Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3675 - Karar Yıl 2005 / Esas No : 3090 - Esas Yıl 2005





araflar arasındaki tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Kooperatif vekili fen bilirkişi krokisinde (B) bölüm yönünden, Hazine ve Orman Yönetimi ise, (A) bölüm yönünden istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ..... Beldesi ..... mevkinde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek Medeni Yasanın 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiştir. Mahkemece 06.05.2003 tarihli fen bilirkişi krokisinde A=6262 m2 yüzölçümündeki taşınmaz hakkındaki davanın kabulü ile davacı S.S. ..... Yapı Kooperatif adına tapuya tesciline, fazlaya ilişkin istemin reddine ve fen bilirkişi krokisinin ilama eklenmesine karar verilmiş, hüküm davacı Kooperatif vekili tarafından fen bilirkişi krokisinde (B) bölüm yönünden, Orman Yönetimi ise, (A) bölümü yönünden temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medeni Yasanın 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit ve dava tarihinden önce 06.03.1991 tarihinde ilanı yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır. Genel arazi kadastrosu işlemi ise 20.10.1956 tarihinde yapılmış ve sonuçları 15.04.1959 - 15.05.1959 tarihleri arasında ilan edilmiş ve kesinleşmiştir. Kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir. Yörede 1956 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında dava konusu edilen bölümün orman olması nedeniyle tapulama harici olarak bırakıldığı, dairemizce getirtilen kadastro paftasından anlaşılmaktadır. Bölgede orman tahdidi ise, 1991 yılında yapılıp kesinleşmiştir. Bu durumda taşınmazın öncesi orman olup, bu niteliğini koruduğu süredeki zilyetliğe değer verilemez. (HGK'nun 2004/8-242-292 sayılı kararı bu yöndedir) Taşınmazın orman tahdit hattı dışında bırakıldığı tarihten dava tarihine kadar da zilyetlikle mülk edinme süresi ve şartları da gerçekleşmemiştir. Açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Hazine ve Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde Orman Yönetimine iadesine 28/03/2005 günü oybirliğiyle karar verildi.