MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... ve davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:1962 yılında yapılan kadastro sırasında ... Köyü 279 parsel sayılı 13.300 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, 13.11.1959 tarih ve 70 sıra nolu tapu kaydı uygulanarak çalılık ve fundalık niteliği ile ... adına tespit ve tescil edilmiş, satış yoluyla davalı ...'a geçmiştir. Daha sonra yapılan yenileme çalışması üzerine 327 ada 17 parsel numarasını almıştır. 327 ada 17 parsel sayılı 13.304,95 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, çalılık ve fundalık niteliğiyle davalı adına tapuda kayıtlı olup beyanlar hanesine “Taşınmazın bir kesiminin orman sınırları içinde kaldığı ve alacaklı ... lehine 01.04.1969 tarihinde altı ay süreli 64.700.000,00.-TL bedelli ipotek bulunduğu" yönünde şerhler (açıklamalar) yazılmıştır. Davacı ... ; 327 ada 17 parsel sayılı taşınmazın kısmen kesinleşen orman tahdit haritası içinde kaldığını, öncesi ve mevcut durumu itibariyle eylemli biçimde orman olduğunu ileri sürüp tapu kaydının iptal edilerek orman niteliğiyle adına tapuya tescili, davalının elatmasının önlenmesi ve beyanlar hanesindeki şerhlerin silinmesi istemiyle dava açmıştır. Daha sonra 11.04.2014 havale tarihli ıslah dilekçesiyle; çekişmeli taşınmazın tamamının eylemli biçimde orman olduğu anlaşıldığından tapu kaydının iptal edilip orman niteliği ile adına tescili ve beyanlar hanesindeki şerhlerin silinmesini istemiş, elatmanın önlenmesi isteğinden vazgeçtiklerini belirtmiştir. Mahkemece; çekişmeli taşınmazın tamamının orman tahdidi içinde kaldığı, eylemli biçimde orman olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptal edilerek orman niteliğiyle adına tapuya tesciline, elatmanın önlenmesi isteğinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... tarafından beyanlar hanesindeki şerhler yönünden, davalı tarafından ise, esasa yönelik olarak temyiz edilmiştir. Dava, tapu iptali ve tescil, elatmanın önlenmesi ve beyanlar hanesindeki şerhlerin silinmesi niteliğindedir.Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1944 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 1744 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 21.09.1982 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 2. madde uygulaması ile 3302 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 25.07.1990 tarihinde ilân edilerek kesinleşen sınırlaması yapılmamış yerlerde orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması vardır.Mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; hükme dayanak yapılan orman, fen ve ziraat bilirkişi tarafından ortak düzenlenen raporda; çekişmeli taşınmazın (A) ve (C) harfleri ile gösterilen 154,65 m2 -13.028,82 m2 yüzölçümlü kesimlerinin 3116 tahdidinde Karlık Devlet Ormanı sınırları içinde olduğu, daha sonra (A) harfleriyle işaretlenen bölümünün 6831 sayılı Kanunun değişik 2/B madde uygulamasıyla ...poligon numarasıyla adına orman rejimi dışına çıkarıldığı, (B) harfli 121,48 m2 yüzölçümlü kesiminin ise orman tahdidi dışında kaldığı, taşınmazın % 20-22 eğimli olduğu, 1974 yılı hava fotoğrafında ormanlık ve açıklık alanda, 2001 yılı memleket haritasında tam kapalı orman olarak gözüktüğü, taşınmazın tamamının çam ağaçlandırma sahası olup alt tabakanın maki florası ile tamamen kaplı olduğu belirtildiği halde mahkemece bilirkişi raporuna aykırı olarak taşınmazın tamamının kesinleşen orman tahdidi içinde bulunduğu ve eylemli biçimde orman olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Bilindiği üzere orman kadastrosunun (tahdidinin) kesinleştiği yerlerde bir yerin orman olup olmadığı ve hukuki niteliği orman tahdit tutanak ve haritalarının uygulanması ile belirlenir. ..., kesinleşen orman kadastro sınırları dışında kalan, kişi adına tapuya tescil edildikten sonra eylemli orman haline gelen yerler hakkında eylemli orman iddiasıyla dava açamaz. Ancak, 4999 sayılı Kanun ile değiştirilen 6831 sayılı Kanunun 11. maddesinin beşinci fıkrası uyarınca, 20/06/1973 tarihli ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2. maddesi ve 23/09/1983 tarihli ve 2896 sayılı, 05/06/1986 tarihli ve 3302 sayılı kanunlarla değişik 2. maddesinin birinci fıkrasının (B) bendi, uygulamaları ile orman sınırları dışına çıkarılan, ancak fiilen orman olduğu Orman Genel Müdürlüğünce tespit edilen yerlerin, talep üzerine .... nca ... ne tahsis edileceği ve tahsisi yapılan bu yerlerin adına tapuya orman vasfıyla tescil edileceği hükme bağlandığından kesinleşen 2/B alanında kalan bölüm yönünden anılan kanun hükümleri uyarınca işlem yapabilir.Diğer taraftan bir örneği dosyada yer alan tahdit haritasında 1721, 1720, 2123 ve 1222 numaralı orman sınır noktalarını birleştiren hat ile karara dayanak alınan orman ve fen bilirkişi tarafından düzenlenen krokide, aynı noktaları birleştiren hat arasında açı, eğim ve uzaklık bakımından farklılık vardır. Tahdit haritası ile hat uygulaması çelişkili olup mahkemece bu yönler üzerinde durularak çelişki giderilmemiştir. Tahdit haritası ile çelişen krokiye dayanılarak hüküm kurulamaz. Bu haliyle uzman bilirkişinin orman tahdit haritası ve tutanaklarını nasıl uyguladığı ve taşınmazın kesinleşen orman tahdidinde ne gibi işleme tabi tutulduğu net olarak anlaşılamamaktadır.Ayrıca ..., çekişmeli taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesinde yazılı şerhlerin de silinmesini istediği ve ormanların korunmasına ilişkin Anayasanın 169 ve 6831 sayılı Kanunun 93. maddeleri karşısında, ormanlar üzerinde herhangi bir şerh konulamayacağı halde mahkemece, taşınmazın tahdit içinde kalan kesimi yönünden beyanlar hanesindeki alacaklı ... lehine konulan ve süresi çoktan dolduğu anlaşılan ipotek şerhinin silinmesine karar verilmemesi de isabetsizdir.Kabule göre de, çekişmeli taşınmazın (A) harfli bölümünün 6831 sayılı Kanunun değişik 2/B madde uygulamasıyla ...poligon numarasıyla adına orman rejimi dışına çıkarıldığının belirlendiği ve 2/B madde uygulaması kesinleştiği gibi, Hazinenin davaya katılımı sağlanmadan yokluğunda yargılama yapılarak yazılı şekilde hüküm kurulması da doğru değildir.O halde, öncelikle çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3116 , 1744 ve 3302 sayılı kanun hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman kadastro, aplikasyon ve orman rejimi dışına çıkartma haritaları, işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarını askı ilân tutanakları bulundukları yerlerden getirtildikten sonra mahkemece, önceki bilirkişiler dışında halen .... ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek iki mühendis ve bir harita mühendisinden oluşturulacak üç kişilik bilirkişi kurulu yardımıyla yeniden yapılacak keşifte 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa Göre Orman Kadastrosu ve Aynı Kanununun 2/B maddesinin uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeği çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek ve çekişmeli taşınmazın (X) ve (Y) değerlerini gösterir şekilde koordinatlı müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı yönetmelikler ile teknik izahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülerek, taşınmazın 2/B alanında kalan bölümünün olduğunun belirlenmesi halinde Hazinenin davaya katılımı sağlanıp delil ve belgeleri istenmeli, yukarıda değinilen hususlar gözetilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme araştırma sonucu dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ... ve davalı gerçek kişinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 05/05/2015 günü oybirliğiyle karar verildi.