Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1790 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 3396 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tapu kaydının iptali davasından dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 19/06/2014 tarihli ve 2014/4598 E. - 2014/6677 K. sayılı ilâmıyla davalı ...'ın temyiz itirazlarının reddine, davacı ... Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün-bozulmasına karar verilmiş, Dairemizin mezkur kararında maddî hata mevcudiyetinden bahisle bu hatanın düzeltilmesi mahkeme hâkimi tarafından istenilmiş olmakla, söz konusu karar ve dosya incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:K A R A RDairemizin 19/06/2014 tarihli ve 2014/4598 E. - 2014/6677 K. sayılı ret-bozma kararında;1) Davalı gerçek kişinin temyiz itirazlarına gelince;İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazın orman tahdidi içinde kalan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı ...'ın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2) Davalı ... Yönetiminin temyiz itirazları bakımından;Davacı ... Yönetimi, ............ Köyü 1304 parsel sayılı taşınmazın kesinleşen orman tahdidi içinde kaldığı iddiası ile açtığı davada; tapu maliki davalı ... ile birlikte; ............ Belediye Başkanlığını da davalı olarak göstermiş ve dava konusu taşınmazda davalı ... lehine şerh olduğunu dava dilekçesinde açıklamıştır. Mahkeme yapılan yargılama sonucu dava konusu taşınmazın kesinleşen orman sınırları içerisinde kaldığını belirlemiş olması sebebi ile davalı kişi adına açılan davayı kabul etmiş, ancak, ............ Belediye Başkanlığı aleyhine açılan davanın ............ Belediyesinin taşınmaz maliki olmaması ve taşınmazla bir ilgisinin bulunmaması sebebi ile husumet nedeni ile reddine karar vermiş ve davalı ... Yönetimi aleyhine vekâlet ücretine hükmetmiş ise de; davanın açıldığı tarihte davacı tarafından dosyaya sunulan dava konusu taşınmaza ait tapu kaydında; “ ihdas 1474 sayılı parselin yola terkinden yapılmıştır. ............ Belediyesi Tüzel Kişiliğinin 7/416 payı” ve “ ihdas 1409 parselin yola terkinden yapılmıştır. ............ Belediyesi Tüzel Kişiliğinin 28/416 payı” şeklinde şerhler bulunmaktadır. Dava konusu taşınmaz imar uygulamasına tâbi tutulmuş olup, davanın açıldığı tarihte ............ Belediye Başkanlığı lehine bu şerhlerin bulunması, davanın tapu iptali ve tescil davası olması ve verilecek kararla şerh sahibi kişilerin de hakkının etkilenecek olması sebebi ile hem tapu maliki hem de ............ Belediye Başkanlığı aleyhine açılan davanın reddine karar vermek gerekirken, ............ Belediyesi aleyhine açılan davanın husumet nedeni ile reddine ve davalı ............ Belediyesi kendisini vekille temsil ettiğinden davalı ... lehine vekâlet ücreti takdiri usûl ve kanuna aykırıdır..”, denilerek, sonuç kısmında; SONUÇ:1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle, davalı ...'ın temyiz itirazlarının REDDİNE, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine,2)İkinci bentde açıklanan nedenlerle davacı ... Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine” karar verildiği, ancak ilamın gerekçe kısmında davalı ............ Belediye Başkanlığı aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeni ile reddi kararının doğru olmadığı açıklandığı halde ilâmın son kısmında, “hem tapu maliki hem de ............ Belediye Başkanlığı aleyhine açılan davanın reddine karar vermek gerekir..”yazıldığı anlaşıldığından maddi hatanın düzeltilmesi istenilmiştir.Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar, mahkemece re’sen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir (HMK m.304/1). HMK m. 304/1 hükmü, 1086 sayılı Kanunun 459. maddesinin “İki tarafın isim ve sıfat ve neticei iddialarına mütaallik hatalar ve esas hükümdeki hesap hataları kendilerinin istimaından sonra mahkeme tarafından tashih olunur” şeklindeki birinci cümlesindeki düzenlemeye karşılık gelmekte olup, bu düzenlemeyle, karardaki açık hataların mahkemece re’sen veya taraflardan birinin talebi üzerine tashih edilebileceği esası getirilmiştir. HMK m. 304’e göre düzeltilebilecek “yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar”, olayın gelişinden ve dosyanın incelenmesinden bir maddî hata olduğu kolayca anlaşılabilen ad veya soyaddaki harf hataları, rakamlardaki eksik yazımlar vs. hatalardır. Tabir-i diğerle, hükümlerin tashihi yoluna, tarafların kimlik bilgilerindeki hatalarla, yazı, hesap ve diğer açık ifade hatalarının mevcudiyeti hâlinde başvurulabilir.Tashihin nasıl yapılacağı ise, HMK m.304/2’de belirtilmiştir. Buna göre, tashih kararı verildiği takdirde, düzeltilen hususlarla ilgili karar, mahkemede bulunan nüshalar ile verilmiş olan suretlerin altına veya bunlara eklenecek ayrı bir kâğıda yazılır, imzalanır ve mühürlenir.Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hataların (maddî hataların) düzeltilmesi, hükmün icrasına (yerine getirilmesine) kadar istenebilir.HMK m. 304’de söz konusu olan düzeltme (tashih), hüküm verildikten sonraki dönemde, hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hataların (maddî hataların) düzeltilmesidir. Hükümden önceki dönemde maddî hataların düzeltilmesi, HMK m. 183 hükmü uyarınca yapılır. Buna göre, hükümden önceki dönemde, tarafların veya mahkemenin dava dosyasında bulunan belgelerdeki açık yazı ve hesap hataları, karar verilinceye kadar düzeltilebilir. Taraflardan birinin yazı veya hesap hatasını düzeltmesi sonucu yargılama uzamışsa, yargılama giderlerinin belirlenmesinde bu durum da dikkate alınır.Kanun yolu incelemesinde, esas yönünden kanuna uygun görülen hüküm, tarafların kimliklerine ait yanlışlıklarla, yazı, hesap veya diğer açık ifade yanlışlıklarından dolayı bozulamaz; hüküm, bu maddî hatalar düzeltilmek suretiyle onanır (m. HMK 370/3; HUMK m. 438/8). Kural olarak, her mahkemenin kendi kararındaki maddî hataları düzeltmesi gerekir ise de, Yargıtay’ın temyiz incelemesi sonucunda karardaki maddî hataları düzelterek onama yetkisi de, “hükümlerin tashihi” kurumunun somut planda bir uygulanma şeklini oluşturmaktadır.Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hataların (maddî hataların) düzeltilmesine ilişkin hükümler kanun yolu incelemesi sonucunda verilen kararlar bakımından da uygulanır. Diğer bir deyişle, hükümlerin tashihi istemi, hükmün tavzihinde olduğu gibi hem ilk derece hem de Yargıtay kararlarına karşı istenebilir. Yargıtay onama ve bozma kararlarında açıkça maddi hatanın bulunması hallerinde dosyanın yeniden incelenmesi mümkündür. Zira maddi yanılgıya dayanılarak verilmiş olan onama ve bozma kararları ile hatalı biçimde hak sahibi olmak evrensel hukukun temel ilkelerine ters düştüğünden karşı taraf yararına sonuç doğurmamalıdır. Diğer bir deyişle, Yargıtay’ın istikrar kazanmış görüşüne göre maddî hata kazanılmış hak oluşturmaz.Dairemizin 19/06/2014 tarihli ve 2014/4598 E. - 2014/6677 K. sayılı bozma kararı gerekçesinde “davanın açıldığı tarihte davacı tarafından dosyaya sunulan dava konusutaşınmaza ait tapu kaydında; “ihdas 1474 sayılı parselin yola terkinden yapılmıştır. ............ Belediyesi Tüzel Kişiliğinin 7/416 payı” ve “ihdas 1409 sayılı parselin yola terkinden yapılmıştır. ............ Belediyesi Tüzel Kişiliğinin 28/416 payı” şeklinde şerhler bulunmaktadır. Dava konusu taşınmaz imar uygulamasına tâbi tutulmuş olup, davanın açıldığı tarihte ............ Belediye Başkanlığı lehine bu şerhlerin bulunması, davanın tapu iptali ve tescil davası olması ve verilecek kararla şerh sahibi kişilerin de hakkının etkilenecek olması.” denildiği, dolayısı ile kişi aleyhine açılan davanın kabulüne karar verildiği gibi ............ Belediye Başkanlığı aleyhine açılan davanın da kabulüne karar verilmesi gereğine işaret edildiği halde, devamında “hem tapu maliki hem de ............ Belediye Başkanlığı aleyhine açılan davanın reddine karar vermek gerekirken” şeklinde yazılmasının maddî hatadan kaynaklanan yazım yanlışlığı olduğu, “..davanın kabulüne...” yazılması gerekirken “...reddine..” yazıldığı anlaşılmıştır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Dairemizin 19/06/2014 tarihli ve 2014/4598 E. - 2014/6677 K. sayılı bozma kararının ikinci sayfasının 8. satırında yer alan “...hem tapu maliki hem de ............ Belediye Başkanlığı aleyhine açılan davanın reddine karar vermek gerekirken...” cümlesinde geçen “...reddine...”ibaresinin “...kabulüne...” olarak düzeltilmesine 19/03/2015 günü oybirliğiyle karar verildi.