MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A R..... İli, ..... İlçesi, ..... Köyü 101 ada 1 parsel sayılı taşınmaz, orman niteliğiyle Hazine adına tapuda kayıtlıdır.Davacı vekili, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği içerisinde 200 kadar ceviz ağacı bulunan kadim tarım arazisi niteliğindeki yaklaşık yirmi dönüm miktarındaki taşınmazı müvekkilinin 09.11.1994 tarihinde satın aldığını, taşınmazın çekişmeli orman parseli içerisinde bırakıldığını iddia ederek taşınmazın müvekkiline ait kısmının Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, davanın ... yönünden kabulü ile, dava konusu ...... Köyü 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile 12/09/2013 tarihli bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 56999.58 m2'lik taşınmazın cevizlik ve meyve bahçesi vasfı ile davacı adına tapuya kayit ve tesciline, kalan kısmın orman vasfıyla davalı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, davanın Orman Genel Müdürlüğü yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.Yörede 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesine göre yapılan orman kadastro çalışması vardır.Davacı, çekişmeli Köyü 101 ada 1 parsel sayılı taşınmaz içinde kendisine ait yirmi dönüm miktarındaki taşınmazın tarım arazisi olduğu iddia ederek, taşınmazın tapusunun iptali ile adına tapuya tescili istemiyle dava açmış olup; mahkemece, 12/09/2013 tarihli bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 56999.58 m2'lik kısmın davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş ise de, dava konusu taşınmazın orman vasfıyla Hazine adına yapılan kadastro tesbitine ilân süresi içinde dava açılması nedeniyle tespitinin kesinleşmediğine dair davacı vekilinin yazılı beyanda bulunduğu, dairemiz arşivinde yapılan taramada ise, dava konusu taşınmaza ilişkin ............ (Kapatılan) Kadastro Mahkemesinin 2008/1-2013/9 sayılı dosyasının temyiz incelemesinin Dairemizin 2013/9743-2014/1662 sayılı dosyasında yapıldığı, taşınmazın ............ Kadastro Mahkemesinin 2007/56, 57, 58, 66 ve 67 sayılı dosyalarında da davalı olduğu anlaşıldığından, davaların HMUK'nın 45. maddesi uyarınca birleştirilerek görülmesi gerektiğine denilerek 11.02.2014 günlü karar ile bozulduğu tespit edilmiştir.Kadastro mahkemesinin görevi, kadastro tutanağının tanzimi tarihinden tutanağın kesinleşmesine kadar geçecek zaman içindeki itiraz ve davalar için sözkonusudur. Başka bir anlatımla; 3402 sayılı Kadastro Kanununun 26. maddesinin dördüncü fıkrasına göre, kadastro mahkemesinin yetkisi, kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar. Tutanak kesinleştikten sonra kadastro mahkemesinin görevi sona erer. Ancak, davanın varlığı tutanağın kesinleşmesini önleyecektir. Taşınmazın kadastro tutanağı, dava tarihinde kesinleşmemiş olduğuna göre, görevli mahkeme, genel mahkeme olmayıp kadastro mahkemesidir. Görev konusu kamu düzeni ile ilgili olup, mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden gözetilmesi gerekir.Belirlenen bu duruma göre mahkemece görevsizlik kararı verilip, dosyanın kadastro mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilip yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 30/03/2015 günü oybirliğiyle karar verildi.