MAHKEMESİ :Kadastro MahkemesiTaraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RKadastro sırasında... Köyü 104 ada 10 parsel sayılı 1607,62 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, çamlık niteliğiyle Hazine adına tesbit edilmiştir. Davacı, 15 dönüm miktarındaki taşınmazının 9261 m²’lik bölümünün 104 ada 11 parsel numarası ile adına tesbit edildiği, eksik ölçülen bölümün ise, orman sınırları içerisinde bırakıldığı, ayrıca adına tesbit edilen 159 ada 6 parsel sayılı taşınmazın ise 400 m²’lik bölümünün tesbit dışı bırakıldığı iddiasıyla dava açmıştır. Yargılama sırasında davacı, 159 ada 6 parselin eksik ölçülen bölümüne yönelik davasından feragat etmiştir. Mahkemece; davanın kabulüne, 104 ada 10 parsel sayılı taşınmazın tarla niteliğiyle davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, 159 ada 6 parsel sayılı taşınmazın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, dava konusu olmayıp tutanak aslı dosyada bulunan 104 ada 11 parselin tutanağının aslının idarî yoldan kesinleşmek üzere tapu sicil müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1949 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 1978 yılında yapılıp dava tarihinde kesinleşen 1744 sayılı Kanun ile değişik 2. madde uygulaması, 1991 yılında yapılıp kesinleşen aplikasyon ve 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.1) Orman Yönetiminin temyiz itirazları yönünden;Çekişmeli 104 ada 10 parsel sayılı taşınmaz kadastro sırasında çamlık niteliğiyle Hazine adına tespit edilmiş olup, davacı tarafından Orman Yönetimi ve Hazine’ye husumet yöneltilerek dava açılmıştır. Kural olarak; kadastro tespitine itiraz davalarının tespit malikine karşı açılması gerekmektedir. Somut olayda; tespit maliki Hazine olup, davada Orman Yönetiminin pasif husumet ehliyeti bulunmadığı gibi açılan davaya da 3402 sayılı Kanunun 26/D maddesi gereğince usulüne uygun şekilde müdahalesi de bulunmadığından temyiz dilekçesinin REDDİNE, temyiz harcının istek halinde iadesine, 2) Hazinenin temyiz itirazlarına gelince;İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından orman kadastrosu, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen kişi yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, davacı tarafından 159 ada 6 parsel sayılı taşınmaz ile dere arasındaki 500 m²’lik bölüm dava edildiği halde mahkemece, davacının feragati ile taraflar arasında kesin hüküm oluşturacak şekilde dava konusu olmayan 159 ada 6 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş olması doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hüküm fıkrasının 3. bendi hükümden tamamen kaldırılarak, hüküm fıkrasının 5. bendi birinci satırında yer alan “parsel ile” kelimelerinden sonra ve “dava konusu” kelimelerinde önce gelmek üzere “159 ada 6 parsel” ibaresinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.U.M.K.’nın 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 24/01/2013 günü oybirliğiyle karar verildi.