Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2887 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 6323 - Esas Yıl 2015





İNCELENEN KARARINMAHKEMESİ : Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A R... ili ... ilçesi ... köyünde 2005 yılında yapılıp 28.03.2006 - 27.04.2006 tarih aralığında ilân edilerek kesinleşen genel arazi kadastrosu sırasında 101 ada 608 parsel sayılı 24.186.145,36 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tespit tutanağı düzenlenmeden 3402 sayılı Kanunun 22/son maddesi uyarınca aktarma yoluyla 28.04.2006 tarihinde orman niteliği ile ... adına tescil edilmiştir. Davacılar ... ... ve arkadaşları vekili 12.04.2002 tarihli dilekçe ile; tapu kaydına tutunarak dava dilekçesinde sınırlarını belirttiği taşınmazların orman sahası olarak ... adına tescil edilen bölümlerinin tapu kaydının iptal edilip ... ... mirasçıları adlarına tapuya tescili istemiyle Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açmıştır. Asliye hukuk mahkemesince yörede genel arazi kadastrosunun yapıldığı gerekçesiyle davanın Kadastro Mahkemesine devrine karar verilmiştir. Kadastro Mahkemesince de davaya konu 101 ada 608 parsel sayılı taşınmazın genel arazi kadastrosu sırasında kadastro tespit tutanağı düzenlenmeden 3402 sayılı Kanunun 22/son maddesi uyarınca aktarma yoluyla orman niteliğiyle ... adına tescil edildiğinden davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, temyiz incelemesinden geçerek kesinleşmiştir. Asliye hukuk mahkemesince; çekişmeli 101 ada 608 parsel sayılı taşınmazın orman niteliği ile ... adına tapuda kayıtlı olduğu, tapu iptali ve tescil davalarının kayıt maliki aleyhine açılması gerektiği, bir haftalık kesin süre içinde ...nin davaya dahil edilmediği gerekçesiyle davanın husumet yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava; 6831 sayılı Kanunun 11. maddesi uyarınca tapu kaydına dayalı açılan orman kadastrosuna itiraza ve tapu iptali ve tescil istemlerine ilişkindir.Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 23.10.1998 tarihinde ilân edilerek eldeki dava sebebiyle kesinleşmeyen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması vardır. Mahkemece verilen karar usul ve yasaya aykırıdır. Şöyle ki; 6831 sayılı Kanunun, 6527 sayılı Kanunun 1. maddesi ile değişik 11/2 maddesinde “Hak sahibi gerçek ve tüzel kişiler tarafından açılacak sınırlamaya itiraz davalarında hasım Orman Genel Müdürlüğü; 2 nci maddeye göre orman sınırları dışına çıkarma işlemlerine karşı açılacak itiraz davalarında ise hasım ... ve ... Genel Müdürlüğüdür.” hükmüne yer verilmiştir.Somut olayda davacılar tapu kaydına tutunarak 101 ada 608 sayılı orman parselinin bir bölümünün orman sayılmayan yerlerden olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ve tescil istemiyle ...ni taraf göstererek eldeki davayı açmışlardır. Bu durumda, dava orman kadastrosuna itiraz ile tapu iptali ve tescil niteliğindedir. Orman tahdidi içinde kalan yerlerin orman sınırları dışına çıkarılması istemiyle açılan davalarda hasım 6831 sayılı Kanunun 11/2. maddesi uyarınca ... Genel Müdürlüğüdür. Dolayısıyla orman kadastrosuna itiraz istemi yönünden hasım doğru gösterilmiştir. Tapu iptali ve tescil davaları ise, iptali istenen tapu kaydındaki malik/malikler taraf gösterilerek açılmalıdır. Pasif taraf sıfatı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114/1-d maddesi uyarınca dava şartı olup, istek olmasızın re'sen gözetilmelidir. 6100 sayılı HMK'nın 115/2. maddesinde ise “Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder. “ hükmüne yer verilmiştir.Kanun metninden anlaşılacağı üzere kesin mehilin süresi yönünden bir kısıtlama getirilmemiştir. Bilindiği üzere ormanların mülkiyeti ...ye, kullanma ve yararlanma hakkı ... Genel Müdürlüğüne aittir. Bu sebeple, orman niteliği ile ... adına tapuda kayıtlı olan taşınmazlara yönelik açılacak davalarda ... ve ... Genel Müdürlüğü yasal hasımdır. Davacılar sadece ... Genel Müdürlüğünü taraf göstererek dava açtıklarından ...nin davaya dahil edilerek husumetin yaygınlaştırılmasında zorunluluk bulunmaktadır. Bu durumda, pasif taraf sıfatına ilişkin dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün bulunmaktadır. Ancak mahkemece, davacılar vekiline ...nin davaya dahil edilmesi yönünde 7 günlük kesin süre verilmiştir. Dava vekil ile takip edildiğinden, hayatın olağan akışı itibariyle 7 günlük süre az olup yeterli değildir. O halde; mahkemece, HMK'nın 115/2 maddesi uyarınca ...nin davaya dahil edilmesi için davacılar vekiline uygun önel verilmesi, ...nin davaya dahil edilmesi halinde işin esasına girilerek gerekli inceleme ve araştırma yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 08.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.