Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 210 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 8505 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Orman Yönetimi ve Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A R Davacı vekili,...,... Köyü, 569 parselin ifrazından oluşan 1000 ada 9 parsel sayılı 301 m² yüzölçümündeki taşınmazın orman niteliğinde olduğu halde, davalılar adına tapuda kayıtlı olduğunu bildirerek, tapu kayıtlarının iptalini ve orman niteliğiyle Hazine adına tescilini istemiş, Hazine aynı iddia ile davaya müdahil olmuştur. Çekişmeli 1000 ada 9 parsel sayılı taşınmaz arsa vasfıyla ... adına tapuda kayıtlı olup tapu imar uygulaması sonucu oluşmuştur. Mahkemece, her ne kadar yörede kesinleşmiş orman kadastrosu var ise de, taşınmazların... bahçesi niteliğinde olduğu, eski tarihli hava fotoğraflarında fındık bahçesi ile orman alanlarının karıştırılması sonucu taşınmazların yanlışlıkla orman kadastro sınırı içinde bırakıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm Orman Yönetimi ve Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava, tapu iptali ve tescile ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1974 yılında yapılan arazi kadastrosu ve 06/04/1982 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Mahkemece, çekişmeli taşınmazın 1956 tarihli hava fotoğraflarında ve 1959 tarihli memleket haritasında fındıklık niteliğinde olduğu halde, 1982 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu sırasında eski tarihli resmî belgelerin yanlış yorumlanması ve fındık ağaçları ile meşe ağacının karıştırılması sonucu orman kadastro sınırı içinde bırakıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de, delillerin değerlendirilmesinde hataya düşülmüştür. Şöyle ki; bir yerde kesinleşen orman kadastro çalışması varsa, o yerin orman olup olmadığı, kesinleşen orman kadastro haritasının uygulanması sonucu anlaşılır. Bundan ayrı; çekişmeli taşınmazın ifrazen geldiği 569 parselin önceki malikleri... ve ... tarafından Orman Yönetimi aleyhine açılan kadastro mahkemesinin 1988/4 (bozmadan sonra 1990/259) sayılı orman kadastrosuna itiraz davası sonunda 569 parselin (A) işaretli 18240 m2 bölümünün orman kadastro sınırı içinde kaldığı belirlenmiştir. Bu karar, taraflar yönünden kesin hüküm teşkil eder. Mahkemece de taşınmazın kesinleşen orman kadastro sınırı içinde kaldığı kabul edilmekle birlikte, tekrar eski tarihli resmî belgelere göre inceleme yapılmak ve bu belgeler yorumlanmak suretiyle karar verilmiş, orman kadastrosuna itiraz sürelerinin geçtiği ve orman sınırının kesinleştiği, 569 parselin de kısmen orman sınırı içinde kaldığına ilişkin kesin hüküm bulunduğu düşünülmemiştir. O halde; mahkemece yapılacak iş, kadastro mahkemesinin kesinleşen dosyasında bulunan krokiyi, çekişmeli taşınmazın ifrazdan önceki ve sonraki paftalarını ve kesinleşen orman kadastro haritasını birbiri üzerine aplike etmek ve taşınmazın geniş çevresi içinde en az 7 - 8 orman sınır noktası görülecek şekilde uygulama yapmak suretiyle taşınmazın hangi bölümlerinin orman kadastro sınırı içinde kaldığını belirlemek ve bu bölümlere ilişkin davanın kabulüne karar vermekten ibarettir. Yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş olması isabetsizdir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Orman Yönetimi ve Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 24/01/2013 günü oybirliğiyle karar verildi.