Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3819 - Karar Yıl 2005 / Esas No : 2949 - Esas Yıl 2005





Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Hükmüne uyulan Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 24.10.2002 gün ve 2002/10440-11619 sayılı bozma kararında özetle: "1744 Sayılı Yasa uyarınca orman sınırları dışına çıkarılan taşınmazlar yönünden, orman tahdidinden önce tesis edilmiş bulunan tapuya değer verileceğinin kuşkusuz olduğu, ancak davalılara ait tapu kayıtlarının yöntemince uygulanıp kapsamının belirlenmediği, bu nedenle tapu kaydının tüm tesis ve tedavüllerinin getirtilerek uygulanıp kapsamının belirlenmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine, karar verilmiş, hüküm Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, ...... Köyü 31 sayılı parselin tapusunun iptali ve tesciline ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 1976 yılında yapılıp 1981 yılında kesinleşen ilk orman kadastrosunun aplikasyonu, 1744 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 2. madde uygulaması, 1987 ve 1988 yıllarında yapılıp kesinleşen, aplikasyon, sınırlaması yapılmamış ormanların kadastrosu ve 3302 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması vardır. ...... Köyünde 1953 yılında yapılıp kesinleşen genel arazi kadastrosunda, 31 parsel sayılı 89240 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, Nisan 1943 tarih 10, Mayıs 1291 tarih 2, K.Sani 1295 tarih 23 ve 176 sıra numaralı tapu kayıtlarıyla .... çocukları ..... ve ......, ...... çocukları ..... ve ....., .... oğlu ....., ....., ....(ölü ..... veresesi) ..... oğlu ...... ..... adına tesbit edilmiş, ..... ......., ..... ......, ..... ...... ve ..... ..... ......'nün açtığı davaların feragat nedeniyle ..... ....., ..... oğlu ..... ....., ..... .....'nın davalarının ise sübut bulmadığından reddine ilişkin gezici arazi kadastro mahkemesinin 04.05.1959 tarih 1954/45-129 sayılı kararı ile birlikte kesinleşmiş ve tapu kaydı oluşmuştur. İşte Hazine, ....... Köyü 31 parsel sayılı bu taşınmazın 55636.89 m2 bölümünün, 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastro sınırları içindeyken yine, 1976 yılında yapılıp kesinleşen 2. madde uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı iddiasıyla, bu bölümün davalılar adına olan tapu kaydının iptali ve Hazine adına tapuya tescilini istemiştir. Mahkemece, kadastro tesbitine esas alınan tapu kaydı ile kesinleşmiş orman kadastrosu ve 1744 Sayılı Yasa ile değişik 6831 sayılı yasanın 2. maddesi haritaların uygulanmasına dayalı olarak yapılan keşif sonucu, Orman Yüksek Mühendisi Ergin Eke ve fen elemanı bilirkişi Hikmet Gülbaz tarafından düzenlenen raporlarla, çekişmeli parselin dava konusu 55636 m2 bölümünün, 1942 orman kadastrosunda orman olarak sınırlandırıldığı, 1976 yılında yapılan 1744 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 2. madde uygulaması ile Hazine adına orman sanırları dışına çıkarıldığının ve kadastro tesbitine esas alınan tapu kaydı kapsamında kaldığının belirlendiği, bu bölümlerin tapu sahibine intikal ettiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Gerçekten de, 1744 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 2. maddesinin (a) ve (b) bendinde sayılan yerlerden "Evvelce sınırlaması yapılmış ve fakat yukarıdaki fıkra hükümlerine uymadığı Orman Bakanlığı'nca veya vaki müracaatlar üzerine anlaşılan sınırlamaların düzeltilmesi bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç on yıl içinde orman kadastro komisyonlarınca yapılır. Bu düzeltme sonucu orman sınırları dışına çıkarılacak yer, sınırlaması itirazsız kesinleşmiş tapulu arazi ise, mülkiyeti tekrar tapu sahiplerine intikal eder." Ne var ki; hükmüne uyulan bozma kararında açıkça tarif edilmesine rağmen, tapu kaydı uygulaması yöntemince yapılmamış, 12.03.2001 tarihli keşif tutanağına, tapu kaydının sınırlarının tarif edilmesi için yerel bilirkişiye görev verildiği yazılmışsa da, yerel bilirkişinin kadastro tesbitine esas alınan tapu kayıtlarının zemindeki sınırlarını anlattığına ilişkin keşif tutanağına her hangi bir kayıt düşülmemiş, fen elemanı bilirkişi ise, orman yüksek mühendisi bilirkişi ile müşterek düzenlediği raporda, tapu kayıtlarındaki sınırların yerel bilirkişi tarafından gösterildiğini bildirmiş ancak, sınırları raporunda anlatmamış ve krokisinde de işaretlememiştir. Denetime olanak tanımayan tapu kaydı uygulamasına değer verilemez. Bu nedenlerle; mahkemece, çekişmeli parselin komşuları olan tapulama parsellerinin dosyada bulunmayanlarının, kadastro tesbit tutanakları ve var ise dayanağı olan tapu ve vergi kayıtları getirtilmeli, önceki bilirkişiler dışında bir fen elemanı bilirkişi vasıtasıyla yeniden yapılacak keşifte, çekişmeli parselin kadastro tesbitine esas alınan tapu kayıtları, yeterince yaşlı yerel bilirkişiler vasıtasıyla uygulanmalı, zeminde bu sınırlar belirlenmeli, bilinmeyen sınırlar konusunda taraflara tanık dinletme olanağı tanınmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel kayıtları ile denetlenmeli ve sözleri keşif tutanağına geçirilmeli, dayanak tapu kayıtlarının kapsamı ve ...... Köyü 31 sayılı parselin çekişmeli bölümünü kapsayıp kapsamadığı tereddüte yer bırakmayacak biçimde belirlenmeli, keşfe katılan fen elemanı bilirkişiye, 26.03.2001 tarihli müşterek bilirkişi raporunda belirlenen orman sınır hattı ile irtibatlı, tapu uygulamasını gösteren ayrı renklerle işaretli infaza olanak verir kroki düzenlettirilmeli, 1744 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 2. maddesi gereğince orman rejimi dışına çıkarılan ve tapu kaydının kapsadığı bölüme ilişkin davanın reddine, 1744 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 2. maddesi gereğince orman rejimi dışına çıkarılan ve tapunun yüzölçümü ile kapsamı dışında kalan bölümlere ilişkin davanın ise kabulüne karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeden bozma gereklerini karşılamayan eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 31.03.2005 günü oybirliğiyle karar verildi.