MAHKEMESİ :Kadastro MahkemesiTaraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RKadastro sırasında... Köyü 102 ada 5 parsel sayılı 1364,77 m2 yüzölçümündeki taşınmaz malik hanesi davalı olduğundan bahisle boş bırakılarak kadastro mahkemesine devredilmiştir. Davacı ... Yönetimi,... İlçesi,... Köyü,.. Mevkiinde 102 ada 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 12, 13, 25, 26, 28 ve 29 nolu parsellerin bulunduğu yerde 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi gereğince yapılan orman kadastrosu sırasında belirtilen parsellerin kısmen veya tamamen orman sınırı içinde kalması gerekirken, orman sınırı dışında bırakıldığını belirterek orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmesi istemiyle, Kadastro Müdürlüğüne husumet yönelterek dava açmıştır.Kadastro Müdürlüğünün 21.12.2005 gün ve 1937 sayılı yazı cevabında... Köyünde 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi uyarınca öncelikle orman kadastrosunun yapılarak kısmi ilân edildiği, kadastro çalışmalarının halen devam ettiğini, orman sınırına bitişik gerçek ve tüzel kişilere ait taşınmazların tespitinin kısmi ilândan sonra yapılacağını, bu nedenle tutanak düzenlenmediğini bildirilmesi üzerine, mahkemece kadastro mahkemesinde davanın görülebilmesi için tutanakların düzenlenmesi gerektiği, bununda düzenlenmediğini ve tespit malikinin de bilinmediğini, kadastro davalarının tespit malikine husumet yöneltilmek suretiyle açılmasının gerektiği, çekişmeli taşınmaz hakkında dava koşulu gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay .. Hukuk Dairesinin 27.11.2006 tarih ve 2006/16169-16397 sayılı kararı ile bozulmuştur. Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Mahkemece; dava, arazi kadastrosuna itiraz olarak nitelendirilerek çekişmeli yer hakkında tespit tutanağı düzenlenmediğinden bahisle davanın reddine karar verilmişse de, 30 günlük kısmî ilân süresi içinde Orman Genel Müdürlüğü ya da Hazine tarafından orman alanları dışında bırakılan taşınmazlar hakkında kadastro mahkemesinde, yapılan kadastro işleminin özelliği ve açılacak davanın niteliği gereği, husumetin Hazine veya taşınmazın içinde bulunduğu Köy Tüzel Kişiliği ya da taşınmazda hak sahibi olduğu varsayılan gerçek veya tüzel kişilere karşı dava açılabileceğini kabul etmek gerekir. Yargılamanın devamı sırasında yapılan keşifte davaya konu taşınmazda hak sahibi olanların belirlenmesi yada malik hanesi açık bırakılarak düzenlenecek tesbit tutanaklarının mahkemeye gönderilmesi halinde dava dosyası ile birleştirilip 3402 sayılı Kanunun 27, 28 ve 29. maddeleri hükümlerine göre işlem yapıldıktan sonra tesbit tutanaklarında isimleri geçen, ya da keşif sırasında belirlenecek olan hak sahibi gerçek ve tüzel kişiler davaya katılıp kendilerine duruşma günü tebliğ edilerek husumet yaygınlaştırılıp davada taraf oluşturulduktan sonra taraf delilleri ve 3402 sayılı Kanunun 30. maddesi gereğince mahkemece lüzum görülen diğer deliller de toplanarak dava konusu taşınmazın gerçek hak sahibi adına tescil edilmesi, dava dilekçesinde gösterilen gerçek yada tüzel kişinin hak sahibi olmaması halinde davanın husumet yönünden red edilmemesi gerekir. Bu ilkeler gözönünde bulundurularak davanın esasının incelenmesi gerekirken henüz tesbit tutanağı düzenlenmediği, bu nedenle dava koşulu bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır.”denilmiştir.Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sırasında dava açılan parsellerden 102 ada 5 parsel sayılı taşınmaza yönelik dava tefrik edilerek yeni esasa kaydı yapıldıktan sonra davacının davasının reddine, dava konusu 102 ada 5 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu, 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsel orman alanı dışında bırakılmıştır. Mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki, somut uyuşmazlıkta; çekişmeli taşınmazın malik hanesi açık olup, mahkemece, 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi uyarınca gerçek hak sahibi re'sen belirlenecek, davada taraf olmayanlar adına dahi tescile karar verilebilecektir. Bu nedenle, Hazine ve köy tüzel kişiliğinin davada taraf olmaları gerekirken, taraf olmadıkları anlaşılmaktadır. Çekişmeli taşınmazın eylemli durumuna ilişkin olarak yapılan keşifteki mahkeme gözleminde, taşınmaz üzerinde sarıçam, meşe arduç cinsi ağaçlar ile tek ve çok yıllık otsu bitkilerin bulunduğu, orman ve ziraat bilirkişi raporlarının mahkeme gözlemini doğruladığı, ziraat ve orman bilirkişi raporunda taşınmazın 10-15 yıldan bu yana ekilmediği bildirilmiştir. Taşınmaz üzerindeki bitki örtüsüne ilişkin gözlem ve açıklamalardan taşınmazın zilyetlikle kazanılacak yerlerden olmadığı, kullanıma ilişkin bilirkişi raporları ve mahalli ve tutanak bilirkişi beyanlarından da taşınmazın uzun süredir kullanılmadığı ve taşınmazda iradi terk olgusunun gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Bu nedenlerle; Hazine ve köy tüzel kişiliğinin davalı olarak davaya dahil edilip, süre verilerek delilleri toplanarak, 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi de gözetilerek, taşınmazın belirlenecek niteliğine ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ... Yönetimi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 09/04/2015 günü oybirliğiyle karar verildi.