İNCELENEN KARARINMAHKEMESİ : Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili Av. ... ... tarafından istenilmekle, tayin olunan 23/02/2016 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davacı ... ... vekili Av. ... ... ile karşı taraftan davalı ... vekili Av. ... ... geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:B A Ş L I K Davacı vekili Av. ... ..., 19/12/2008 tarihli dava dilekçesi ile ... ilçesi, ... mahallesinde bulunan 1139 ve 3712 parsel sayılı taşınmazlar, vekil edene kayıtlı iken ... tarafından açılan dava sonucunda kıyı kenar çizgisi içinde kaldıkları gerekçesiyle tapu kayıtlarının iptaline karar verildiğini belirterek fazlaya dair haklar saklı kalmak üzere 120.000,00.-TL tazminatın davalı ...den alınmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ..., yolsuz olarak oluşan tapu kaydının iptali nedeniyle tazminat talep edilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir. Yargılama sırasında davacı vekili 05/07/2010 tarihli dilekçe ile harcını yatırmak suretiyle tazminat miktarını 349.339,78.- TL’ye yükseltmiştir. Mahkemece; bilirkişinin belirlediği tazminat miktarından BK'nın 43 ve 44. maddeleri uyarınca indirim yapılarak davanın kısmen kabulüne - kısmen reddine, 1139 parsel için 108.000,00.-TL, 3712 parsel için ise 154.000,00.-TL tazminatın tapularının iptaline ilişkin kararın kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 11/05/2012 gün ve ... E. - ... K. sayılı kararıyla “hükme dayanak alınan raporun hükme yeterli olmadığı” gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra; davanın kısmen kabulü ile 1139 parsel sayılı taşınmaz için 108.000,00.-TL, 3712 parsel için 154.000,00.-TL olmak üzere toplam 262.000,00.-TL tazminatın dava dilekçesi ile talep olunan 120.000,00.-TL'lik kısmı için dava tarihinden ıslah dilekçesi ile arttırılan 142.000,00.-TL'lik kısmı için ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı vekillerince temyiz edilmiştir. Dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın TMK’nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine yöneliktir. Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme ve alınan bilirkişi raporu hükme yeterli değildir.4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05.03.2003 gün ve 2003/19-152 E., 2003/125 K.; 29.09.2010 gün ve 2010/14-386 E., 2010/427 K.; 15.12.2010 gün ve 2010/13-618 E., 2010/668 K. sayılı kararı). Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise, tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tapu iptaline ilişkin kararın kesinleştiği tarihtir. Bu nedenle, zararın meydana geldiği tarih esas alınarak tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmeli ve gerçek değere hükmedilmelidir.Hal böyle olunca, tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği 17.04.1998 günlü ve 1996/3-1 sayılı İçtihatları Birleştirme Kararı ve Bakanlar Kurulunun 28.02.1983 günlü ve 1983/6122 sayılı kararı gözetilmek suretiyle belirlenmelidir. Belirlenen nitelik arazi ise, değerlendirme tarihi olan tapu kaydının iptaline ilişkin mahkeme kararının kesinleşme tarihi itibariyle net gelir metodu yöntemi ile, taşınmazın niteliği arsa ise, değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; Samandağ Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.12.1999 tarihli ve ... E. - ...K. sayılı kararıyla davacının maliki olduğu 1139 parsel sayılı taşınmazın; Samandağ Asliye Hukuk Mahkemesinin 1.12.2005 tarihli ve ... E. - ... K. sayılı kararıyla da davacının maliki olduğu 3712 parsel sayılı taşınmazın tamamının kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı gerekçesiyle tapu kayıtlarının iptaline karar verildiği, kararlarının derecattan geçmek suretiyle .../... E. sayılı davada verilen kararın 31.1.2002 tarihinde, 2004/393 E. sayılı davada verilen kararın ise 15.11.2006 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.Bu nedenle, yapılacak keşifte, taşınmazları ve geniş çevresini gösteren fotoğrafların çektirilerek dosya arasına konulması ve niteliğinin belirlenmesine ilişkin hâkim gözleminin keşif zaptına yazıldıktan sonra mahkemece taşınmazların niteliği arsa olarak belirlenir ise, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazların eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerektiğinden, taraflara, dava konusu taşınmazlara yakın bölgelerden ve değerlendirme tarihi olan tapu kayıtlarının iptal kararının kesinleşme tarihinden önce ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için olanak tanınması, gerekli görülürse re'sen emsal getirtme yoluna gidilmesi ve bu emsallere göre değer biçilmesi için konunun uzmanı bilirkişilerden yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu vasıtasıyla keşif yapılarak, denetlemeye olanak veren bilimsel verileri içeren, emsal ile dava konusu taşınmazların eksik ve üstün yönlerinin karşılaştırıldığı rapor alınması, somut alınan emsal ile çekişmeli taşınmazlara ait Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından belirlenen emlak vergisine esas olan m² değerleri, ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Vergi Dairesinden istenip, dava konusu taşınmazların, emsal taşınmazlara göre üstünlük oranı yönünden bilirkişi kurulu raporu da denetlenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi,Taşınmazların niteliği arazi olarak belirlenir ise, arazi niteliğinde bulunan dava konusu taşınmazlara yönelik olarak, sulu olup olmadıkları, yerleşim alanlarına uzaklıkları, iklim şartları, arazinin toprak ve topoğrafik yapısı ve bölgesindeki konumu gözetilerek oluşturulacak bilirkişi kurulu vasıtasıyla çevrede yetiştirilen ürünlerin münavebesi, dekar başına ortalama verim, toptan satış fiyatı ve üretim maliyeti resmî verileri ilçe tarım müdürlüğünden getirtilmek suretiyle, taşınmazlar üzerinde meyve ağaçları varsa ağaçların cinsleri de dikkate alınmak suretiyle elde edilen verilere uygun biçimde değerlendirme yapılarak tapu kapsamındaki taşınmazların değeri, tapu kayıtlarının iptal kararının kesinleşme tarihine göre hesaplanmalı, taşınmazların varsa mütemmim cüzleri, muhdesat ve sökülemeyen teferruatlarının değerleri bayındırlık birim fiyatları ve yıpranma oranları gözetilerek değerleme tarihine göre hesaplattırılmalı, bu şekilde tapusu iptal edilen taşınmazların zemin değeri, üzerindeki mütemmim cüz, muhdesat ve sökülemeyen teferruatları esas alınarak, tapu sahiplerinin oluşan gerçek zararları saptanması gerekirken, açıklanan hususları içermeyen dava tarihine göre değerlendirme yapan, değerlendirme tarihinden yaklaşık 25 yıl önce yapılan satışı emsal alan yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması; bundan ayrı, usûlî kazanılmış haklara riayet edilerek taşınmazların davacının elinden çıktığı tarih olan tapunun iptaline dair kararın kesinleştiği tarihten itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmesi gerekirken, dava tarihi ve ıslah tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmiş olması usûl ve kanuna aykırıdır. Kabule göre de, infaza elvermeyecek şekilde faizin başlangıç tarihi olarak kabul edilen dava tarihi ve ıslah tarihinin hüküm de gösterilmemesi ve gerekçeli kararın başlık kısmında dava tarihi olan 19/12/2008 tarihinin yanılgı sonucu 05/11/2012 olarak yazılması usûl ve kanuna aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı ... ... vekili ve davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz incelemesinin duruşmalı yapılması nedeniyle 1.100.-TL vekâlet ücretinin davanın taraflarına karşılıklı olarak verilmesine, taraflarca 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi atfıyla HUMK'nın 388/4. (HMK m. 297/ç) ve HUMK'nın 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilâmının tebliğinden itibaren ilâma karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, temyiz harcının istek halinde iadesine 23/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.