tesciline, 09/06/2011 tarihli bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen kısım hakkında açılan davanın reddine, diğerleri yönünden bozma öncesi verilen karar kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.Dava, tapu kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir.Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanunla değişik 4. maddesi gereğince orman sınırlandırması yapılmıştır. Davacı ...nin sair temyizleri yerinde değilse de Dairemiz bozmasından önce alınan 09.06.2011 tarihli orman bilirkişi kurulu raporunda dava konusu 466 ada 3 parsel sayılı taşınmazın (A) ve (B) harfli kısımlarına ayrıldığı, 25.05.2011 tarihli fen bilirkişisi raporunda bu ayrıma ilişkin bir çizimin yer almadığı, Dairemiz bozmasından sonra da bozma ilamının gereğine uygun olarak karar vermek üzere fen bilirkişisinden ek rapor alınıp infaza elverişli kroki düzenlettirilmediği anlaşılmaktadır. Fen bilirkişisine infaza elverişli kroki düzenlettirip dava konusu taşınmazın (A) ve (B) kısımlarının yüzölçümleri belirtilmeden infaza elverişsiz, yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 07/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.