Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3034 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 9543 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Kadastro MahkemesiTaraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı - k.davalı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A R3402 sayılı Kadastro Kanununa 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile eklenen Ek- 4. maddesi uyarınca yapılan kadastro sırasında ... İlçesi,... Köyü 102 ada 53 parsel sayılı 1188 m2 ve 104 ada 58 parsel sayılı 2481 m2 yüzölçümlü taşınmazlar beyanlar hanesine davalı gerçek kişilerin kullanımında olduğu açıklaması yazılarak zeytinli tarla niteliğiyle ... adına tespit edilmiştir.Davacı ... 102 ada 53 parsel sayılı taşınmazın kimsenin kullanımında olmadığını belirterek, ... lehine konulan kullanım şerhinin silinmesi istemiyle; ... 53 sayılı parselin uzun yıllardır kendi zilyedliğinde olduğu iddiasıyla, ... adına yapılan tespitin iptali istemiyle;...ve arkadaşları da 104 ada 58 sayılı parselin ... adına yapılan tespitinin iptali istemiyle dava açmış, mahkemece, ...nin şerhe yönelik davasının reddine; davacıların davasının kabulü ile 102 ada 53 sayılı parselin ... adına; 104 ada 58 parselin 1/3 er pay oranı ile.. mirasçıları ... adına tespit ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı...davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanununa 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile eklenen Ek 4. maddesi uyarınca yapılan kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.Yörede 1949 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılan orman kadastrosu ile 1978 yılında kesinleşen 6831 sayılı Kanunun 1744 sayılı Kanunla değişik 2. madde uygulaması, 1986 yılında kesinleşen 2896 sayılı Kanunla değişik 2/B madde uygulaması ve sınırlaması yapılmamış ormanların kadastro çalışması bulunmaktadır. Mahkemece, çekişmeli taşınmazların kesinleşen orman sınırı dışında kaldığı, 2/B sahası ile ilgisinin bulunmadığı 1964 tarihli memleket haritasında da % 2 ila 10 eğimli, orman sayılmayan yerlerden olduğu ve zilyedlik yolu ile taşınmaz edinme koşullarının davacılar yararına oluştuğu gerekçesiyle hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir.Şöyle ki; uzman bilirkişi raporunda incelendiği bildirilen 1964 tarihli memleket haritası, bunun yapımına esas alınan hava fotoğrafı ve orman kadastro haritaları rapora eklenmemiştir. .. Müdürlüğünden gönderilen, işletme şefi Mehmet Keskin imzalı memleket haritasında ve hangi yıla ait olduğu anlaşılamayan orman kadastro haritasında taşınmazların yeri işaretlenmiş, yerel bilirkişiler ve ziraat uzmanı tarafından üzerinde 40-50 yaşa kadar aşılı zeytin ağaçları olduğu açıklanmıştır. Ancak, hem eski tarihli hava fotoğrafı rapora eklenmediğinden hem de tespit tarihine yakın tarihlere ait resmî belgeler üzerinde kullanım durumunun tespitine yönelik araştırma yapılmadığından bu bilgiler resmî belgelerle denetlenememektedir. .. Tespit tarihine kadar 20 yıl süreyle zilyet edildiği ileri sürülen taşınmazların, Kadastro Kanununun 14. maddesinde yazılı diğer koşulların yanında niteliğinin, imar ihya edildiğinin ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıç ve süresinin, kullanılıp kullanılmadığının ve tasarruf sınırlarının ne olduğunun takdiri delil olan yerel bilirkişi ve tanık sözleri yanında, gerçeğin bir resmi olan en eski tarihli hava fotoğrafı ve gerçeğin modeli olan memleket haritaları ile tespit tarihinden 15 - 20 - 25 yıl önce çekilen hava fotoğrafları ve bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen orijinal renkli memleket haritaları ve standart topografik fotogrametri yöntemi ile düzenlenen kadastro haritalarının, stereoskop aletiyle üç boyutlu olarak incelenip taşınmazların niteliğinin, konumunun ve kullanım durumunun anlatılan bilimsel yöntemle kesin olarak belirlenmesi zorunludur. O halde mahkemece, daha önceki keşiflerde görev almamış bir orman bilirkişi, bir ziraat uzmanı, bir fen elemanı marifetiyle yeniden yapılacak keşifte, yöreye ait 1964 tarihli memleket haritası, bunun yapımına esas alınan hava fotoğrafları ve yine tespit tarihinden 15 - 20 - 25 yıl öncesine ait memleket haritası ve hava fotoğrafları ile tüm orman kadastro ve 2/B haritaları getirtilerek, taşınmazların konumu belirlenmeli, hava fotoğrafları stereoskop aletiyle üç boyutlu olarak incelettirilmeli, kadastro paftası üzerine aplike edilerek taşınmazların niteliği, kullanım ve tasarruf sınırlarının olup olmadığı araştırılmalı, üzerindeki bitki örtüsü, ağaç yaşı, dağılımı, kapalılık oranı konusunda ziraat uzmanından rapor alınmalı, taşınmazlar gerçekten 2/B sahasında ve sonradan kullanım kadastrosuna konu olmuş yerlerden ise 2/B işleminin itirazsız kesinleştiği, işlemin iptaline ilişkin hak düşürücü sürelerin geçtiği, yörede 3402 sayılı Kadastro Kanununa eklenen Ek - 4. maddesi kapsamında yapılan kullanım kadastrosu çalışmalarının davacı kişilere tahdidin ve 2/B işleminin iptali hususunda yeni bir dava hakkı vermeyeceği, kaldı ki; 5831 sayılı Kanunun 5. maddesi ile 6831 sayılı Orman Kanununa eklenen Ek 10. maddesi hükmü gereğince kesinleşmiş 2/B alanlarının orman sınırları dışına çıkarıldıkları tarihten itibaren zilyetliğe konu olamayacakları ve bu tür yerlerde zilyetlikleri lehine tescil kararı verilemeyeceği, ancak kullanım ispatlandığı takdirde şerhe yönelik karar verilebileceği düşünülmeli, bundan sonra elde edilecek delillere göre karar verilmelidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı - davacı ...nin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 14/04/2015 günü oybirliğiyle karar verildi.