Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3554 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 9308 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan ve ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:Davacı ...; 06.06.2012 tarihli dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ... Köyünde bulunan tesbit dışı taşınmazı imar ve ihya ettiğini, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğunu ileri sürerek adına tescili istemiyle dava açmıştır.Mahkemece; fen ve orman bilirkişiler tarafından ortak düzenlenen 21.05.2013 tarihli rapor ekindeki Ek-1 nolu krokide (A) harfi ile işaretlenen 7.973,93 m² yüzölçümlü taşınmazın davacı adına tapuya tesciline, fazlaya ilişkin isteğin reddine karar verilmiş, hüküm davalılardan ve ... tarafından temyiz edilmiştir.Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, TMK'nın 713. maddesi uyarınca açılan tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindirÇekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre 1946 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, 1986 yılında yapılıp 09.06.1987 - 08.07.1987 tarih aralığında ilân edilerek kesinleşen genel arazi kadastrosu vardır. Arazi kadastrosunun kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir.Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hükme yeterli değildir. Şöyle ki; hükme dayanak yapılan orman bilirkişi tarafından düzenlenen raporda; temyize konu (A) harfi ile işaretlenen taşınmazın 1946 yılında yapılıp kesinleşen orman tahdit haritası dışında kaldığı, 1960 tarihli memleket haritasında kısmen, 1984 ve 1995 tarihli memleket haritasında tamamen yeşil renkli ormanlık alanda, eski tarihli hava fotoğrafında açık alanda gözüktüğü belirtilmiştir. Ne var ki, temyize konu taşınmaz rapor ekindeki aplikeli 1960 tarihli memleket haritasında kısmen, 1984 ve 1995 tarihli memleket haritasında tamamen ibreli ağaç rumuzlu ormanlık alanda, tarihi belirtilmeyen eski tarihli olduğu açıklanan hava fotoğrafında ise çok az kesimi koyu büyük bölümü açık alanda işaretlenmiş, hava fotoğrafı ile memleket haritaları arasındaki çelişkinin sebepleri hakkında açıklamada bulunulmadığı gibi, dava tarihinden 15-20 yıl öncesine ait hava fotoğraflarıda uygulanmamıştır Diğer taraftan bir örneği dosyada yer alan tahdit haritasında 4485, 4486, 4488, 4481 ve 4482 numaralı orman sınır noktalarını birleştiren hat ile karara dayanak alınan orman bilirkişi tarafından düzenlenen krokide, aynı noktaları birleştiren hat arasında açı, eğim ve uzaklık bakımından farklılık vardır. Tahdit haritası ile hat uygulaması çelişkili olup mahkemece bu yönler üzerinde durularak değinilen çelişkiler giderilmemiştir. Bu haliyle uzman bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli değildir. Bu nedenle; yöreye ait 1/5000 ölçekli fotogrametri yöntemiyle düzenlenen kadastro paftası, davalı taşınmaza komşu olan parsellerin kadastro tutanak ve dayanak belgeleri, yörede yapılan ilk orman kadastrosuna ilişkin çalışma tutanakları ve tahdit haritası, 1960, 1984 ve 1995 tarihli memleket haritaları ile bu haritaların yapımında esas alınan hava hava fotoğrafları ilgili yerlerden getirtildikten sonra, önceki bilirkişiler dışında halen .... ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir harita mühendisi ve bir ziraat mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu yardımıyla yeniden yapılacak keşifte 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa Göre Orman Kadastrosu ve Aynı Kanunun 2/B maddesinin uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan orman kadastrosu ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeği çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosuna göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, yapılacak araştırmada dava konusu yerin orman sayılmayan yerlerden olduğunun belirlenmesi halinde, en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile TMK’nın 713. maddesine dayanılarak dava açıldığından dava tarihinden, 15 - 20 yıl önce iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları ile ortafoto haritaları, dava konusu taşınmaz ile çevresine uygulanıp bu belgelerde dava konusu yer belirlendikten sonra, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip, taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, imar ve ihya ile zilyetliğin hangi tarihte başlayıp tamamlandığı belirlenmeli, bu belgeler ile kadastro paftası, pafta düzenlenmemişse dava konusu taşınmazın 23/6/2005 tarihli ve 2005/9070 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Büyük Ölçekli Harita ve Harita Bilgileri Üretim Yönetmeliği (BÖHHBÜY) hükümlerine göre koordinatlı olarak düzenlenecek haritası hem 1/5000 ve hem de 1/25000 ölçeklerinde eşitlenerek kadastro paftası ile düzenlenen harita, komşu ve yakın komşu taşınmazları da içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmazın konumunu, hava fotoğrafları ile orijinal renkli memleket haritaları üzerinde gösterir biçimde bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve bilimsel verileri içerir, topografik ve memleket haritalarından yararlanılarak taşınmazın gerçek eğim durumunu gösterir rapor alınmalı, ayrıca taşınmazın öncesinin ne olduğu, imar ve ihya yapılmışsa hangi tarihte başlayıp tamamlandığı, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, maddi olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak, taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından sorulmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu yukarıda belirtilen ve gerçeğin kendisi olan belgelere dayalı olarak düzenlenecek bilirkişi kurulu raporuyla denetlenmeli, 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacı ile eklemeli zilyet babası yönünden de tapu ve ilgili kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden senetsiz belgesiz araştırması yapılıp, sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, kanunun getirdiği 40/100 dönüm sınırlamasının aşılıp aşılmadığı saptanmalı, bundan sonra toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalılar ve ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 05.05.2015 günü oybirliğiyle karar verildi.