Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 263 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 10010 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacı vekili, 09/08/2011 tarihli dava dilekçesinde, müvekkilinin 29.01.1971 tarihinde 3002 ada 6 sayılı parseldeki 286/26716 hissesini satın aldığını, 13.04.1978 tarihinde de 3002 ada 11 parseldeki 342/26716 payı satın aldığını, 3002 ada 6 sayılı parselin imar uygulaması sonucu 3002 ada 11 sayılı parsele şuyulandırıldığını, müvekkilinin 3002 ada 11 sayılı parselde olması gereken arsasının 618 m² iken imar uygulaması sonucu 342 m²'lik hissesinin ifraz görerek başka bir parsele şuyulandırıldığını, 276 m²'lik alanın ise kaybolduğunu, tapu müdürlüklerine yaptığı başvurulardan da sonuç alamadığını ileri sürerek, 3002 ada 6 sayılı parseldeki 286/26716 m²'lik kayıp olan arsanın tespit edilerek müvekkili adına tesciline, bu mümkün olmadığı takdirde, arsanın rayiç değerinin tespit edilerek dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, dava dilekçesinde dava değerini 10000,00.-TL göstermiş bu değer üzerinden nisbi harcı da yatırmıştır.Davacı vekili 28/08/2012 tarihli dava dilekçesi ile; dava değerini toplam 93200,00.-TL'ye çıkarmış, aynı gün ıslah harcını da yatırmıştır.Mahkemece, yapılan yargılama sonucu; davanın kabulüne 93.200.-TL'nin 09/08/2011 dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ilişkin verilen hükmün davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 18/02/2014 tarih ve 2013/22145 - 2014/3849 sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiştir.Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Davacının 29.01.1971 günü 3002 ada 6 parselden 286 m²’lik pay satın aldığı, bu parselin 14.03.1975 tarihinde ifraz gördüğü, davacı payının 283,90 m²'sinin 3002 ada 11 sayılı parsele, 2,10 m²'sinin ise 3002 ada 12 sayılı parsele gittiği, davacının bunun dışında 3002 ada 11 sayılı parselde 339,49 m² payının daha olduğu, dolayısıyla davacının 3002 ada 11 sayılı parsel üzerinde 283,90 m²’lik ve 339,49 m²’lik iki ayrı hissesinin bulunduğu, ... ilçesi, Karaağaç mahallesi tapu kütüğünün kapanması ve ... ilçesi, ... mahallesi olarak yeniden tapu kütüğüne aktarımı sırasında davacının sözü edilen parseldeki 283,90 m²'lik hissesinin aktarılmadığı, 3002 ada 11 sayılı parselin daha sonra imar uygulamasına tâbi tutularak başka parsellere gittiği, ancak davacının 283,90 m²’lik payının hangi parsel ya da parsellere gittiğinin anlaşılamadığı, bu nedenle somut olayda 4721 sayılı Kanunun 1007. maddesi uyarınca tapu sicilinin yanlış tutulmasından kaynaklanan sorumluluk şartlarının oluştuğu anlaşıldığından mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi doğrudur. Ancak;Dava konusu taşınmaz, arsa niteliğindedir. Arsaların bedelinin, değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur. Bu itibarla, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının, fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerekir.Bilirkişi raporunda bu yönteme uyulmadan değer biçilmiştir. Bu durumda taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re'sen emsal celbi yoluna gidilmesi ve bu emsallere göre değer biçilmesi için yeniden oluşturulacak bilirkişi kuruluyla keşif yapılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmemiştir.” denilerek bozulmuştur.Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucu davanın kabulüne, 93.200.-TL'nin 09.08.2011 dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 19/01/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.