MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan ...ve ...tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacılar vekili,... Köyünde bulunan, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği yaklaşık 1000 m2 yüzölçümündeki taşınmazın 80-100 yılı aşkın süredir malik sıfatı ile zilyet olarak davacılar ve murisleri tarafından kullandığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararlarına oluştuğunu iddia ederek taşınmazın hisseleri oranında müvekkilleri adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Mahkemece, davanın kabulü ile 19.04.2012 tarihli bilirkişi raporunda (a) harfi ile gösterilen 10145,00 m²’lik taşınmazın miras payları oranında davacılar adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ...ve ...tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tescili istemine ilişkindir.Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1984 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulama çalışmaları vardır. Genel arazi kadastrosu işlemi 07/06/1965 tarihinde kesinleşmiş, kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir.Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hükme yeterli değildir. Şöyle ki, hükme dayanak alınan orman bilirkişi raporunda 1960 ve 1981 tarihli memleket haritaları uygulanmış olmasına rağmen, dayanağı hava fotoğrafları getirtilip uygulanmadığı taşınmaz memleket haritalarında çalılık alanda gözükmesine rağmen eğiminin bilimsel yollarla belirlenmediği, yörede 1984 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosuna dayalı olarak yapılan uygulamanın da yeterli olmadığı, dava konusu taşınmazın kesinleşen tahdit dışında olduğu belirtilmişse de aplikeli krokide en yakın .. noktaları gösterilmediğinden raporun denetlenemediği, yine davalı ...aynı yere dava dışı Rauf Küçük mirasçıları tarafından açılan tescil davasının dava konusu edilen alanın orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesi ile reddedilp kesinleştiğini belirtmesine rağmen kesin hüküm oluşturmasa da adı geçen tescil davasındaki kroki uygulanmak suretiyle dava konusu edilen alanı kapsayıp kapsamadığının belirlenmediği o dosyadaki somut olgulardan yararlanılmadığı, bu nedenlerle orman yönünden yapılan araştırma yeterli olmadığı gibi, keşfe yansız yerel bilirkişi götürülüp beyanına başvurulmamıştır. Bu şekilde eksik inceleme ve araştırma ile yetersiz bilirkişi raporlarına dayanılarak hüküm kurulamaz.Bu nedenle; mahkemece kesinleşen orman kadastrosuna ait tüm tutanaklar ve haritası, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı, tesbit tutanağının düzenlendiği tarihten 15 veya 20 yıl önce çekilmiş hava fotoğrafları ile bu fotoğraflardanüretilmiş memleket haritası, topografik fotogrametri yöntemiyle düzenlenen kadastro haritaları, taşınmazın neden tapulama harici bırakıldığı sorularak alınacak cevap ile komşu parsellere ilişkin kadastro tesbit tutanak ve dayanakları ilgili yerlerden getirtildikten sonra önceki bilirkişiler dışında halen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir mühendis, bir ziraat mühendisi ve bir fen elemanı yardımıyla dava konusu taşınmazın bulunduğu köyden seçilecek tarafsız üç yerel bilirkişi bulunduğu halde yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, kesinleşmiş tahdit haritası ve tapulama paftası ölçekleri denkleştirilerek sağlıklı bir biçimde zemine uygulanıp, değişik açı ve uzaklıklarda olan en az 4 ya da 5 orman tahdit sınır (OTS) noktasını gösterecek biçimde çekişmeli taşınmazın tahdit hattına göre konumu duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanmalı; bilirkişilere tahdit hattı ile irtibatlı müşterek kroki düzenlettirilmelidir.Yukarıda açıklanan araştırma sonucu taşınmazın kesinleşen Devlet Ormanlarının dışında kaldığının saptanması halinde bu kez eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı, tesbit tutanağının düzenlendiği tarihten 15 veya 20 yıl önce çekilmiş hava fotoğrafları ile bu fotoğraflardan üretilmiş memleket haritası, topografik fotogrametri yöntemiyle düzenlenen kadastro haritaları ile komşu parsellere ilişkin kadastro tesbit tutanak ve dayanakları çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 tarih ve 31/13 E.K., 14.03.1989 tarih ve 35/13 E.K., 13.06.1989 tarih ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 3/3/2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapıları, bitki örtüsü ve çevreleri incelenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler yardımıyla yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritası ölçeğinin kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftasının ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, taşınmazın eğimi bilimsel yöntemlerle net olarak belirlenmeli, fotogrametri yöntemiyle düzenlenen kadastro paftalarında zilyet ve tasarruf edilen yerlerden olup olmadığı belirlenmeli, çekişmeli taşınmazın miktarı ve konumuna göre 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi gereğince orman içi açıklığı niteliğinde olup olmadığı, orman içi açıklıklarının zilyetlikle kazanılamayacağı gözetilmeli; davalı Hazinenin dayandığı Düzce 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1988/254 E- 1994/859 K sayılı dosyasındaki kroki zemine uygulanmak suretiyle kapsamı belirlenmeli, kesin hüküm teşkil etmese de dosya delil olarak değerlendirilerek dosyadaki somut olgulardan faydalanılmalı, ziraatçı bilirkişiden taşınmazın zilyetlikle kazanılacak kültür arazisi niteliğinde bulunup bulunmadığı, üzerindeki bitki örtüsü ve eğimini açıklayan rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları uygulanmalı; bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; yerel bilirkişiler ve varsa, zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacı yanında, (murisler) yönünden de tapu ve ilgili kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesihükümleri dikkate alınarak sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazinen ve Orman Yönetimi'nin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 08/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.