Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 2225 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 19369 - Esas Yıl 2009
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: Kadastro sırasında A…… Köyü 157 ada 17 parsel sayılı 6068 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden tarla niteliğinde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı adına tespit edilmiştir. Davacı Hazine, taşınmazın öncesi itibariyle orman olduğu ve zilyetlikle kazanılacak yerlerden olmadığı iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece taşınmazın orman olmadığı gerekçesiyle davanın reddine, dava konusu taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3116 Sayılı Yasaya göre 1944 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastro çalışmaları ile 1975 yılında 1744 Sayılı Yasaya göre yapılıp dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2. madde uygulaması vardır. Hükme esas alınan uzman bilirkişi Y.. S.. tarafından hazırlanan raporda, çekişmeli taşınmazın eğiminin % 10 civarında olduğu, üzerinde % 70 kapalılıkta, 20-120 yaş arasında meşe, gürgen ağaçları bulunduğu, kesinleşen orman kadastro sınırları dışında kaldığı, eski tarihli resmi belge niteliğindeki memleket haritası ve hava fotoğraflarında kısmen yeşil renkli bölümde kalmaktaysa da öncesi itibarıyla orman olmadığı, üzerindeki orman ağaçlarının çevre orman parsellerinden tohumlanma yolu ile geldiği açıklanmıştır. Ormancılık bilimine göre meşe ağacı tohumlarının, ağır tohumlu ağaçlar grubu içerisinde yer aldığı ve tohum kanatlarının olmaması nedeni ile uzak mesafelere rüzgar v.s. gibi etkenlerle taşınarak çalılık alanlar içerisinde çimlenip yetişmesinin mümkün olamayacağı bilinmektedir. Bu nedenle; eylemli orman niteliğindeki taşınmazın, 15.07.2004 günlü Resmi Gazetede yayınlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 26 a ve j maddesi ve aynı maddenin 2. fıkrası gereğince komisyonlarca sınırlandırma dışı bırakılmış olmasının orman niteliğini ortadan kaldırmayacağı ve seri bazda yapılıp kesinleşen orman kadastro sınırları dışında bırakılsa da 4999 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 7/1. maddesi gereğince "herhangi bir nedenle sınırlama dışında kalmış orman olması nedeniyle" her zaman orman olarak sınırlandırılabileceği gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, delillerin yanlış değerlendirilmesi sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 24/02/2010 günü oybirliğiyle karar verildi.