Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 376 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 11707 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 24/01/2017 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davacı ... vekili Av. ... ve davalı ... vekili Av... geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:K A R A R Davacı vekili, 26/12/2013 günü harçlandırdığı dava dilekçesi ile davacıya ait ... ,...ilçesi, ... mahallesi ... ada ... ve ...parsel sayılı taşınmazların, Orman Yönetimi tarafından açılan dava sonucunda, ...1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/824-2005/368 sayılı kararı ile tapu kaydının iptali ile orman niteliği ile ... adına tapuya tesciline karar verildiğini, Türk Medeni Kanunun 1007. maddesinde, tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan Devletin sorumlu olduğunun düzenlendiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000.-TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, daha sonra 15/02/2016 tarihli harçlandırılmış dilekçesi ile dava değerini 559.596,00.-TL olarak ıslah etmiştir.Mahkemece, belediye aleyhine açılan davanın husumetten reddine, ... aleyhine açılan davanın kabulü ile 559.596,00.-TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesine göre açılan tazminat istemine ilişkindir. 1) Davacının temyiz itirazları bakımından; davacının temyizi faiz başlangıç tarihine yöneliktir. Davacı, dava dilekçesinde bildirdiği 10.000.-TL için dava tarihinden; daha sonra 15/02/2016 tarihli dilekçesiyle arttırdığı dava değeri bakımından ise tapunun iptaline dair hükmün kesinleştiği 10/05/2006 tarihinden itibaren faize hükmedilmesini istemiş, mahkemece hükmolunan 559.596,00.-TL tazminatın tamamı için dava tarihinden itibaren faize hükmedilmiştir. Oysa, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak ilk başta dava edilen belirsiz alacak davasının konusu olan 10.000.-TL için dava tarihinden; daha sonra bilirkişi incelemesi ile belirli hale gelen ve ıslah ile artırılan değer için ise ıslah dilekçesinde hangi tarih gösterilmişse o tarihten; hiç tarih belirtilmemişse o zaman dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiği düşünülmemiştir, davacının temyiz itirazları bu nedenle yerindedir. 2) Davalı Hazinenin temyiz itirazları bakımından; mahkemece çekişmeli taşınmazın arsa niteliğinde olduğu kabul edilerek, tapu iptaline ilişkin hükmün kesinleşme tarihi itibarıyla emsal satış yöntemine göre hesaplanan değeri dikkate alınmak suretiyle karar verilmiştir. Ancak, mahkemece gerek 1. keşif, gerekse tarafların itirazı üzerine yapılan 2. keşif sonucunda gayrımenkul değerleme uzmanı olan tek bilirkişiden rapor almak suretiyle karar verilmiştir ki; bu durum Kamulaştırma Kanununun 15. maddesinde açıklanan bilirkişi kurulu oluşturulması yöntemine aykırı olduğu gibi; her iki raporda belirlenen taşınmaz değerleri birbirinden farklı olduğu halde, aralarındaki çelişki giderilmeden ikinci rapora dayanılarak hüküm kurulmuş olması da doğru değildir.O halde; öncelikle 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 15. maddesinde belirtilen yönteme göre oluşturulacak 3 kişilik bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden keşif yapılmalı, emsal kabul edilecek taşınmazların, satışına ilişkin belgeler ilgili tapu müdürlüğünden; Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından belirlenen emlak vergisine esas olan m2 değerleri de ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Vergi Dairesinden istenip, dava konusu taşınmazların emsal taşınmazlara göre eksik veya üstünlüğü yönünden rapor alınmalı ve sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacının ve davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, Yargıtaydaki duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilen 1480,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalı Hazineye; davalı Hazineden alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davacıya karşılıklı verilmesine, istek halinde temyiz harcının iadesine 24/01/2017 günü oybirliğiyle karar verildi.