Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1804 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 9107 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Kadastro MahkemesiTaraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A R Kadastro sırasında ....... İli, ....... İlçesi, .......... Köyü, ...... Mevkiinde bulunan 106 ada 31 parsel sayılı 57711,29 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, hali arazi/ham toprak vasfıyla Maliye Hazinesi adına tespit edilmiştir. Asıl dava davacısı .......... Yönetimi, taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla; ....... Kadastro Mahkemesinin 2012/101 Esas - 2013/9 Karar sayılı dosyasının davacısı ..., taşınmazın köy tüzel kişiliğine ait olduğu iddiasıyla dava açmış, mahkemece her iki dava arasında fiilî ve hukukî irtibat bulunduğu gerekçesiyle dosyalar birleştirilmiştir. Mahkemece davanın reddine; davaya konu ....... İlçesi, .......... Köyü, ...... Mevkiinde bulunan 106 ada 31 no'lu parselin kadastro tespit tutanağının iptali ile köy tüzel kişiliği adına köy tarlası vasfı ile tespitine ve tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi gereğince yapılan ve dava tarihi itibariyle kesinleşmeyen orman kadastrosu bulunmaktadır.Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.Mahkemece .......... Yönetiminin açtığı dava ile .......... Köyü Tüzel Kişiliğinin açtığı davalar arasında fiilî ve hukukî irtibat bulunduğu gerekçesiyle dosyalar birleştirilmişse de yargılama sonucunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine aykırı olarak hüküm kurulmuştur. Hukuk Muhakemeleri Kanunu m.297/2'de, “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.”, m.298/2'de ise “Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz.” düzenlemeleri mevcuttur. Yargılamanın sona erdirildiği 25.06.2014 tarihli 9. celsede “davanın reddine” denilerek hüküm tefhim edilmiş, sonradan açıklanan gerekçeli kararda ise “davanın reddine, davaya konu ....... İlçesi, .......... Köyü ...... Mevkiinde bulunan 5.7711,29 m² yüzölçümündeki 106 ada 31 nolu parselin kadastro tespit tutanağının iptali ile köy tüzel kişiliği adına köy tarlası vasfı ile tespitine ve tapuya kayıt ve tesciline” denilerek hüküm kurulmuş, böylece hem birleştirilen davalardaki taleplerden her biri hakkında ayrı ayrı hüküm verilmemiş hem de gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olacak şekilde oluşturulmuştur. Değinilen Kanun hükümleri gözetilmeden kurulan hüküm usûl ve kanuna aykırıdır.SONUÇ. Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ... Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 19/03/2015 günü oybirliğiyle karar verildi.