Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 2200 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 215 - Esas Yıl 2007
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Orman Yönetimi ve Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: Kadastro sırasında, Çataklı Köyü 132 ada 54 parsel sayılı 57.000 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, senetsiz ve belgesizden tarla niteliği ile kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak Mehmet Karakoç adına tespit edilmiştir. Şakir, çekişmeli taşınmazın adına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır. Hazine de davaya katılmıştır. Kadastro Mahkemesi 1996/5 - 1997/37 sayılı ilamla; 132 ada 54 parselin tarla niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar vermiş ve bu karara göre tapuda infaz işlemleri yapılmıştır. Davacı vekili, Alacakaya Kadastro Mahkemesinin 1996/5 - 1997/37 sayılı kararıyla çekişmeli taşınmazın Hazine adına tesciline karar verildiğini, ancak taşınmazın 20 yılı aşkın süreyle çekişmesiz aralıksız malik sıfatıyla müvekkilinin zilyetliğinde bulunduğunu iddia ederek 132 ada 54 parselin tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulüne ve dava konusu parselin fen elemanı bilirkişi raporunda B ve C ile gösterilen toplam 47.650 m2'lik bölümünün tapu kaydının iptal edilerek susuz bağ niteliğiyle davacı adına tapuya tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine, Orman Yönetimi ve Köy Tüzelkişiliği aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davalı Orman Yönetimi tarafından vekalet ücretine, Hazine tarafından ise davanın esasına yönelik olarak temyiz edilmiştir.Dava, tapu iptali ve tescil davası niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır. Mahkemece verilen karar usul ve yasaya aykırıdır. Şöyle ki; Alacakaya Kadastro Mahkemesinin 1996/5-1997/37 sayılı kararı ile çekişmeli taşınmaz, Hazine adına tescil edilmiştir. Anılan davada davacı Resul taraf olmadığından temyize konu dosya yönünden H.Y.U.Y.'nın 237. maddesi anlamında kesin hüküm oluşmamakta ise de güçlü delil oluşturur. Çekişmeli taşınmazın hiç kimsenin zilyetliğinde bulunmadığı, Hazineye ait yerlerden olduğu Kadastro Mahkemesinin 1996/5-1997/37 sayılı dava dosyasında dinlenen üç kişiden oluşan yerel bilirkişi kurulunun anlatımları, davacı Şakir ve davalı Mehmet'in beyanları ile belirlenmiştir. Her ne kadar Kadastro Mahkemesinin davacısı Şakir ile taşınmazın tespit maliki Mehmet; Kadastro Mahkemesindeki beyanlarının çekişmeli taşınmazın hiç kimse tarafından kullanılmayan tarıma elverişsiz bölümüne ilişkin olduğunu davalı yerin davacının zilyetliğinde bulunduğunu bildirmişler ise de bu anlatımlar hayatın olağan akışına uygun değildir. Kadastro Mahkemesinde alınan birbiriyle örtüşen imzalı beyanlar ve yeminli anlatımlar karşısında, temyize konu dosyada dinlenen yerel bilirkişi ve tanık anlatımlarına değer verilemez. Kabule göre de; Orman Yönetimi aleyhine açılan davanın pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verildiği ve Orman Yönetimi kendisini duruşmada vekil ile temsil ettirdiği halde, Orman Yönetimi lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre vekalet ücretinin takdir edilmemesi ve çekişmeli taşınmazın fen bilirkişi Nizamettin tarafından düzenlenen 20.05.2003 havale tarihli krokili raporda C ile işaretlenen 3.000 m2 yüzölçümündeki bölümünün Kral Kızı Barajının suları altında kaldığı belirlendiği halde davacı adına tescile karar verilmesi de doğru değildir. Hal böyle iken, açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken açıklanan hususlar gözetilmeksizin aksi düşünce ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar Hazine ve Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 22.02.2007 günü oybirliğiyle karar verildi.