Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2389 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 3459 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Kadastro MahkemesiTaraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... ve davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacı ...,...1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/1077 E. sayılı dosyasında açmış olduğu davada sınırlarını bildirdiği ... Köyünde bulunan taşınmazın, tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararlarına oluştuğunu iddia ederek Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiştir.Yargılama sırasında ..., tescili istenen taşınmaz içerisinde kendisinin kullanmakta olduğu yol bulunduğunu ileri sürerek davaya katılmıştır. Dava devam ederken yörede genel arazi kadastrosuna başlanmış; çekişmeli yer ...Köyü 216 ada 348 parsel altında, belgesizden 4021.87 m2 kestanelik niteliğiyle malik hanesi boş bırakılarak tespit görmüştür.Aynı yer 216 ada 349 parsel sayılı 391.23 m² yüzölçümündeki taşınmaz ise, belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle kestanelik niteliğinde 1/2'şer payla ... ve ... adlarına tespit edilmiştir. ... ve ..., ayrı ayrı açtıkları davalarda taşınmazın müstakilen kendilerine ait olduğunu ileri sürerek adlarına tescilini istemiştir. Mahkemece dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sırasında, davacı ..., taşınmazlardan 348 parsel hakkında mülkiyet iddiası bulunmadığı, kendisinin kullandığı yolun da bu yerden geçmediğini bildirerek bu parselle ilgili davasından feragat etmiştir. Mahkemece ...'ın davasının reddine; ...'ın davasının kabulüne, 216 ada 348 sayılı parselin kestanelik niteliğinde davacı ... adına tapuya tesciline; 216 ada 349 sayılı parsele ait tespit tutanağının iptaliyle ... adına tapuya tesciline karar verilmiştir.Karar, ... tarafından 349 sayılı parselle ilgili hükmün yerinde olmadığı; ... tarafından ise, 348 sayılı parselde davacı lehine kazandırıcı zaman aşımı koşullarının oluşmadığı, kaldı ki, bu parselle ilgili davada ... yasal hasım olduğu halde kurum aleyhine mahkeme masrafları ve vekalet ücretine hükmedilmesinin de hatalı olduğu ileri sürülerek temyiz edilmiştir.Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede 1967 yılında seri bazda orman kadastrosu yapılmış; sonuçları 09/06/1969 tarihinde ilân edilerek kesinleşmiştir. 2006 yılında 5304 sayılı Kanunla değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi gereğince yapılan orman kadastrosu bulunmaktadır.Davanın devamı sırasında 6831 sayılı Kanunun 4999 sayılı Kanunla değişik 9. maddesi kapsamında fennî hataların düzeltilmesi işlemi yapılarak sonuçları 20/04/2007 tarihinde ilan edilmiş, daha sonra evvelce sınırlandırması yapılmamış ormanlarda orman kadastrosu ile bu ormanlarda ve evvelce sınırlandırılması yapılmış ormanlarda 6831 sayılı Kanunun 2/B uygulaması yapılmış, sonuçlarının ise askı ilânı 31/12/2010 tarihinde yapılmıştır. Mahkemece, çekişmeli 348 parsel sayılı taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu, 349 sayılı parsel ile birlikte üzerinde davacı ... yararına zilyetlikle edinme koşulları oluştuğu gerekçesiyle hüküm kurulmuş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hükme yeterli değildir.Hükme dayanak orman bilirkişi raporuna ekli memleket haritası ile kadastro paftası aplikesinde çekişmeli taşınmazların içi taranarak gösterildiğinden yeşil alanda mı yoksa açık alanda mı kaldığı denetlenemediği gibi 1959 yılında yapılan memleket haritasından bahsedilmesine rağmen 1979 basım tarihli memleket haritası uygulanmış olması nedeniyle taşınmazların niteliğini belirlemeye yeterli değildir. Ayrıca, mahkemece her iki parsel yönünden duruşmada dinlenilen tanıkların soyut beyanlara dayanılarak hüküm kurulmuş olup zilyetliğin tespiti yönünden tespit tarihinden 20 yıl öncesine ait hava fotoğrafı ve memleket haritası uygulanmamıştır. Eksik inceleme ve bilirkişinin yetersiz raporuna dayanılarak hüküm kurulamaz. Mahkemece, çekişmeli 348 sayılı parsel yönünden yöreye ait en eski ve tespit tarihinden 20 yıl öncesi tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen... ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; 4785 sayılı Yasanın 2/B maddesi gereğince "sahipli fıstık çamı, palamut meşesi ve aşısız kestane ormanlarının" devletleştirme kapsamı dışında bulunduğu, buna göre sahipsiz aşısız kestanelikler ile tapusu olsa bile aşılı kestane ormanlarının devletleştirme kapsamında olduğu, "sahipli"den, taşınmazların tapulu olması kastedildiği ve davalının dayandığı tapu kaydı bulunmadığı gözetilmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrıca stereoskop aletiyle hava fotoğrafları üç boyutlu olarak incelenip çekim tarihi itibariyle çekişme taşınmazlar üzerindeki bitki örtüsünü ve kullanım durumunu açıklar yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır. Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, 348 parsel sayılı taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, bu parsel yönünden zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak; yapılacak keşifte, tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanmalı; bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; 348 ve 349 parseller yönünden, zilyetlik tanıkları ile tesbit tutanağı bilirkişileri taşınmazlar başında dinlenmeli; taşınmazların kimler tarafından kullanıldığı, zilyetliğin ne zaman başladığı, kimden kime geçtiği kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı,açık yanıtlar alınmalı; tutanak bilirkişileri beyanları ile yerel bilirkişi ve tanık sözleri arasında varsa çelişki giderilmeli; tesbit tarihine kadar 348 parsel yönünden davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacı yanında, önceki zilyetler yönünden de tapu ve ilgili kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükümleri nazara alınarak sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.Kabule göre de, davanın niteliği itibariyle çekişmeli 349 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptaline karar verilmesi gerekirken yapılan kadastro işlemini yok sayar şekilde kadastro tutanağının iptal edilmesi ve yasal hasım ... aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmesi de doğru olmamıştır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ...nin 348 sayılı parsele, davacı ...’ın 349 sayılı parsele yönelik temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 01/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.