Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 269 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 12434 - Esas Yıl 2005





Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Orman Yönetimi, Hazine, ..... Köy Tüzelkişiliği ve davacılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RHükmüne uyulan Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 05/06/2003 tarih ve 2003/939-1920 sayılı bozma kararında özetle; "Çekişmeli ..... Köyü 102 ada 1, 2, 3, 4 ve 5 sayılı parsellerin memleket haritası, hava fotoğrafları ve amanejman planında davalı olduklarından bahisle malikhanelerinin boş bırakıldığı, buna neden olan dava tescil davası olup, Kadastro Mahkemesine aktarılmadan 26/09/2000 tarihinde Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği, hal böyle olunca temyize konu davada, tescil davasının taraflarının tümünün yer alması, Orman Yönetiminin de yasal hasım olarak davaya dahil edilmesi ve delillerinin toplanması, kesinleşen tescil ilamının dayanağı tapu kaydı ve haritasının uyuşmazlığın çözümünde gözönünde tutulması, tescil ilamının o davada taraf olmayanları bağlamayacağının dikkate alınması" gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra 102 ada 2, 3 ve 5 parsellerin .... ..... adına, 26/02/2002 tarihli fen bilirkişi raporunda 1/B olarak gösterilen (14.772 m2) yerin 1 parsel adıyla ..... ..... adına; 4/C olarak gösterilen (14.963 m2) yerin 4 parsel adıyla ..... ..... adına; 1/A olarak gösterilen (2775 m2) yeri bir parsel numarası verilerek ..... .... mirasçıları adına, 4/D olarak gösterilen (6736 m2) yerin yeni bir parsel numarası verilerek Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm Orman Yönetimi, Hazine, ..... Köyü Tüzelkişiliği ve davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.Mahkemece, Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 05/06/2003 tarihli bozma kararına uyulmasına rağmen bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiş, yalnızca çekişmeli taşınmazların malik hanelerinin boş bırakılmasına neden olan ve 3402 Sayılı Yasanın 5. maddesi gereğince Kadastro Mahkemesine aktarılması gerekirken, aktarılmayıp 26/09/2000 tarihinde kesinleştirilen tescil davasının tarafları davaya dahil edilmiş, bunun ötesinde hiçbir araştırma yapılmaksızın aynen bozma öncesi hüküm gibi hüküm kurulmuştur. 3402 Sayılı Yasanın 30/2. maddesine göre kadastro komisyonlarından gönderilen tutanaklar ile mahalli mahkemelerden devredilen dosyaların muhtevasından malik tesbiti yapılmadığı takdirde hakim resen lüzum gördüğü tüm delilleri toplayarak taşınmazın kimin adına tescil edileceğine karar vermekle yükümlüdür. Somut olayda taraflar arasındaki Asliye Hukuk Mahkemesinin 1999 /11 sayılı tescil davasına ait dava dosyası getirtilmemekle birlikte, dosyada yer alan karar örneğinden yörede orman kadastro ve 2/B çalışması yapıldığı anlaşılıyorsa da bu çalışmanın ne zaman yapıldığı, kesinleşip kesinleşmediği, çekişmeli taşınmazların tahdit haritasındaki konumu anlaşılamamakta, yine köy tüzelkişiliğinin, Hazinenin ve taraf olan gerçek kişilerin her birinin iddiasının karşılanıp karşılanmadığı bakımından tam bir denetim yapılmamaktadır.Bundan ayrı olarak temyize konu davada hükme esas alınan 26/02/2002 tarihli fen elemanı .... ..... tarafından hazırlanan raporda tescil ilamının eki olan kroki kapsamı kırmızı taralı 37975 m2'lik yer olarak belirtilmişken, hükümde gerçek kişiler adına ve kumluk niteliğiyle Hazine adına tescile karar verilen dava konusu yerler sırasıyla 14.772 m2, 14.963 m2, 2775 m2, 6736 m2 ve toplam olarak 39.246 m2 yüzölçümüyle gösterildiğinden aradaki farkın nereden kaynaklanığı da anlaşılamamaktadır.Sağlıklı ve denetime tam imkan veren bir inceleme için mahkemece öncelikle Asliye Hukuk Mahkemesinin 1999/ 11 sayılı tescil dosyası bulunduğu yerden getirtilmeli, daha sonra Orman İşletme Müdürlüğünden yörede yapılan orman kadastrosuna ait tüm tutanak ve haritalar (işe başlama, çalışma, işi bitirme, askı ilan tutanakları) getirtilerek, orman kadastrosunun kesinleşip kesinleşmediği sorulup saptanmalı, kesinleşen tahdit varsa buna ilişkin haritalar, kadastro paftası ve tescil krokisi birlikte uygulanarak taşınmazların herbirine göre konumu ayrı ayrı belirlenmeli, tahdit kesinleşmemişse eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve amanejman planına göre uygulama yapılmalı, tescil ilamının dayanağı tapu kaydı da ilk oluştuğu günden itibaren tüm değişiklikleriyle getirtilip, zemine uygulanmalı ve kayıt kapsamı belirlenmeli, kesinleşen kararın davada taraf olmayanları bağlamayacağı ve tesbitten sonraki tarihli satış ve taksimlerin kadastro mahkemesinin görev alanına girmeyeceği düşünülmeli, her bir davacı için zilyedliklerinin başlangıç tarihi, sebebi, somut olaylara dayalı olarak saptanmalı, bundan sonra elde edilen tüm deliller değerlendirilerek bir karar verilmelidir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; hükme yöneltilen tüm temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasaya aykırı hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine 04/01/2006 günü oybirliğiyle karar verildi.