MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tapu iptali tescil davasından dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 24/12/2012 gün ve 2012/3055 - 14901 sayılı ilâmıyla onanmasına karar verilmiş, süresi içinde davacı ... Yönetimi vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:K A R A R Davacı ... Yönetimi vekili 21.02.2008 tarihli dava dilekçesinde, ......... İli, Merkez-.............. (.........) Köyünde yapılan imar uygulaması sonucu oluşan 12720 ada 2 parsel sayılı taşınmazın yörede 1975 yılında 1744 sayılı Kanuna göre yapılıp kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığını ileri sürerek, davalılar adına olan tapu kaydının iptalini ve orman niteliği ile Hazine adına tescilini istemiştir. Mahkemece, dava konusu parsel yönünden Tapulama Mahkemesi'nin 1990/80 esas 1990/246 karar sayılı kararının kesin hüküm oluşturduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı ... Yönetimi vekili tarafından temyizi üzerine Dairenin 24/12/2012 gün ve 2012/3055 E. 2012/14901 K. sayılı ilâmıyla ''İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve taraflar arasında ......... Asliye Hukuk Yargıçlığının 02/11/1948 tarih ve 1947/388-761 sayılı ve ......... Kadastro Mahkemesinin 1973/4 - 1988/107 sayılı kararı ve 16/05/1990 tarih ve 1990/80 - 1990/246 sayılı kararlarının kesin hüküm oluşturduğu belirlenerek hüküm kurulduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA'' karar verilmiştir.Davacı ... Yönetim vekili karar düzeltme dilekçesinde; mahkemece eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verildiğini, çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman sınırları içerisinde kaldığının yapılan keşif ve alınan raporla belirlendiğini, mahkemece kesin hükümden söz edilerek davanın reddine karar verilmişse de esasen bu yerin 1946 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılan ilk tahditte orman olarak sınırlandırıldığını, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 1958/6248 - 5131 E.K. sayılı ilâmında da orman sınırları içinde kaldığı ve orman sayılan yer olduğunun belirlendiği, bu nedenle, artık kesin hükümden söz edilemeyeceği, ayrıca, .......... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/644 Esasında 12720 ada 1 ile 12721 ada 1 parseller hakkında aynı nedenle açtıkları davanın mahkemece kabul edildiğini, dosyadaki delillere aykırı düşen nedenlere itibar edilmeyeceğini ileri sürerek verilen kararın usûl ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle onama kararının kaldırılarak yerel mahkeme kararının bozulmasını istemiştir.Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptali ve tescili istemine ilişkindir............... (.........) Köyünde genel arazi kadastrosu 766 sayılı Kanuna göre 14.11.1967 tarihinde yapılmış sonuçları ilan edilerek itirazsız yerler kesinleşmiştir.Yörede 5653 sayılı Kanuna göre ......... İli Merkez ........... ve ........ Köylerinde orman - maki müşterek sınırlarının tesbit ve tefrik komisyonu 3/18.05.1953 tarihinde, Merkez Maki Komisyonu ise, 15.08.1967 tarihinde çalışma yapmış, .............. (.........) Köyünde bu yönde çalışma yapıldığına ilişkin dosyada bir bilgi ve belge yoktur.Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3116 sayılı Kanuna göre 1946 yılında yapılıp kesinleşen orman tahdidi, daha sonra 1975 yılında yapılıp 23/09/1976 tarihinde ilan edilerek kesinleşen aplikasyon ve 1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması, daha sonra 1987 yılında yapılıp dava tarihinden önce 13.06.1988 tarihinde ilân edilerek kesinleşen evvelce sınırlaması yapılmamış ormanların kadastrosu ile sınırlaması yapılarak kesinleşen ormanlarda 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması vardır. Davacı ... Yönetim vekilinin karar düzeltme isteminin incelenmesinde; eldeki dosyada davacı ... Yönetimi 21.02.2008 tarihli dava dilekçesinde, .............. (.........) Köyünde yapılan imar uygulaması sonucu oluşan 12720 ada 2 parsel sayılı taşınmazın yörede 1975 yılında 1744 sayılı Kanuna göre yapılıp kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığını ileri sürerek, davalılar adına olan tapu kaydının iptalini ve orman niteliği ile Hazine adına tescilini istemiş, yapılan yargılama sonunda mahkemece, dava konusu parsel yönünden Tapulama Mahkemesi'nin 1990/80 E. - 1990/246 K. sayılı kararının kesin hüküm oluşturduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı ... Yönetimi vekili tarafından temyizi üzerine Dairenin 24/12/2012 gün ve 2012/3055 E. 2012/14901 K. sayılı ilâmıyla hüküm onanmıştır.Yine, davacı ... Yönetimi 21.02.2008 tarihli dava dilekçesiyle, .......... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/64 Esas sayılı dava dosyasında, ......... İli, .............. Köyü sınırları içinde bulunan 12720 ada 1 ve 12721 ada 1 parsel sayılı taşınmazların kesinleşmiş orman sınırları içinde kaldığını, zamanaşımı ve zilyetlik gibi sebeplerle iktisabının mümkün olmadığını, devlet ormanı olan bir yere sonradan tapu verilemeyeceği gibi orman sınırları içinde kalan tapularında hukukî geçerliliklerini yitireceğini belirterek taşınmazların davalılar adına oluşturulan tapu kayıtlarının iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiş, yapılan yargılama sonunda mahkemece, davalılar aleyhine açılan davanın kabulüne, dava konusu ......... İli, ....... İlçesi, .............. Köyü 12720 ada 1 parsel ve 12721 ada 1 sayılı taşınmazların davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile orman vasfı ile ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş ve kararın davalılar vekili tarafından temyizi üzerine dosya şimdi temyiz incelemesi aşamasındadır.Eldeki dosyada ......... İli, Merkez-.............. (.........) Köyünde yapılan imar uygulaması sonucu oluşan 12720 ada 2 parsel sayılı taşınmaz ile .......... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/64 Esas sayılı dava dosyasında, ......... İli, Merkez - .............. Köyü sınırları içinde bulunan, yapılan imar uygulaması sonucu oluşan 12720 ada 1 ve 12721 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar, hem kesinleşen tahdit haritasına ve hemde yapılan imar planı uygulamasına göre kuzey ve güney istikamette birbirlerine bitişik ve ardışık komşu konumundadırlar.Ortada, davacı ... Yönetimi tarafından 21.02.2008 tarihli dava dilekçesiyle aynı nedenle aynı gün açılan iki ayrı davanın farklı mahkemelerin esasına kaydının yapılması nedeniyle davaların kabulü ve reddi şeklinde iki ayrı karar oluşmuştur. Parselin biri hakkında verilecek olumlu ya da olumsuz kararın kesinleşmesi halinde diğer parsellerin hukuki durumlarını etkileyeceğinden aralarında hukuki ve fiili bağlantı nedeniyle dava dosyaları HMK'nın 166. maddesi gereğince öncelikle birleştirilerek yada aynı mahkemece birlikte aynı gün yargılaması yürütülerek sonuçlandırılması gerekir.Dava konusu ......... İli Merkez-.............. (.........) Köyünde yapılan imar uygulaması sonucu oluşan 12720 ada 2 parsel sayılı taşınmaz, arsa niteliği ile1200.00 m2 yüzölçümlü olarak 199/2400 hisse ........., 199/2400 hisse ..., 2002/2400 hisse Hazine adlarına 31/12/1997 tarih ve 10402 yevmiye ile tescil edilmiştir. Yine, dava dışı olan ve .......... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/64 Esas sayılı dava dosyasında, aynı nedenle dava konusu edilen ......... İli, Merkez-.............. (.........) Köyünde yapılan imar uygulaması sonucu oluşan 12720 ada 1 parsel sayılı taşınmaz, arsa niteliği ile 1669.00 m2 yüzölçümlü olarak ½ şer hisse ile ........., ... adlarına 31/12/1997 tarih ve 10402 yevmiye ile yine 12721 ada 1 parsel sayılı taşınmaz, arsa niteliği ile 1731.00 m2 yüzölçümlü olarak 1/2'şer hisse ile ........., ... adlarına 31/12/1997 tarih ve 10402 yevmiye ile tescil edilmiştir.......... ili Merkez-.............. (.........) Köyü'nde ilk kez imar uygulaması 5.1.1994 tarihinde, ilave ek imar uygulaması ise, 31/12/1997 tarihinde yapılmıştır.Dava konusu 12720 ada 2 parsel sayılı taşınmaz ile dava dışı 12720 ada 1 parsel sayılı ve 12721 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar öncesinde; ......... İli, Merkez-.............. (.........) Köyü 792 numaralı kadastro parselinden gelmektedir. ......... İli, Merkez-.............. (.........) Köyünde genel arazi kadastrosu 766 sayılı Kanuna göre 14.11.1967 tarihinde yapılmıştır. Kadastro tesbitine esas alınan dosyanın davacısı ........... tarafından Orman Yönetimi aleyhine açılan orman kadastrosuna itiraz ve elatmanın önlenmesine ilişkin ......... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2.11.1948 tarih ve 1947/388 Esas 1948/761 Karar sayılı dosyasında davanın kabulüne, keşif sonrası alınan fen bilirkişi krokisinde hudutları yazılı bulunan 1000 dönümlük yarı yarıya mülkiyeti müşterek gayr-i menkulün 55 dönüm murabbasının tarla ve ziraat arazisi olduğundan tahdit dışında bırakıldığı, geriye kalan 945 dönüm yani 868.000 m2'lik sahanın Eylül 1927 tarih 124 numaralı tapu kaydı kapsamında kaldığı anlaşıldığından 4785 sayılı Kanunun 2. maddesi (B) bendi gereğince sahipli fıstık çamı olduğu anlaşılmakla 868.000 m2 yerin “ Tahdit Harici bırakılmak ve Tahdit Komisyon Kararını kaldırmak suretiyle süresi içinde açılan dava vechile davalı yere davalı idarenin vaki müdahalesinin men'ine,” karar verilmiş, kararın temyizi üzerine karar önce Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 18.01. 1951 tarih ve 1950/4361 E. 1951/237 K. sayılı ilâmı ile bozulmuş daha sonra tashihi kara istemi kabil edilerek Dairenin 27.9.1958 tarih ve 1958/6248-5131 E.K. sayılı ilamı ile onanarak kesinleşmiştir. Daha sonra Merkez-.............. Köyünde 14.11.1967 tarihinde 766 sayılı Kanuna göre yapılan genel arazi kadastrosunda 792 parsel sayılı taşınmaz 868.000 m2 yüzölçümüyle ve çam fıstıklığı niteliği ile K. Evvel 1313 tarih ve 62 numaralı ve Eylül 1927 tarih 124 numaralı kayıt ile yarı hissesi ........... üzerine, yine, 29.6.1950 tarih ve 51 numaralı kaydın yarı hissesi ........... üzerine iken bu hisseler 14.8.1950 tarih 19 numaralı tapu kaydı ile birleştirilerek tam hisse haline dönüştürülen tapu kaydı esas alınarak tesbiti yapılmış, ancak ........... tarafından açılan ve kesinleşen ......... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2.11.1948 tarih ve 1947/388 E. 1948/761 K. sayılı taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğuna ilişkin hükmün yapılan hisse aktarımı nedeniyle taşınmazın tamamına mı yoksa ½ yarısına mı ait olduğu konusunda komisyonca kanaat oluşmadığından konunun mahkemece halledilmek üzere tutanağın malik hanesi açık bırakılarak kadastro mahkemesine devrine karar verilmiştir.Bunun üzerine Hazine, Orman İdaresi ve Zeliha Tarancı tarafından ........... mirasçılarına karşı açılan ......... Tapulama Mahkemesinin 1967/353 E. 1991/477 K. sayılı kadastro tespite itiraz davası sonunda Hazine ve Orman Yönetiminin davasının reddine ve 792 parsel sayılı taşınmazın ........... mirasçılarına tesciline karar verilmiş, hükmün temyizi üzerine Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 31.03.1972 gün ve 1972/141-2342 E.K. sayılı ilamı ile hüküm bozulmuş, mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda 18.04.1988 gün 1973/4 E. 1988/107 K. sayılı kararı ile Orman Yönetimi ve Hazinenin davasının reddine ve ...........; mirasçılarının davasının kabulüne 792 parsel sayılı taşınmazın ........... mirasçıları adına tapuya tesciline dair verilen kararın temyizi üzerine onandığı ve karar düzeltme üzerine onama kararının kaldırılarak, Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 13.02.1990 sayılı ve 1989/12071 -1990/1590 sayılı tashihi karar üzerine verilen kararında hükmün Hazine yönünden bozulmasına karar verildiği, dava konusu taşınmazın 415.500 m2 miktarındaki bölümün payları oranında kayıt malikleri adına, geri kalan 452.500 m2'lik bölümün Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak 16.05.1990 gün ve 1990/80-246 E.K. sayılı karar ile Hazinenin davasının kabulü ile krokide (A) harfi ile gösterilen 415.500 metrekare miktarındaki bölümün payları oranında ........... mirasçıları adına, krokide (B) harfi ile gösterilen 452.500 m2 miktarındaki bölümün Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 31.01.1991 gün ve 1990/9865 E.1991/876 K. sayılı kararı ile onanarak kesinleşmiştir. Çekişmeli 792 parsel, bu hükmün infazı sonucunda ifraz edilerek 857 parsel 415.500 m2 olarak ........... mirasçıları adına, 858 parsel 452.500 m2 olarak Hazine adına tescil edilmiş, daha sonra yapılan imar uygulaması nedeniyle dava konusu 12720 ada 2 sayılı parsel ile dava dışı 12720 ada 1, 12721 ada 1 sayılı parseller, Hazine adına tescil edilen 858 parsel içerisinde kaldığı tesbit edilmesine karşın, yukarıda izah edildiği şekilde ......... Asliye Hukuk Mahkemesinin 02/11/1948 tarih ve 1947/388-761 sayılı ve ......... Kadastro Mahkemesinin 1973/4 - 1988/107 sayılı kararı ve ......... Asliye Hukuk Mahkemesinin 16/05/1990 gün 1990/80 - 1990/246 sayılı dosyalarında Orman Yönetiminin ve Hazinenin taraf olduğu kararlarının ve taraflar arasında kesin hüküm oluşturduğu ve hükmen orman sınırları dışında bırakıldığı hususu kuşkusuzdur.Ne var ki; Hazine adına tescil edilen 858 parsel sayılı taşınmaz, Milli Emlak Müdürlüğünün (MEM) 2.7.1993 tarih ve 64380 sayılı yazıları ile Orman genel Müdürlüğüne (OGM) Tahsis edilmiştir. Tahsisin iptal edildiğine veya geri alındığına ilişkin dosyada bir bilgi ve belge yoktur. ......... İli, Merkez-.............. (.........) Köyünde ilk kez imar uygulaması 05.01.1994 tarihinde, ek imar uygulaması ise; 31/12/1997 tarihinde yapılmıştır. Çekişmeli parsellerin içerisinde bulunduğu Hazineye ait olan 858 parsel sayılı taşınmazın Milli Emlak Müdürlüğünce 02.07.1993 tarihinde Orman Genel Müdürlüğüne tahsisinden sonra yapılan imar uygulamasına ve buna dayalı olarak yapılan satış ve tescile değer verilemez.Her ne kadar, imar uygulamasının iptaline ilişkin bir işlem ya da idari yargıda açılmış bir dava yoksa da yapılan imar uygulaması ve satış nedeniyle zarara uğrayan iyi niyetli üçüncü kişilerin her zaman Hazine ve Belediyeye karşı tazmini rücu hakkı da saklı tutulmalıdır. Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı ... Yönetim vekilinin karar düzeltme istemlerinin kabulü ile Dairenin onama kararının kaldırılarak yerel mahkeme kararının bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklana nedenlerle, davacı ... Yönetim vekilinin karar düzeltme istemlerinin kabulü ile Dairenin 24/12/2012 gün ve 2012/3055 E. 2012/14901 K. sayılı ONAMA kararının KALDIRILMASINA, yerel mahkemenin 14/07/2011 gün ve 2008/56 E. 2011/234 K. sayılı kararının açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 30/03/2015 günü oybirliğiyle karar verildi.