Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2338 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 8691 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Kadastro MahkemesiTaraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi ile davalılardan ............ ve ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RKadastro sırasında .......... Köyü 125 ada 5, 6, 8, 156 ada 5, 158 ada 21, 36, 39, 161 ada 3, 175 ada 5, 176 ada 1 parsel sayılı taşınmazları kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ............, 123 ada 1, 125 ada 4, 138 ada 1, 139 ada 10, 158 ada 23, 161 ada 4 parsel sayılı taşınmazlar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ..., 161 ada 12 parsel sayılı taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ........., 155 ada 10 parsel sayılı taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 1/4'er hisse ile ............, ..., ... ve ... adlarına tespit edilmiştir. Davacı ... Yönetimi, 123 ada 1, 125 ada 4, 8, 138 ada 1, 139 ada 10 ve 158 ada 36 parsel sayılı taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Davacı ... 123 ada 1, 125 ada 4, 5, 6, 8, 138 ada 1, 139 ada 10, 158 ada 21, 23, 36,39, 161 ada 3, 4, 12, 175 ada 5, 176 ada 1 parsel sayılı taşınmazların muris ...............'den veraseten kalan taşınmazlardan olduğu savıyla tesbitlerin iptali ile mirasçılar adına veraset ilamlarındaki paylarına göre tesbit ve tescilini talep etmiştir. Davacı ... 155 ada 10 parsel sayılı taşınmazda annesi ............'ın da hissesinin olduğu iddiasıyla dava açmıştır.Mahkemece, davacı ...'ın davasının reddine, davacılar ... ve Orman Yönetiminin davasının kısmen kabul kısmen reddine ve dava konusu 123 ada 1, 125 ada 8, 138 ada 1, 139 ada 10 ve 158 ada 36 parsel sayılı taşınmazların tamamı ile 125 ada 4 parsel sayılı taşınmazın harita mühendisi bilirkişi tarafından tanzim olunan raporda (A) işaretli 3375,26 m² yüzölçümlü bölümünün kadastro tespitinin iptali ile orman niteliği ile Hazine adına tapuya tescillerine, 125 ada 4 parselin geriye kalan kısmı ile 125 ada 5, 6, 156 ada 5, 158 ada 21, 23, 39, 161 ada 3, 4, 12, 175 ada 5, 176 ada 1 parsel sayılı taşınmazların ............... mirasçıları adına veraset ilamındaki payları oranında tespit ve tapuya tesciline, 161 ada 3 parsel üzerindeki ahırın ............'e ait olduğunun beyanlar hanesine şerh verilmesine, 161 ada 4 parsel üzerindeki ahırın ...'e ait olduğunun beyanlar hanesine şerh verilmesine, 155 ada 10 parsel üzerinde birikişi raporunda (A) işaretli samanlığın ............ ve ...'e, (B) işaretli samanlığın ...'e, (C) işaretli samanlığın ...'e ait olduğunun beyanlar hanesine şerh verilmesine karar verilmiş, hüküm Orman Yönetimi tarafından 125 ada 4 parsel sayılı taşınmazın reddedilen bölümüne, ............ ve ... tarafından ise 123 ada 1, 125 ada 8, 138 ada 1, 139 ada 10,158 ada 36 parsel sayılı taşınmazlar ile 125 ada 4 parsel sayılı taşınmazın kabul edilen (A) bölümüne ilişkin olarak temyiz edilmiştir. Dava kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 2002 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması bulunmaktadır.Mahkemece, toplanan delillerin taşınmazlar başında değerlendirilmesi amacıyla 21.04.2009 tarihinde yapılan keşif sırasında teknik bilgisine başvurulan orman mühendisi bilirkişi ....... tarafından 15.05.2009, 15.01.2010, 20.08.2010 tarihli rapor ve ek raporlar düzenlenmiş ve bu raporlar mahkemece hükme esas alınmış olup, aynı bilirkişi tarafından, temyiz incelemesi sırasında iade üzerine 06.07.2012, 21.07.2014 tarihli raporlar düzenlendikten sonra, bila tarihli ek raporunda, Haziran 2009 tarihinde geçirdiği rahatsızlık sonucu felç kaldığı ve % 67 fonksiyon kaybı bulunduğundan bilirkişilik yapmadığını, refakatçi olmadan dışarı çıkmadığını, seyahat etmediğinden, dosya içinde çoğaltılarak ve isminin açılarak yapılan çakıştırılmış memleket haritası, orman kadastro ve arazi kadastro haritaları altında isminin açıldığı kısımları imzaladığını belirtmiştir. Mahkemece, yetersiz bulunarak hükme esas oluşturmadığı kabul edilen 15.05.2009 tarihli teknik bilirkişi tarafından düzenlenen rapordan sonra alınan tüm rapor ve ek raporların, orman bilirkişi tarafından düzenlenmediği, yalnızca altındaki imza kısmının tamamlandığı anlaşıldığından, alınan ek raporlar hükme esas alınamaz. Ayrıca, dava konusu taşınmazların sınırında bulunan taşınmazlara yönelik açılan derdest bulunan veya karara çıkmış bulunan davalar, keşif sırasında uygulanmamış, sınır bulunan taşınmazlar ve davalı taşınmazlar birlikte değerlendirilmemiş, eldeki dava dosyası ile birleştirilen 2005/1639 esas sayılı dava dosyası dosya arasına alınmamıştır. Eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulamaz. Bu nedenle mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı, orman kadastrosuna ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilan tutanakları ile taşınmazın konumunu gösterir orman tahdit harita örneği ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu yardımıyla yeniden yapılacak keşifte, 05.03.2007 tarihinde yürürlüğe giren Orman Kadastro Teknik İzahnamesinin 36. maddesinde yazılı “Orman sınır nokta ve hatlarının arza uygulanmasında; tutanaklardan, orman kadastro haritalarından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon ve röper nokta ve krokilerinden yararlanılır…Sınırlama tutanakları, ölçü değerleri ve orman kadastro haritaları ile zemindeki durum arasında çelişki olduğunda, tutanaktaki kararlar ile orman sınır noktası ve hatlarının yazılı tarifleri esas alınmak suretiyle ölçü, harita ve zemin kontrolü yapılarak gerçek duruma uygun olanı uygulanır” hükmü ile 20.11.2012 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosu ve 2/B Uygulama Yönetmeliğinin “Teknik İşler” başlıklı Sekizinci Bölümünde yazılı esaslar göz önünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazların orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası ve eski tarihli memleket haritası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, orman iddiasıyla dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü (orman olarak kesinleşenler, kişi parseli olarak kesinleşenler ve derdest bulunanlar) birleşik harita üzerinde ayrı renkli kalemle gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde, yukarıda anılan Yönetmelik ve Teknik İzahnamede yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülerek, oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Orman Yönetimi vekili ve davalılar ... ve ...'in temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, taraflarca 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi atfıyla HUMK'nın 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nın 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, temyiz harcının istek halinde iadesine 31/03/2015 günü oybirliğiyle karar verildi.