MAHKEMESİ :Kadastro MahkemesiTaraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... ... ile davalı ... vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A R3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile eklenen Ek 4. madde gereğince yapılan kadastro sırasında, ... ... mahallesi 1761 ada 1 parsel sayılı 11708,21 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, bahçe niteliği ile belgesizden 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca ... adına orman sınırı dışına çıkarılan alanda kaldığı ve ''2 adet 3 katlı kargir ev, 2 adet 2 katlı kargir ev ve 2 adet 1 katlı kargir ev, 3 adet garaj, ahır beş yıldan beri .. oğlu ..., ... evlatları ..., ...'nin müşterek kullanımında olduğu, 39,02 m2'sinin eylemli orman vasfında olduğu" beyanlar hanesine yazılarak, ... adına tesbit edilmiştir. Davacı ... ..., taşınmazın üzerinde bulunan yapıların bir kısmının orman sınırları içinde kaldığını iddia ederek, beyanlar hanesine ekteki krokide belirttikleri kısımların orman sınırları içinde kaldığının yazılması istemiyle dava açmıştır.Mahkemece; davacının davasının teknik bilirkişi ... ... 07/01/2013 tarihli raporu doğrultusunda kabulü ile ... ilçesi, ... ... mahallesi 1761 ada 1 sayılı parselin tespit gibi 2/B vasfı ile ... adına tapuya tespit ve tesciline beyanlar hanesinin aynen bırakılmasına, ayrıca beyanlar hanesine parsel üzerinde bulunan teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 1 katlı kargir evin 31,71 m²'lik kısmı ile (B) harfi ile gösterilen 2 kargir evin 127,46 m²'lik kısmının orman tahdit hattı içinde kaldığı hususunun dercine karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili ve davacı ... ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kullanım kadastrosuna itiraza ilişkindir.Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre 06.09.1940 tarihinde ilk orman tahdidi; daha sonra 27.06.1990 tarihinde ilân edilen 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B uygulaması yapılmış ve dava konusu taşınmazın da içinde bulunduğu alan 2/B parseli olarak orman sınırları dışına çıkarılmıştır. Ayrıca, 2010 yılında 3402 sayılı Kanunda değişiklik yapan 5831 sayılı Kanunun Ek-4. maddesine göre yapılan kadastro çalışmaları bulunmaktadır.Mahkemece, davacı ... ... açtığı davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hükme yeterli değildir. Şöyle ki; hükme dayanak raporu hazırlayan bilirkişilerce, 3116 sayılı Kanun gereğince yapılan orman kadastrosu ile daha sonraki yıllarda yapılan aplikasyon, 2. madde ve 2/B uygulamalarına ait haritalar ile 5831 sayılı Kanun çalışmaları sonucunda oluşturulan pafta örneği ölçekleri denkleştirilip birbiri üzerine aplike edilmek ve ayrı ayrı gösterilmek suretiyle taşınmazın konumu belirlenmemiş; yine mahkemece yöredeki ilk orman tahdidi ve 2/B madde uygulama çalışmalarına ilişkin tutanaklar ve orijinal renkli orman tahdit haritaları dosyaya getirtilmediği gibi bilirkişilerce hazırlanan raporda da kesinleşen orman ve 2/B madde uygulama çalışmaları ile 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile eklenen Ek- 4. maddeye göre yapılan aplikasyon ve düzeltme çalışması arasında var olduğu ifade edilen uyumsuzluğun nedenleri ile aplikasyon ve düzeltmenin kanun ve yönetmeliklere uygun yapılıp yapılmadığı denetime olanak verecek şekilde açıklanmamış, bundan başka yapılan keşfe yerel bilirkişi götürülüp, çekişmeli taşınmazı ilgilendiren orman sınır noktaları tespit edilmemiş, uzman bilirkişiler tarafından zeminde orman sınır noktaları bulunmuşsa dahi bu husus da keşif tutanağına yansıtılmamış, ayrıca orman kadastro tutanakları, orman kadastro tutanaklarının düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası uygulanarak orman kadastro tutanakları da bu yolla desteklenmemiştir. Mahkemece yapılan araştırma, inceleme ve uygulama belirtilen bu yönler itibariyle eksik ve yetersizdir. Bilirkişinin yetersiz ve yargı denetimine olanak vermeyen raporlarına dayanılarak hüküm kurulamaz.O halde sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için, mahkemece öncelikle yörede yapılan bütün orman tahdit, aplikasyon ve 2. madde ile 2/B madde çalışmalarına ilişkin, işe başlama, işi bitirme, çalışma tutanakları ile askı ilân tutanaklarının ve orman tahdit haritaları ile aplikasyon ve 2/B madde haritalarının orjinalinden çekilmiş renkli fotokopi örneğinin, yine yörede yapılan ilk orman tahdidinde kullanılan hava fotoğraflarının orijinal renkli onaylı örnekleri ile 5831 sayılı Kanun ile 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek- 4. madde uyarınca yapılan düzeltme ve aplikasyon işlemine ilişkin tutanak, belge ve harita ve mutabakat zaptı ile çekişmeli parselin bulunduğu adadaki tüm parsellere ait tutanaklar ve dayanakları (özellikle dava konusu taşınmaza doğu yönünden komşu 935 ve diğer parsellerin) ilgili yerlerden temin edilerek dosya arasına konulduktan sonra, önceki bilirkişiler dışında halen ... ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek iki orman mühendisi ve iki harita mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu ve yöreyi iyi bilen, dava sonucunda yararı olmayan elverdiğince yaşlı, yansız, yerel bilirkişiler yardımıyla yeniden yapılacak keşifte 05.03.2007 tarihinde yürürlüğe giren Orman Kadastro Teknik İzahnamesinin 36. maddesinde yazılı “Orman sınır nokta ve hatlarının arza uygulanmasında; tutanaklardan, orman kadastro haritalarından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon ve röper nokta ve krokilerinden yararlanılır. ...Sınırlama tutanakları, ölçü değerleri ve orman kadastro haritaları ile zemindeki durum arasında çelişki olduğunda, tutanaktaki kararlar ile orman sınır noktası ve hatlarının yazılı tarifleri esas alınmak suretiyle ölçü, harita ve zemin kontrolü yapılarak gerçek duruma uygun olanı uygulanır” hükmü ile 20.11.2012 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosu ve 2/B Uygulama Yönetmeliğinin “Teknik İşler” başlıklı Sekizinci Bölümünde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 15-20 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ve Ek- 4. madde uyarınca yapılan aplikasyon ve düzeltme işlemi ile ilgili sınır noktaları bilgisayar ortamında aynı ölçeğe çevrilerek (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu, aplikasyon, 2/B madde ve 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile eklenen Ek- 4. maddesi uyarınca yapılan aplikasyon ve düzeltme haritalarına göre konumu kullanım kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde ve 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile eklenen Ek- 4. maddesi uyarınca yapılan harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde, yukarıda anılan Yönetmelik ve Teknik İzahnamede yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülmeli, yine davacı ... ... iddia ettiği gibi dava konusu taşınmazların kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kalıp kalmadığı, bunun nedeni ve doğru hattın hangisi olduğu tereddütsüz bir şekilde saptanmalı, aplikasyon veya mutabakat ile veya 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunla eklenen Ek-4. madde uyarınca yapılan aplikasyon ve düzeltme işlemi ile kesinleşmiş 2/B madde alanlarının değiştirilemeyeceği ve kesinleşmiş 2/B madde alanlarının aplikasyon ve düzeltme işlemi ile tekrar orman sınırları içine alınamayacağı gibi kesinleşmiş orman sınırları içindeki yerin aplikasyonla 2/B madde alanı haline getirilemeyeceği gözetilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.Kabule göre de; hüküm fıkrasında, “(B) harfi ile gösterilen 3 katlı kargir evin” denilmesi gerekirken “2 kargir evin” denilmiş olması da doğru görülmemiştir.Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporlarına dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ... ... vekili ile davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 17/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.