Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RHükmüne uyulan Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 08.03.2000 gün ve 2000/2265-2580 sayılı bozma kararında özetle; "çekişmeli taşımazın 3116 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan orman kadastro sınırları içindeyken eski tapu kayıtları ve tapu dışı paylaşmaya göre 1953 yılında genel arazi kadastrosuna tabi tutulduğu, daha sonra 1979 yılında 1744 sayılı yasa gereği nitelik yitirmeden ötürü orman sınırları dışına çıkarma işleminin kesinleştiği, bu işlemin idari yargı tarafından kısmen iptal edildiği, itirazsız kesinleşen yerlerde 1744 Sayılı Yasanın uygulama alanı bulacağı, eski tapu kaydı kapsamında kalması halinde taşınmazın tapu maliklerine veya mirasçılarına yada onlardan devralan kişilere bırakılacağının kuşkusuz olduğu, 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmesinin sonucu değiştirmeyeceği, somut olayda Danıştayın iptal kararından sonra 6831 Sayılı Yasanın 3302 Sayılı Yasa ile değişik hükümlerine göre de bir orman sınırları dışına çıkarma işleminin yapıldığının bilirkişi raporlarında belirtildiği, hal böyle olunca, öncelikle son kez yapılan çıkarma işlemine ilişkin tutanak ve haritalarının getirtilmesi, yeniden yapılacak keşifte orman sınırları dışına çıkarmaya ilişkin tutanak ve haritalar ile tutunulan tapu kayıtlarının uygulanması, hangi taşınmazın hangi yasa hükümlerine göre orman sınırları dışına çıkarıldığının belirlenmesi, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine karar verilmiş, hüküm Hazine tarafından temyiz edilmiştir.Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptal ve tescil niteliğindedir.Çekişmeli taşınmazın bulunduğu ..... Köyünde 1942 yılında 3116 Sayılı Yasa hükümlerine göre orman kadastrosu yapılıp kesinleşmiş, ..... Köyünden ayrılan .....l Köyünde 1979 yılında 1744 Sayılı Yasa il değişik 6831 Sayılı Yasanın 2. madde uygulaması yapılmış, 1986 yılında 3302 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması yapılmış, dava tarihinden önce kesinleşmiştir..... Köyünde 1953 yılında yapılan genel arazi kadastrosunda, 3 parsel sayılı 242200 m2 yüzölçümündeki taşınmaz tarla niteliğiyle T.Evvel 1333 tarih ve 4 sıra numaralı sicilden gelen Kasım 1950 tarih ve 275 sıra numaralı tapu kaydıyla ..... ..... ve müşterekleri adına tesbit edilmiş, 12.05.1957 tarihinde ifraz edilip 312 ila 331 sayılı parseller oluşmuş, 326 sayılı parsel 5914 m2 yüzölçümü ile aynı kişiler adına tapulanmış, 15.12.1958 tarihinde ..... ....'e geçmiş, 07.06.1972 tarihinde bu parselde ifraz edilerek 638 ve 639 parseller oluşmuş, 639 sayılı 5414 m2 yüzölçümündeki çekişmeli parsel ilkin .... .... adına oluşmuş, dava tarihinde satışlar ile payları oranında ..... .... ve .... .... adına kayıt edilmiş, satış ve pay birleştirmeleri ile 12.5.2004 tarihinde .... .... geçmiştir. İşte; Hazine, .... Köyü 639 sayılı parselin, kesinleşen orman kadastro sınırları içindeyken, yine kesinleşmiş 2/B madde uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı iddiasıyla tapu kaydının iptali ve Hazine adına tapuya tescili iddiasıyla bu davayı açmıştır. Mahkemece: bozmaya uyularak, kadastro tesbitine esas alınan tapu kaydı ile kesinleşmiş orman kadastrosu 1744 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 2. maddesi ve 3302 Sayılı Yasayla değişik 2/B madde uygulamalarına ilişkin haritaların uygulanmasına dayalı olarak yapılan 04.03.2002 tarihli keşif sonucu, Orman Yüksek Mühendisi Bilirkişi ...... ..... ileFen elemanı bilirkişi .... ..... tarafından düzenlenen raporlarla, çekişmeli parselin 1942 orman kadastrosunda orman olarak sınırlandırıldığı, 1979 yılında yapılan 1744 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 2. madde uygulaması ile Hazine adına orman sanırları dışına çıkarıldığının belirlendiği, kadastro tesbitine esas alınan tapu kaydı kapsamında kaldığından tapu sahibine intikal ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Gerçekten de, 1744 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 2. maddesinin (a) ve (b) bendinde sayılan yerlerden "Evvelce sınırlaması yapılmış ve fakat yukarıdaki fıkra hükümlerine uymadığı Orman Bakanlığınca veya vaki müracaatlar üzerine anlaşılan sınırlamaların düzeltilmesi bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç on yıl içinde orman kadastro komisyonlarınca yapılır. Bu düzeltme sonucu orman sınırları dışına çıkarılacak yer, sınırlaması itirazsız kesinleşmiş tapulu arazi ise mülkiyeti tekrar tapu sahiplerine intikal eder."Ne var ki; dosya içindeki kayıt ve belgeler ile bilirkişi raporları birlikte incelendiğinde, kadastro tesbitine esas alınan Kasım 1950 tarih 275 sıra numaralı tapu kaydının geldiği T. Evvel 1333 tarh 4 numaralı sicilden gelen Haziran 1933 tarih 5 numaralı tapu kaydı, ..... Valide Sultan Vakfından gelen, 3000 dönüm yüzölçümlü orman tapusu olup, bu tapu kapsamında devletleştirilen orman bölümünü orman kadastro komisyonunca tahdidinin yapıldığı ve Temmuz 1948 tarih 3 numarada Hazine adına tapuya tescil edildiği, tapu kaydının iktisap sütununa yazılarak arazi kısmı için 52 hektar 3000 m2 yüzölçümünde, D: .... Köprüsü ve Öz Cebel, B: Kışla Gediği ve Dağ, K: Çene Dağı, G: İncir Dağı ve öz sınırlı Kasım 1950 tarih 275 sıra numaralı tapu kaydının .... ..... ve müşterekleri adına oluşturulduğu, 1953 yılında yapılan arazi kadastrosunda, 1942 yılı orman kadastrosunda haritası çizilmek suretiyle belirlenen devlet ormanı sınırlarına uyulmayarak, Kasım 1950 tarih 275 sıra numaralı tapu kaydı esas alınıp, çekişmeli parselin geldiği 3 sayılı kadastro parseli ile dava dışı 2 sayılı parsel tutanağının düzenlendiği, çekişmeli 639 sayılı çekişmeli parselin aynı zamanda, kesinleşen orman alanları için 1987 yılında oluşturulan 784 numaralı parsel içinde de kaldığı anlaşılmaktadır. Haritası bulunmayan Kasım 1950 tarih 275 sıra numaralı tapu kaydı, orman kadastrosunda orman olarak sınırlanan alanlar dışındaki arazi kısmı için oluşturulduğuna ve bu tapu kaydının iktisap sütununda kesinleşen orman kadastrosunun ölçekli haritaları nazara alınarak arazi kısmının ormandan ayrılarak Kasım 1950 tarih ve 275 numaralı tapu kaydı oluşturulduğuna, çekişmeli parselin 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastro haritasının sınırları içinde bulunması nedeniyle, 1979 yılında 2. madde uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı belirlendiğine göre, kadastro tesbitine esas alınan tapu kaydının çekişmeli .... Köyü 639 sayılı parseli kapsadığı kabul edilemez. Her ne kadar kadastro tesbitine esas alınan tapu kaydının yerel bilirkişi sözlerine göre çekişmeli parseli kapsadığı gerekçe gösterilmiş ise de, ölçekli haritası bulunan orman kadastrosunun uygulanmasına dayalı teknik bilirkişi bulgusu karşısında soyut yerel bilirkişi sözlerine dayalı görüşlerine değer verilemez.Çekişmeli parsel kadastro tesbitine esas alınan tapu kaydı kapsamında olamayacağına, çekişmeli taşınmazın orman sınırları içinde iken oluşturulan kadastro tapusuna değer verilemeyeceğine göre, dava konusu parselin 1744 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 2. maddesi gereğince davalılara intikal ettiği kabul edilemez.Bu nedenlerle, Hazinenin davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeler ile davanın reddi yolunda karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 16/03/2006 günü oybirliğiyle karar verildi.