Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1829 - Karar Yıl 2005 / Esas No : 1422 - Esas Yıl 2005





Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Kadastro sırasında ...... Köyü 108 ada 38 parsel sayılı 123.660,36 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, fıstıklık olarak vergi kaydı ile ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı adına tesbit ve tescil edilmiştir. Davacı Hazine, taşınmazın sınırlarının sabit olmadığı, orman ve mera niteliğinde bulunduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, tapu iptali tescil davasıdır. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır. Kural olarak; orman sınırlandırılması yapılmayan veya sınırlandırılmanın ilk olarak yapıldığı yerlerde, bir yerin orman niteliğinin ve hukuki durumunun 3116, 4785 ve 5658 Sayılı Yasa hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. 3116 Sayılı Yasa ile sadece devlet ormanları belirlenmiştir. 13.07.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 Sayılı Yasanın 1. maddesi gereğince 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar devletleştirilmiş, devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan yürürlüğe giren 5658 Sayılı Yasa ile iadeye tabi tutulmuştur. İadenin koşulları yasada gösterilmiştir. Somut olayda; Hazine orman iddiası ile dava açtığına göre, çekişmeli taşınmazın orman sayılan ya da orman toprağı sayılan yerlerden olup olmadığının belirlenmesi, en eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafı ve amenajman planının taşınmaz yerine uygulanması suretiyle çözüleceği açıktır. Mahkemece, uzman orman yüksek mühendisi aracılığı ile resmi belgelere dayalı olarak usulünce bir inceleme yapmadan taşınmaz üzerindeki müşahade ve incelemesini yapan ziraat teknisyeni raporuna göre karar verilmiştir. Dayanılan, 07.07.2003 tarihli Ziraat Teknisyeni Hilmi Gökçek tarafından hazırlanan raporda, çekişmeli 108 ada 38 parsel sayılı taşınmazın batıdan doğuya, güneyden kuzeye doğru % 35-4 yaş arasında halen üzerinde meyveli durumda sakız ağaçlarından aşılanmış antepfıstığı olduğu, sürgünleri alınmış yabani antepfıstığı ağaçları ve sakız ağaçları olduğu, yükselen eğimle kayalık, taşlık bir arazi yapısı olduğu ve bahçe niteliğinde FISTIKLIK ve SAKIZLIK olduğu belirtilmiştir. Esasen; Çam, Ladin, Gürgen, Meşe gibi asıl orman ağaçları yanında, meyveli-meyvesiz fıstık çamı, palamut meşesi, aşısız kestane, kavak, söğüt, kızılağaç, akasya, okaliptüs ağaçları ile aşılı ve aşısız zeytinliklerle yabani veya aşılanmış fıstık, sakız ve sakız nevileri olan menengiç, buttun, yabani sakız, mezdeki sakızı, adi sakız, filistin sakızı ve harnup ağaçları da orman örtüsüdür. Bu gibi yerler yerleriyle birlikte orman sayılır. Sahipli yani tapulu olmak koşuluyla fıstık çamları ve palamut meşelikleri 4785 Sayılı Yasanın 2/B maddesinde ve yine 6831 Sayılı Yasanın 1/H maddesinde istisnai olarak, aşılı ve aşısız zeytinliklerle, 6777 Sayılı Yasada açıklanan yabani veya aşılanmış fıstıklık, sakızlık ve harnupluklar 6831 Sayılı Yasanın 1. maddesinin istisnaları olup orman sayılmazlar. Ne var ki; istisnanın ana koşulu ...sahipli arazide... kavramı olup, bu tapu kaydı olan ve kayıttaki nitelik dahi aynı olan taşınmazı ifade eder. Dayanılan 28.05.1968 tarihli 147 numaralı vergi kaydı fıstıklık niteliğinde ise de, vergi kaydı yasanın kastettiği amaçta sahiplik belgesi olmayıp zilyetliği kanıtlayan ve doğrulayan bir belgedir. 28.02.1995 tarihinde yürürlüğe giren 4086 Sayılı Yasayla değişik 3573 Sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkındaki Kanunun 1 ve 2. maddesindeki imar, tahsis ve ihya koşulları, 6777 Sayılı Yasayla Sakız ve Nevileriyle, Harnupluklara da teşmil olunmuştur. Bu nedenle, ilerde doğması muhtemel hak sahiplerinin belirlenebilmesi için mahkemece, 3573 Sayılı (4086 Sayıl Yasa ile değişik), 6777 Sayılı Yasaya göre Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca ilgililerine bir tahsis yapılıp yapılmadığı öncelikle araştırılmadığı gibi, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporu ile karar verilemez. Mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında bu konuda uzman serbest orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman yüksek mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 Sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 Sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı; böylesine yapılacak incelemede taşınmazın resmi belgelerde orman sayılan yerlerden olduğunun saptanması halinde 4785 Sayılı Yasanın 2/B maddesi ve 6831 Sayılı Yasanın 1-H maddesinde sayılan istisnalara girip girmediğinin araştırılması konusunda davalı tarafa tapu kaydı bulunup bulunmadığı sorulmalı, varsa getirtilerek uygulanıp kapsamı belirlenmeli, şayet tapu kaydı ibraz edilemiyor ise, vergi kaydının sahiplik belgesi sayılmayacağı değerlendirilmeli ve ondan sonra oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 28/02/2005 günü oybirliğiyle karar verildi.