Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3713 - Karar Yıl 2001 / Esas No : 3179 - Esas Yıl 2001





(YİBK., 22.3.1996 tarih ve 1993/5-1 s.) Taraflar arasındaki müdahalenin meni ve tapu iptali davasının yapılan duruşması sonunda, davanın reddi yolunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: Davacı Orman Yönetimi, E... Köyü 221 parsel sayılı taşınmazın yörede 19.11.1981 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığını, davalı adına olan tapu kaydının iptali ve orman niteliği ile Hazine adına tescilini istemiştir. Mahkemece, taşınmazın 1400 m2'lik bölümü hiç bir zaman tahdit içine alınmadığı, geriye kalan 15.990 m2'lik bölümünün de 1952 yılında 5653 sayılı Yasa hükümlerine göre makiye ayrılan yerde kaldığı, bu nedenle Orman Yönetiminin "davacılık sıfatı bulunmadığı" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan tapu kaydının iptal ve tescili ile müdahalenin menine ilişkindir. Hükme dayanak alınan uzman orman bilirkişi kurulu raporuna göre, çekişmeli taşınmaz 1942 yılında kesinleşen ilk orman tahdidinde ve 1981 yılında kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulamasında da kısmen tahdit içinde kalmaktadır. Yani, parselin 1400 m2 bölümü baştan beri tahdit dışıdır. Tahdit içi olan 15990 m2'si ise 1952 yılında yapılan maki tefrik uygulaması sonucu makilik olarak ayrıldığı, ancak işlemin kesinleşmediği, 1964 yılında genel arazi kadastrosu yapılarak belgesiz zilyetlikten davalılar adına tapu kaydı oluştuğu anlaşılmıştır. Dosya içindeki bilgi ve belgelere göre; 1- Çekişmeli parselin içinde bulunduğu Şamandıra Orman Bölge Şefliği mıntıkasındaki Ballıca Devlet Ormanının 1942 yılında 1 numaralı orman tahdit komisyonu tarafından tahdidinin yapıldığı, kısmen itiraza uğramakla asliye hukuk mahkemesinin 6.10.1944 tarih, 1943/251-800 sayılı kesinleşen kararı ile iptal edildiği, daha sonra 13.7.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 sayılı Yasa gereğince kesinleşen bu kararın hükmü kalmadığından, 1942 yılı tahdit sınırlarıyla devletleştirildiği, ancak, Hazine adına tapu kaydı oluşturulmadığı, sözü edilen mahkeme kararı lehine olanlar 5658 sayılı Yasa hükümlerine göre iade talebinde bulunmuşlarsa da Orman Genel Müdürlüğünün 12.9.1950 gün Şb. 3.5110-16 sayılı yazısıyla iadeye tabi yerlerden olmadığı tespit edilmekle İADE TALEBİNİN REDDİNE" karar verildiği, böylece 1952 tahdit hattının kesinleşmiş haliyle geçerliliğini koruduğu, 2- Yörede Ağustos 1952 tarihinde maki tefrik çalışmalarına hazırlık olmak üzere tutanak ve haritaların düzenlendiği, ancak yapılan işlemin onanıp kesinleşmediği, 3- Orman Genel Müdürlüğünün 25.5.1953 gün Şb. 2/2008/10-32/445 sayılı emirlerine aften İstanbul Orman Başmüdürlüğünün 29.5.1953 gün 10/318/23-9908 ve 21.5.1954 gün 10353-2/5903 sayılı emirleri ile evvelce İstanbul İşletmesi tarafından oluşturulan maki komisyonunca ALEMDAĞ ve ŞAMANDIRA bölgeleri dahilinde belirlenen makilik sahaların yeniden yerinde incelenerek KESİN BİR KARAR VERİLMEK ÜZERE ayrı ayrı rapor ve krokilerinin düzenlenmesi için görevlendirilen Avni başkanlığındaki heyet tarafından 4.7.1954 tarihinden ayrıntılı bir rapor düzenlendiği, 4- Sözü edilen heyetin 4.7.1954 tarihinde düzenledikleri bu raporda özet olarak "... maki komisyonu tarafından Şamandıra ve Alemdağ bölgeleri dahilindeki makilik sahalarda tespit ve tefrik ettirilerek 14.8.1982 tarih ve 1/10000 -1/25.000 mikyaslı krokileri ile birlikte tasdik ve aynı zamanda toprak tevzi komisyonlarına bilgi verilmek üzere Başmüdürlüğümüze gönderilmiş idi. Başmüdürlükçe görülen lüzum üzerine bu yerler Orman Baş Mühendisi Muzaffer ile İstanbul Orman İşletme Müdürlüğünde Zeki'ye yeniden tetkik ettirilmiş olup, müştereken düzenlenen 27.1.1953 tarihli raporda: a) Elmalı bendinin kaynaklarını koruyan Alemdağ, Çavuşbaşı, Hekimbaşı Ormanlarının yükünü artırmamak, b) Askeri birliklerin ve hava alanının civarında bulunması sebebiyle askeri birliklerin mütalaasını almak, c) İstanbul civarının müstakil ağaçlanması için iyi bir zemin olmak, d) Halen bu mıntıka köylerinin ziraat sistemine uygun bulunmamak gibi sebepler dolayısı ile MAKİ TESPİT VE TEFRİK RAPORU BAŞMÜDÜRLÜKÇE DE TASDİK EDİLMEMİŞ VE TOPRAK TEVZİ KOMİSYONLARINA DA GEREKLİ BİLGİ VERİLMEMİŞTİR. Kartal Kazasının Şamandıra, Üsküdar Kazasının Kısıtlı Nahiyesi dahilinde olup, evvelce tahdidi yapılan ormanların bu günkü durumu ile dosya ve yerinde yapılan tetkikat sonucu aşağıdaki listede gösterilen neticeye varılmıştır." denildikten sonra Şamandıra Nahiyesine bağlı Şamandıra, Yakacık, Sultanbeyli, Kurna, Emirli, Kurtdoğmuş, Paşaköy, Ballıca ve Kısıklı Nahiyesine bağlı Alemdağ, Sultan Çiftliği, Çekmeköy, Dudulu Köylerinin mülki hudutları içinde bulunan ormanların isimleri, tahdit yılı ve tescil durumu düzenlenen listede gösterilmiş, bundan sonra yukarıda isimleri yazılı her köyün sınırları içinde bulunan orman birer birer incelemeye tabi tutulmuştur. Temyize konu Emirler Köyü 221 numaralı parselin içinde bulunduğu Ballıca Devlet Ormanı ile ilgili olarak raporun 23. sırasında: "... 2613.5000 hektardır, flora itibariyle %70 eriko, %10 pırnal meşesi, %10 kocayemiş ve %10 da kocayemiş ile evsafı bozulmuş meşelerden ibaret olup, bu saha içinde bulunan ve Üçağaç Çiftliği diye anılan sahada evvelce makilik olarak tespit edilerek Orman Umum Müdürlüğüne arz edilmiş ve cevaben alınan 14.1.1952 gün ve 5010/45/44 sayılı emir gereğince devletleştirilmemiş eski sahibine terk olunmuştur (Not: adı geçen Üçağaç Çiftliğinde maki olarak iade edilen yer 1/10.000 ölçekli Ballıca Köyü mülki sahası olarak maki tefrik Komisyonu Başkanı Orman Mühendisi Sahir tarafından düzenlenen 14.2.1953 tarihli haritanın kuzeydoğu bölümünde ve Üçağaç Deresinin batı tarafından (....... çizgi ile işaretlenmiş yine maki tefrikinin iptaline ilişkin 2.5.1963 tarihli raporda Kasım 1932 tarih, 31 numarasında tapulu olduğu ve bu rapora ekli olan Ballıca Köyü Devlet Ormanı tahdit haritası üzerine de aynı yerde işaretlenerek gösterilmiştir. Dava konusu Emirler Köyü 221 numaralı parselin yeri bilirkişi raporunda aynı haritalarda güney batıda işaretlenmiştir. İade edilen Üçağaç Çiftliği ile 221 numaralı parselin birbirine çok uzak yerlerde olduğu anlaşılmaktadır.). Şeklinde belirleme yapıldıktan sonra raporun netice bölümünde aynen "yukarıda açıkça belirtilmiş olduğu üzere Şamandıra Nahiyesi dahilinde 8014.4986 hektar ve Kısıklı Nahiyesi dahilinde 1520.7765 hektar olmak üzere ceman 9535.3751 hektar sahanın Orman Umum Müdürlüğünce düzenlenmiş yönetmeliğin 2. ve 3. maddelerinde uygun olduğu görülmekle makilik olarak tesbit ve tefrik olunduğu, bu arada heyete dahil bulunan Bahçeköy Orman İşletme Müdürü Kemal'in bu mıntıkada makilik diye bir tefrik yapılmamasının uygun olmayacağı, esasen evvelce bildirilerek bu husustaki 8.4.1954 tarihli raporunu vermiş bulunması ve raporun da 16.4.1954 tarih ve 10263/1-6909 sayılı yazı ile umum müdürlüğüne sunulmuş olması dolayısı ile bu kerre tetkikatın aşağıda imzaları bulunan dört kişi tarafından yapılmak suretiyle işbu rapor orman umum müdürlüğünün tetkik ve takdirlerine arz olunmak üzere tarafımızdan düzenlenmiştir. 4.7.1954" 5- 4.7.1954 tarihli rapor İstanbul Orman İşletme Müdürlüğüne sunulmuş, adı geçen müdürlük de raporun altına aynen şu şerhi vermiştir. "İstanbul Orman Başmüdürlüğünün 15.12.1954 ve 1035-1/19021-18342 sayılı emirleri ile 5.3.1954 gün ve 10353-1/954-3562-3262 sayılı emirlerinde: İşletmemizin Alemdağ ve Şamandıra bölgelerinden tefrik edilen makilik sahalara ait raporlar ve ekleri 5.7.1954 tarih ve 10353-2/9937 sayılı başmüdürlük yazıları ile umum müdürlüğüne arz edilerek devlet vekaletine gerekli bilginin verilmesi talep edilmiş ve bilahare alınan 10.7.1954 tarihli 2008/10-36/865 sayılı umum müdürlük emirleri gereğince durum bir kere de 1. ordu müfettişliğine ve belediye sular idaresine yazılmış ve bu cevaplara istinaden de 20.8.1954 tarih ve 2008/10-36 sayılı emirleriyle 3.11.1954 tarihli rapora göre maki tesbit ve tefrik komisyonunca evvelce orman sayılmayan ve maki olarak belli edilen sahada değişiklik yapılmasının uygun görüldüğü hakkında devlet vekaletine bilgi verildiği ve ziraat vekaletinin de tavsiplerine iktiran eylediği bildirilmekle raporların altına bu şekilde şerh verilmek suretiyle tetkik mevkiine konulması İstanbul Orman Başmüdürlüğünün 5.3.1955 gün ve 10353-1/954-3562-3262 sayılı emirleri iktizası olduğuna dair şerhtir. 22.3.1955. İstanbul Orman İşletme Müdürü, Zeki" 6- Bundan sonra, İstanbul Orman Başmüdürlüğünün 21.12.1962 gün ve 101 1003-2/12755 sayılı ve 5.4.1963 gün 101 1003-1/3203 sayılı "İstanbul Orman İşletme Müdürlüğü mıntıkası dahilindeki makiliğe ayrılmış sahaların yeni maki talimatnamesi hükümlerine tevfikan tetkik edilmesi ve raporlarının irsali"nin emredilmesi üzerine 2 nolu Orman Tahdit Komisyonu Başkanı Rahmi Başkanlığındaki heyet tarafından dava konusu Ballıca Köyü mülki hudutları içindeki makilik sahaların orman tahdit durumu incelenmiş ve düzenledikleri 2.5.1963 tarihli raporda özetle "... 1942 yılında 1 numaraları orman tahdit Komisyonunca Ballıca meşe baltalık ormanı olarak devlet adına tahdidi yapılan ormanın sadece Kasım 1932 tarih 31 numaralı tapuda kayıtlı yerin 5653 sayılı yasa hükümlerine göre Orman Genel Müdürlüğünün 14.1.1952 GÜN 5010-45/44 sayılı emirleriyle sahiplerine iade edildiği (iadeye konu olan Üçağaç Çiftliğinin durumu yukarıda 5. bendin sonunda izah edilmiştir)... tarlalar dışında kalan 2396 hektar genişliğindeki sahanın diri örtüsünün tabii ve daimi olup orman mefhumuna girdiği... akıcı, erozyona çok müsait bulunması hasebiyle ziraat arazisi haline getirilmesine ve ziraat yapılmasına elverişli olmadığı, ... bütün sahada %15-70 meyilli olması nedeniyle şiddetli erozyon mevcut olduğu, lüzumlu tedbirler alınmazsa meyil fazlalığı, toprak ve iklim özelliğine göre erozyonun bütün şiddeti ile genişleyeceği, ... herhangi bir kültürel faaliyet ve imar ihya gibi bir faaliyete rastlanılmadığı" yazıldıktan sonra; "NETİCE: Bahis konusu sahanın yukarıda belirtilen haiz bulunduğu evsaf itibariyle, orman genel müdürlüğünce 16.1.1960 gün ve Şb. 2.2802-1 sayılı tamimle gönderilen funda ve makilik sahaların tesbitine ait son talimatname hükümlerine nazaran maki mefhumu dışında kalmaktadır. Orman sahasına dahil iken makiliğe tefrik olunan ve esasen evvelden beri bugünkü haliyle devam edegelen tabii ve daimi diri örtü itibariyle orman mefhumu içinde mütalaa olunması icabeden bu sahalara ait makiliğe tefriki muamelesinin iptaliyle orman hududu içinde alınması ve orman rejimine tabi tutulması iktiza eder. İşbu rapor tarafımızdan tanzim ile 5 nüsha olarak ekleriyle birlikte İstanbul Orman Başmüdürlüğüne sunuldu. 2.5.1963" denildiği, 7- Raporun İstanbul Orman Başmüdürlüğüne gönderilmesi üzerine yetkili daire amirinin parafı ve Başmüdürün imzası ile raporun altına aynen "orman olarak tahdidi yapılan ve 4785 sayılı kanunla devletleştirilen Ballıca Köyü mülki hudutları içinde bulunan ekli haritada 2 poligon halindeki arazinin makiliğe ayrılma işleminin iptali ile orman rejimine alınması uygundur. 20.5.1963" şerhinin verildiği, böylece yörede 1952 yılında yapılan maki tefrikinin baştan beri onanmadığı ve kesinleşmediği son olarak düzenlenen 2.5.1963 tarihli rapor ve 20.5.1963 tarihli "makiye ayırma işleminin iptali ile orman rejimine alınmasının uygunluğunun" onandığı, 8- Bundan sonra çekişmeli taşınmazın bulunduğu Emirli Köyünde çalışmaya başlayan arazi kadastro ekiplerince 221 numaralı parselin 31.8.1964 tarihinde belgesiz zilyetliğe dayanarak 221 numaralı parselin kadastro tutanağı İbrahim Ethem adına düzenlendiği ve itirazsız kesinleşmesi üzerine 17.400 m2 yüzölçümüyle aynı kişi adına tapuya tescil edildiği, intikal yoluyla davacılara gittiği, 9- 4.7.1973 tarihinde yürürlüğe giren 1744 sayılı Yasa uyarınca kesinleşen 1942 yılı tahdidinin aplikasyon ve 2. madde uygulaması ile görevlendirilen 1 numaralı orman tahdit komisyonuna bağlı 4 numaralı ekip 21.7.1977 tarihinde düzenlediği tutanakla 1942 yılı tahdit sınırına aynen uyarak 555 ila 568 OTS noktalarıyla ilgili olan parselin ilk tahditten beri tahdit içinde olan 15990 m2'lik bölümün orman tahdidi içinde kalan ve baştan beri orman tahdidi dışında olan 1400 m2'lik bölümünü de yine tahdit dışında bırakmak suretiyle aplikasyon işlemi yapılıp sonuçlarını 18.6.1981 tarihinde ilana çıkardığı, yine Yasanın 2. maddesi uyarınca orman rejimi dışına çıkarılacak yerler hakkında uygulama yapmak ve itirazları incelenmek üzere görevlendirilen 3 numaralı ekip 27.4.1981 tarihli işe başlama tutanağı ile işe başladığı ve dava konusu yer hakkında her hangi bir işlem yapmadığı, bu işlem sonuçlarının da 19.11.1981 tarihinde ilan edilip kesinleştiği ve Orman Yönetiminin kesinleşen tahdit içinde kalan davacılara ait 221 numaralı parselin tapu kaydının iptali bakımından 21.6.1996 tarihinde temyize konu bu davayı açtığı anlaşılmaktadır. 10- Görüldüğü gibi 221 numaralı parselin bir bölümü Ballıca Devlet Ormanına ait kesinleşen 1942 yılı tahdidi ve yine 1977 yılında yapılıp sonuçları 18.6.1981 tarihinde ilan edilen aplikasyon sınırları içinde kalmaktadır. 21.7.1952 tarihinde maki tefrik tutanağı düzenlenmiş ve 14.8.1952 tarihli 1/10000 ve 1/25000 ölçekli haritadan onay ve toprak tevzi komisyonuna bildirilmek üzere İstanbul Orman Baş Müdürlüğüne gönderilmişse de, Başmüdürlük konuyu Muzaffer başkanlığındaki heyete inceleyip 27.1.1953 tarihli raporu almış ve raporda belirtilen 4 maddelik gerekçe ile maki tefrikini onaylamamış ve toprak tevzi komisyonuna da bildirmemiştir. Orman Genel Müdürlüğü 29.3.1953 ve 21.5.1954 tarihli emirlerle konuyu kesin karara bağlamak üzere Avni başkanlığındaki heyete inceletip 4.7.1954 tarihli rapor almış ve "... evvelce maki olarak belli edilen sahada değişiklik yapılmasının uygun görüldüğü hakkında Devlet Bakanlığına bilgi verildiği ve Ziraat Bakanlığının da tasvibine iktiran eylediği bildirilmekle" raporun altına 22.3.1955 tarihinde şerh verildiği, makiye ayırma işleminin sonuçlanmadığı, keza yeniden 2 numaralı tahdit komisyonuna incelettirildiği, adı geçen komisyonun verdiği 2.5.1963 tarihli raporla "yerin eğim, erozyon ve diri örtü durumu itibariyle evvelden beri bugünkü haliyle orman mefhumu içinde mütalaa olunması, makiye tefriki muamelesinin iptaliyle orman rejimine tabi tutulmasının" bildirilmesi üzerine 20.5.1963 tarihli Başmüdürlük oluruyla "Ballıca Köyü mülki hudutları içinde bulunan arazinin makiye ayırma işleminin İPTALİ ile ORMAN REJİMİNE alınması uygundur" oluru verilmiştir. 11- Ballıca Köyü Devlet Ormanında makiye ayırma işlemi hiçbir zaman sonuçlandırılmamıştır. Bir an için sonuçlandırıldığı kabul edilse bile 20.5.1963 tarihli olurlu iptal edilmiş ve orman rejimi içine alınmıştır. 29.3.1972 gün 14143 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 1968/4-1966-40-1971/35 sayılı Danıştay İçtihadı Birleştirme Kararında açıklanan ve kabul edilen "... Türk ve Yabancı İdare hukuku yazarları sakat ve kanuna aykırı idari işlemlerin idare tarafından geri alınabileceği konusunda tam bir görüş birliği içindedirler. ... Bu durumda, idare iğfal edilmiş olduğundan kişiler için sağlanan hukuki vaziyetler hiçbir zaman müktesep hak teşkil etmez ve bu kabil işlemler her zaman makable şamil olarak idare tarafından geri alınabilir. ... İdarenin bu tarzdaki hareketi hiçbir şekilde idari istikrarı da zedeleyecek nitelikte değildir..." ilkesi karşısında idare makiye ayırma işlemini hukuken geçerli olan işlemle iptal etmiştir. Makiye ayrılan yerin MUHAFAZA MAKİSİ olmaması, makiye ayırma işleminin geçerli olması halinde, makiye ayrılan yerde sonradan aplikasyon ve 6831 sayılı Yasanın 2. madde uygulaması yapılmazsa da 22.3.1996 gün 1993/5-1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile "... makilik alan olarak belirlenen taşınmazlar hakkında ÖZEL YASALAR GEREĞİNCE oluşturulan tapulara değer verileceği" hüküm altına alınmıştır. İptali istenen davalıların tapusu bu yolla oluşturulmamıştır. Bu nedenle İçtihadı Birleştirme Kararı kapsamı dışındadır. 1964 yılında yapılan tesbit tarihi gözönünde bulundurulduğunda Hazine tarafından "devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerdir" iddiasıyla açılacak tapu iptali davası sonucu (3402 sayılı Yasanın 12/3 maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü süre bu tür yerler hakkında açılacak davalarda uygulanmayacağından) her zaman davalı tapusunun iptal edilmesi de mümkündür. O halde, çekişmeli taşınmazın 15.990 m2'lik bölümü kesinleşmiş orman tahdidi sınırları içindedir ve bu yer makiye de ayrılmamıştır. Orman Yönetiminin davasının 15.990 m2'lik bölüm üzerinden kabulüne karar vermek gerekirken, makiye ayrılan yer olduğu ve Yönetimin aktif dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle redde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 10.5.2001 günü oybirliğiyle karar verildi.