MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacı, dava dilekçesiyle... Köyünde 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan çalışmalarda orman alanlarının kısmî ilâna çıkartıldığını, adına 3458,54 m² olarak tespit edilen 167 ada 3 nolu parselin yüzölçümünün eksik yazıldığını, kalan ve zilyetliğinde bulunan taşınmazının 101 ada 1 nolu 218 hektar 2771,10 m² yüzölçümüyle tespit edilen orman parseli içerisinde bırakıldığını iddia ederek yapılan tespitin iptaliyle taşınmazın adına tescilini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne ve dava konusu 167 ada 3 nolu parselin kadastro tespitinin iptali ile 5297,606 m² olarak bahçe niteliğiyle davalı adına tapuya tesciline karar verilmiş; davalı ... Yönetimi tarafından hüküm temyiz edilmekle, 20. Hukuk Dairesinin 27.01.2011 gün ve 2010/15291 - 2011/883 sayılı kararı ile bozulmuştur.Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "..orman kadastrosu çalışmalarının tamamladıktan sonra 03.09.2009 tarihinde askıya çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Bu tarihten itibaren hak sahibi gerçek ve tüzel kişiler 3402 sayılı Kanunun 11/1. maddesine göre 30 günlük sürede kadastro mahkemelerinde sınırlamaya itiraz hakkına sahiptir. Somut olayda; dava, 15.01.2010 gününde yani 30 günlük süre geçtikten sonra Orman Yönetimine karşı açılmıştır. Bu durumda; öncelikle, kamu düzenine ilişkin olan görev konusu mahkemece resen gözönüne alınarak davanın görev yönünden reddine, dosyanın görevli genel mahkemelere aktarılmasına ve 167 ada 3 nolu parsel davalı olmadığından kadastro tutanağının olağan yollardan kesinleştirilmesi için kadastro müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmesi, genel mahkemece de ormanların çıplak mülkiyeti Hazineye ait olduğundan Hazine davaya dahil edilerek işin esasına girilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu" gereğine değinilmiştir.Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra görevsizlik kararı verilerek, görevli ve yetkili... Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, Sulh Hukuk Mahkemesince yargılamaya devam olunmuş ve mahkemece davanın kabulüne, dava konusu 101 ada 1 sayılı parselin kadastro tesbitinin iptali ile fen bilirkişinin 13/05/2010 tarihli raporunda (A) harfi ile gösterilen 1839.06 m2 kısmının davacı ... adına tarla niteliğiyle tapuya kayıt ve tesciline, geri kalan kısmının davalı Hazine adına tesbit gibi tapuya kayıt ve tesciline, 167 ada 3 sayılı parsel yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.Dava, tapu kaydının iptali ve tescili istemine ilişkindir.Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre orman sınırlandırması yapılmış, 03.09.2009 - 02.10.2009 tarihleri arasında ilan edilerek kesinleşmiştir.Mahkemece; bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile işaretli 1839,06 m2 yüzölçümlü kısmın orman vasfında olmadığı ve davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmişse de, incelenen dosya kapsamına, yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporuna göre mahkemenin değerlendirmesi yerinde değildir.10.10.1987 tarihinde yürürlüğe giren 3402 sayılı Kanunun 4/3. maddesi; "çalışma alanında orman bulunması ve 6831 sayılı Orman Kanununa göre orman kadastrosuna başlanılmamış olması halinde, orman kadastrosu ve bu ormanların içinde ve bitişiğinde her çeşit taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırlarının tayini ve tespiti kadastro ekibi tarafından yapılır ve bu durum ekip tarafından iki ay önce Orman Genel Müdürlüğüne bildirilir. Buna karşılık, iki ay içinde kadastro komisyonlarınca orman sınırlarının belirlenmemesi halinde kadastro çalışma alanı sınırları kadastro ekiplerince belirlenir ve çalışmalar bu kanun hükümlerine göre yürütülür. Kadastro ekiplerince bu şekilde tespit ve ilan edilen yerlerde orman kadastro işlemleri de ikmal edilmiş sayılır. Orman kadastrosu kesinleşmiş yerlerde bu sınırlara aynen uyulur." şeklinde iken 22.02.2005 gün 5304 sayılı Kanun ile sözü edilen üçüncü fıkra değiştirilmiş ve aynı maddeye 4, 5 ve 6 ıncı fıkralar eklenmiştir. Bu değişiklikte 3. fıkra "çalışma alanında orman bulunması ve 6831 sayılı Orman Kanununa göre orman kadastrosuna başlanılmamış olması halinde orman kadastrosu ve bu ormanların içinde ve bitişiğinde her çeşit taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırlarının tayini ve tespiti kadastro ekibi tarafından yapılır. Ancak; bu çalışmalarda kadastro ekibine Orman Genel Müdürlüğü taşra teşkilatınca görevlendirilecek en az bir orman yüksek mühendisi veya ziraat mühendisinin bildirimden itibaren 7 gün içinde iştirak ettirilmesi zorunludur. Bu çalışmalara muhtar ve bilirkişilerin katılmaması halinde çalışmalar re’sen devam ettirilir." şeklini almış,Eklenen 5. fıkra ise "çalışma alanındaki ormanların bu ekipçe sınırlandırılma ve tespitleri yapılarak otuz günlük kısmi ilana alınır. Bu alanlarda orman kadastrosu yapılmış sayılır" şeklindedir. Yine 27.01.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5831 sayılı Tapu Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 2. maddesi ile 6831 sayılı Orman Kanununun 7. maddesinin birinci fıkrasının sonuna; "ancak, henüz orman kadastrosuna başlanılmamış yerlerde, 3402 sayılı Kadastro Kanunu hükümlerine göre belirlenen orman sınırı, orman kadastro komisyonlarınca belirlenen orman sınırı niteliğini kazanır" cümlesi eklenmek suretiyle 6831 sayılı Kanun hükümleri 3402 sayılı Kanun hükümleri ile uyumlu hale getirilmiştir. Yukarıda belirtilen kanunların getirdiği bu yeni düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında; dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde, 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi uyarınca orman kadastro çalışmalarının yapıldığı, kadastro ekiplerince dava konusu taşınmazın orman niteliğiyle Hazine adına tesbit ve tescil edildiği ve kamu malı niteliğini kazandığı, 3402 sayılı Kanunun 16/D maddesi hükmünde "Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ormanlar, bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde, özel kanunları hükümlerine tabi olduğu"nun belirtildiği, bu nedenle ormanlar hakkında özel kanun olan 6831 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gerektiği ve 6831 sayılı Kanunun 11/1. maddesinde de orman kadastrosunun kesinleşmesinden sonra tapulu taşınmazlarda tapu sahiplerinin 10 yıllık hak düşürücü süre içinde dava açabilecekleri hükmünün bulunduğu, bu ilkelerin H.G.K.'nun 08.06.2005 gün 2005/20 - 327 - 377 sayılı ve 28.06.2006 gün 2006/20 - 467 - 494 sayılı kararlarında da aynen benimsendiği anlaşılmakla, davacının zilyetliğe dayanarak açtığı davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle (A) harfi ile gösterilen bölümün kabulüne karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ... Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 25/01/2013 günü oybirliğiyle karar verildi.