Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3081 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 315 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Kadastro MahkemesiTaraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ...ve davalılar tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A R5831 sayılı Kanun ile 3402 sayılı Kadastro Kanununa eklenen geçici 8. maddesine göre yapılan ek kadastro çalışmaları sırasında... köyü 263 ada 4, 289 ada 1 ve 5, 294 ada 1, 295 ada 1 parsel ile 298 ada 1 parsel sayılı sırasıyla 877,10 m², 1659,99 m², 1541,37 m², 5897,84 m², 725,12 m² ve 971,61 m² yüzölçümündeki taşınmazlar, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar adına tespit edilmiştir.Davacı Hazine, çekişmeli taşınmazların orman sınırları dışına çıkarıldığı tarih ile tespit tarihi arasında 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresi dolmadığı iddiasıyla dava açmıştır.Mahkemece, yargılama aşamasında ayrı ayrı açılan davalar birleştirildikten sonra, davanın kısmen kabulü ile, 289 ada 1 ve 5, 298 ada 1 ile 295 ada 1 nolu parsellerle ilgili olarak açılan davanın reddiyle, bu parsellerin tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline; 263 ada 4 nolu parselin (B) harfi ile gösterilen kısmının tespitteki vasfıyla ...adına tapuya kayıt ve tesciline, (A) harfi ile gösterilen kısmının tespit gibi tesciline; 294 ada 1 nolu parselin (B) harfi ile gösterilen kısmının tespitteki vasfıyla ...adına tapuya kayıt ve tesciline, (A) harfi ile gösterilen kısmının tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ...tarafından 289 ada 1 ve 5, 298 ada 1, 295 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar ile 263 ada 4 ve 294 ada 1 parsel sayılı taşınmazların (A) harfi ile gösterilen bölümlerine yönelik ve davalı kişiler tarafından 263 ada 4 ve 294 ada 1 parsel sayılı taşınmazların (B) harfi ile gösterilen bölümlerine yönelik temyiz edilmiştir. Dava kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.Yörede 766 sayılı Kanuna göre yapılıp 1957 yılında kesinleşen genel arazi kadastrosu, 6831 sayılı Kanuna göre yapılıp 22.05.1991 tarihinde ilân edilen orman kadastrosu ve 2B çalışması, 2859 sayılı Kanuna göre yapılıp 21.02.2005 tarihinde kesinleşen yenileme kadastrosu ve 4999 sayılı Kanuna göre yapılıp 24/12/2010 tarihinde ilân edilmiş fennî hataları düzeltilmiş orman kadastro haritası ile 5831 sayılı Kanunla 3402 sayılı Kadastro Kanununa eklenen geçici 8. maddesine göre yapılan ek kadastro çalışmaları bulunmaktadır.1) Davalı kişiler tarafından 294 ada 1 parsel sayılı taşınmazın (B) harfi ile gösterilen bölümüne ilişkin temyiz itirazı yönünden;İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli 294 ada 1 parsel sayılı taşınmazın (B) harfi ile gösterilen bölümünün 6831 sayılı Kanunun 17/2. madde hükmüne göre orman içi açıklık niteliğinde orman sayılan yerlerden olmasına karşın tahdit dışında bırakıldığı ve bu taşınmazın vasfının mülk sahibi ... tarafından orman olarak idari yoldan değiştirilmesinin de herzaman mümkün olduğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.2) Davacı ...tarafından 289 ada 1 ve 5, 298 ada 1, 295 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar ile 263 ada 4 parsel sayılı taşınmazın (A) bölümüne yönelik ve davalı kişiler tarafından 263 ada 4 parsel sayılı taşınmazın (B) harfi ile gösterilen bölümüne ilişkin temyiz itirazları yönünden;Mahkemece, çekişmeli 289 ada 1 ve 5, 298 ada 1, 295 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar ile 263 ada 4 parsel sayılı taşınmazın (A) harfi ile gösterilen bölümünün orman sayılmayan yerlerden olduğu ve adına tescil kararı verilen kişilerin zilyetlikle kazanma koşullarının oluştuğu ve 263 ada 4 parsel sayılı taşınmazın (B) harfi ile gösterilen bölümünün orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle davacının davasının kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Hükme esas alınan orman bilirkişi raporunda 289 ada 5, 298 ada 1 ve 295 ada 1 parsel sayılı taşınmazların eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarında orman bütünlüğü dışında yer alması nedeniyle orman sayılmayan yerlerden olduğu bildirilmiş ise de, rapora ekli memleket haritaları ve hava fotoğraflarında taşınmazların kısmen orman sayılan alanda görülmekte ayrıca ziraat bilirkişi raporunun da usûlünce hazırlanmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak hüküm kurulamaz. O halde;Mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ile komşu parsellerin tutanak ve dayanakları ilgili yerlerden getirtilip, halen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir mühendis ve bir fen elemanı ile ziraat bilirkişi yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır.Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazların orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak; yapılacak keşifte tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanmalı; bu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmazlar başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri tutanak içeriği ile çeliştiği taktirde 3402 sayılı Kanunun 30/1 maddesi gereğince tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenerek çelişkinin giderilmesine çalışılmalı; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davalılar yanında, (murisler) yönünden de tapu ve ilgili kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükümleri nazara alınarak sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.3) Davacı...294 ada 1 parsel sayılı taşınmazın (A) harfi ile gösterilen bölümüne ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Mahkemece, çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, ulaşılan sonuç, dosya içeriğine uygun düşmemektedir. Şöyle ki; çekişmeli yer, kadastro paftasına göre 294 ada 2 nolu parselin bitişiğinde ve bu parsel ile birlikte 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesinde açıklanan orman içi açıklığı konumunda olduğu anlaşılmaktadır. Kanun koyucu, 6831 sayılı Kanunun 17. maddesinde yaptığı düzenlemeyle, orman içi açıklıkların özel mülke dönüşmesi yolunu kapatmıştır.Devlet Ormanlarının herhangi bir suretle yanmasından veya açıklıklarından faydalanılarak işgal, açma veya herhangi şekilde olursa olsun kesme, sökme, budama veya boğma yollarıyla elde edilecek yerlerle buralarda yapılacak her türlü yapı ve tesislerin, şahıslar adına tapuya tescil olunamayacağı; buralara doğrudan doğruya Orman İdaresince el konulacağı, 17. maddenin (5192 sayılı Kanunla değişik) ikinci fıkrasıyla hüküm altına alınmıştır.Orman içi açıklığı konumundaki taşınmazların, öncesinin orman olma zorunluluğu da yoktur. Zira, öncesi orman olan ve ormandan açılan taşınmazlar, 6831 sayılı Kanunun 1. maddesi ve Yargıtay uygulamaları gereği oluşan kesin içtihatlara göre zaten orman sayılmaktadır. 6831 sayılı Kanunun 17. maddesinde, öncesi orman iken açılan yerlerin yanında ayrıca (orman bütünlüğünün korunması amacıyla) orman içi açıklığı konumundaki taşınmazların da zilyetlikle kazanılamayacağı ve özel mülk olarak tescil edilemeyeceği yönünde önemli bir ilkeye yer verilmiştir.Öte yandan;a) 26.05.1958 tarihli Orman Tahdit ve Tescil Talimatnamesinin 26/son maddesinde “devlet ormanlarındaki açıklık sahaların devlet ormanı olarak tahdit edileceği”b) 25.06.1970 günlü Resmî Gazetede yayımlanan Orman Tahdit ve Tescil Yönetmeliğinin 33/A maddesinde “Orman Kanununun 17 nci maddesinde yer alan orman içinde bulunan, tabiaten ağaç veya ağaççık ihtiva etmeyen ve ekseri ahvalde otsu bitki veya sair şüceyrat ihtiva eden açıklıkların, devlet ormanı olarak sınırlandırılacağı”c) 19.08.1974 günlü Resmi Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosu Yönetmeliğinin 40/A maddesinde “orman içindeki kültür arazileri dışında 6831 sayılı Kanununun 17 nci maddesinde yer alan orman içinde bulunan, tabiaten ağaç ve ağaççık ihtiva etmeyen ve ekseri ahvalde otsu bitki veya sair şuceyrat ihtiva eden açıklıkların devlet ormanı olarak sınırlandırılacağı”d) 20.05.1984 günlü Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa Göre Yapılacak Orman Kadastrosu ve Aynı Kanunun 2/B Maddesinin Uygulaması Hakkında Yönetmeliğin 30/1-A maddesinde “orman içindeki kültür arazileri dışında 6831 sayılı Kanunun 17 nci maddesinde yer alan orman içinde bulunan tabiaten ağaç ve ağaçcık ihtiva etmeyen, ekseri ahvalde otsu bitki veya bazı ahvalde yer yer odunsu bitkiler ihtiva eden açıklıkların, devlet ormanı olarak sınırlandırılacağı”, e) 02.09.1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa Göre Orman Kadastrosu ve Aynı Kanunun 2/B Maddesinin Uygulaması Hakkında Yönetmeliğin 23/1-A maddesinde “orman içindeki kültür arazileri dışında 6831 sayılı Kanunun 17. maddesinde yeralan orman içinde bulunan tabiaten ağaç ve ağaçcık ihtiva etmeyen ekseri ahvalde otsu bitki veya bazı ahvalde yer yer odunsu bitkiler ihtiva eden açıklıkların, devlet ormanı olarak sınırlandırılacağı”,f) 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa Göre Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin 26/1-a maddesinde “ormaniçindeki kültür arazileri dışında 6831 sayılı Kanunun 17 nci maddesinde yer alan orman içinde bulunan doğal olarak ağaç ve ağaçcık içermeyen, genel olarak otsu bitki veya bazı durumlarda yer yer odunsu bitkiler içeren açıklıkların, devlet ormanı olarak sınırlandırılacağı”,g) 20.11.2012 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosu ve 2/B Uygulama Yönetmeliğinin 16/1-i maddesinde (aynı Yönetmeliğin 14/1-s maddesinde “Orman içinde kültür arazileri dışında, insan müdahalesi olmaksızın kendiliğinden oluşan, doğal olarak ağaç ve ağaççık içermeyen, genel olarak otsu bitki ve bazı durumlarda yer yer odunsu bitkiler içeren alanlar” olarak tanımlanan) “orman içi açıklıkların”, devlet ormanı olarak sınırlandırılacağı, öngörülmüştür.Keza, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.12.1997 gün 1997/20-830-1034, 17.12.1997 gün 1997/20-808-1039, 22.10.2003 gün 2003/20-665-614 ve 11.10.2004 gün 2004/7-531-582 sayılı kararlarında da açıklandığı üzere, yargısal uygulamada da, bu tür yerlerin, kesinleşen orman kadastro sınırları dışında bulunsa bile devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olması nedeniyle zilyetlikle kazanılamayacağı ve özel mülk olarak kişiler adına tescil edilemeyeceği kabul edilmektedir.Mahkemece, değinilen yönler gözetilerek davanın kabulü gerekirken, dava konusu taşınmazın özel mülke dönüşmesini sağlayacak biçimde davanın reddi yolunda hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle; davalı kişilerin 294 ada 1 parsel sayılı taşınmazın (B) harfi ile gösterilen bölümüne yönelik temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalılardan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve yatırdıkları temyiz harcının istek halinde iadesine,2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle; davacı...289 ada 1 ve 5, 298 ada 1, 295 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar ile 263 ada 4 parsel sayılı taşınmazın (A) harfi ile gösterilen bölümüne ilişkin ve davalı kişilerin 263 ada 4 parsel sayılı taşınmazın (B) harfi ile gösterilen bölümüne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile 289 ada 1 ve 5, 298 ada 1, 295 ada 1 parsel ile 263 ada 4 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin olarak hükmün BOZULMASINA,3) Üçüncü bentde açıklanan nedenlerle; davacı...294 ada 1 parsel sayılı taşınmazın (A) harfi ile gösterilen bölümüne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile 294 ada 1 parsel sayılı taşınmazın (A) harfi ile gösterilen bölümüne ilişkin olarak hükmün BOZULMASINA 15/04/2015 günü oybirliğiyle karar verildi.