Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3275 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 6564 - Esas Yıl 2015





İNCELENEN KARARINMAHKEMESİ : Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RTapuda davalı adına kayıtlı olan eski ... köyü 480 sayılı 2892 m2 yüzölçümündeki parsel, 5304 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik 3402 sayılı Kanunun 22. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi hükmüne göre yapılan kadastro haritalarının yeniden düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin yapılması işleminde, 20695 ada 19 parsel sayısı, 3044,31 m2 yüzölçümü ve yeni haritası ile malik hanesi “Tapu kütüğünde olduğu gibi” şeklinde tespit edilmiş, 3402 sayılı Kanunun 11. maddesine göre 25.02.2011 ilâ 24.03.2011 tarihleri arasında ilân edildiği tutanak arkasına yazılmıştır. ... ..., Kadastro Mahkemesine vermiş olduğu, 22/03/2011 tarihli dava dilekçesi ile, parselin yörede 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre 1946 yılında yapılıp kesinleşen orman tahdidinde tahdit sınırları içinde bırakıldığını belirterek, bu bölümün tespitinin iptali ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır. Kadastro Mahkemesince, tapu iptali ve tescil davalarına bakma görevinin Asliye Mahkemelerine ait olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, Asliye Hukuk Mahkemesinin de davanın askı ilânı süresi içinde açıldığı gerekçesiyle karşı görevsizlik kararı vermesi ve görevsizlik kararlarının temyiz edilmeden kesinleşmesi üzerine Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 14/03/2013 gün ve .../... - ... sayılı kararıyla Asliye Hukuk Mahkemesi yargı yeri olarak belirlenmiştir. Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava kesinleşen tahdide dayalı tapu iptali ve tescil niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 1940 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, 1744 sayılı Kanuna göre 1981 yılında yapılıp 24.09.1982 tarihinde, ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 1744 sayılı Kanun ile değişik 2. madde uygulaması, 1984 yılında yapılıp 11.12.1985 tarihinde ilân edilen aplikasyon ve 2896 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması, 1987 yılında yapılıp 25.05.1988 tarihinde ilân edilen, aplikasyon ve 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması vardır. Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Şöyle ki; mahkemece yörede ilk kez 1940 yılında yapıldığı anlaşılan orman kadastosu ile daha sonra 1981 yılında yapılan çalışmaya ait harita ve tutanaklar getirtilerek uygulanmamış; çekişmeli yerin ilk orman kadastrosu ile 1981 yılındaki çalışmaya göre konumunu ayrı renklerde gösterir ortak rapor ve kroki alınmamış, uygulanan 1985 tarihli aplikasyon ve 2/B uygulamasına ilişkin tutanak ve haritalarına tamamı getirilmediği gibi getirtilen 29 numaralı tutanağın devamı olan 52. sayfada 5 numaralı bendin (a) fıkrasında “değirmen bendindeki 2205 numaralı O.S. noktasından kalkılarak sağ taraf devlet ormanı sol, mahkeme kararıyla orman sayılmayan araziler” olduğu yazılı olmasına rağmen tahditte uygulanan mahkeme kararı getirtilip uygulanmamıştır. Bu nedenle; mahkemece öncelikle, yukarıda anılan tüm orman tahditlerine ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilân tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneğini ile 29 numaralı tutanakta belirtilen dava dosyası ile 5831 sayılı Kanun hükümleri gereğince kullanım kadastrosu yapılıp yapılmadığı araştırılarak buna dair belgelerin, davaya konu taşınmazın ilk oluşumundan itibaren tüm gittileriyle birlikte tapu kaydının, tapu kaydı mahkeme kararı ile oluşmuşsa ilgili dava dosyasının getirtilerek dosyanın keşfe hazır hale getirilmesi gereklidir. Bundan sonra; mahkemece, önceki bilirkişiler dışında halen ... ve ... ... .... ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu yardımıyla yeniden yapılacak keşifte, 05.03.2007 tarihinde yürürlüğe giren Orman Kadastro Teknik İzahnamesinin 36. maddesinde yazılı “Orman sınır nokta ve hatlarının arza uygulanmasında; tutanaklardan, orman kadastro haritalarından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon ve röper nokta ve krokilerinden yararlanılır…Sınırlama tutanakları, ölçü değerleri ve orman kadastro haritaları ile zemindeki durum arasında çelişki olduğunda, tutanaktaki kararlar ile orman sınır noktası ve hatlarının yazılı tarifleri esas alınmak suretiyle ölçü, harita ve zemin kontrolü yapılarak gerçek duruma uygun olanı uygulanır” hükmü ile 20.11.2012 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosu ve 2/B Uygulama Yönetmeliğinin “Teknik İşler” başlıklı Sekizinci Bölümünde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, 29 numaralı tutanakta belirtilen dava dosyasında orman sınırları dışına çıkarılan yer ile aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde, yukarıda anılan Yönetmelik ve Teknik İzahnamede yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülerek, oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Çekişmeli parsele komşu ya da yakında bulunan 14, 15, 16, 17 ve 20 sayılı parsellere ait tapu kayıtları ile bu parseller hakkında da temyize konu dosyada olduğu gibi davalar açılmış ise ilgili dava dosyaları dosyaya getirtilmeli, tümü birlikte değerlendirilmelidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı ... ...nin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 15/03/2016 günü oybirliğiyle karar verildi.