Taraflar arasındaki yargılamanın iadesi davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine ve .... .... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı Orman Yönetimi 07.09.2004 tarihli dilekçesiyle ..... Köyü 856 sayılı parselin Kadastro Mahkemesinin 16.12.1993 gün ve 1991/575-1645 sayılı kesinleşen kararı ile Hazine adına tescil edilmişse de, hükme esas alınan bilirkişi raporunda orman kadastro ve makiye ayırma haritalarının yanlış uygulandığını, bu yanlışlığın ise, 1976 yılında üretilen orman kadastro haritasındaki orman sınır noktalarının kazınarak, orman sınır hattının haritasına yanlış çizilmesinden ve bu haritanın doğru haritalar ile değiştirilmesinden kaynaklandığı, bu hususta teftiş kurulunca soruşturma yapıldığını ve mahkemelere yanlış rapor veren bilirkişiler hakkında da suç duyurusunda bulunulduğunu, yargılamanın iadesi koşullarının oluşması nedeniyle Kadastro Mahkemesinin 16.12.1993 gün ve 1991/575-1645 sayılı kesinleşen kararının yargılamanın iadesi yoluyla kaldırılarak, satış ile davalı gerçek kişiler adına oluşan tapu kaydının iptaline ve taşınmazın orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece istek kabul edilip, kesinleşen mahkeme kararı kaldırılarak, davanın kısmen kabulüne, çekişmeli ..... Köyü 856 sayılı parselin 02.05.2005 tarihli bilirkişi krokisinde (A) ile gösterilen 141 m2 bölümünün orman niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, taşınmazın kalan bölümünün davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmiş, hüküm davalı .... .... ile Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, yargılamanın iadesi istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve vakıfların tapulu taşınmazları yönünden Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanlığının hakem sıfatıyla iptal ettiği orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra ilk tahdidin aplikasyonu ve 1976 yılında yapılan ekip çalışmalarına yapılan itirazlar 7 numaralı Orman Kadastro Komisyonu tarafından 15.09.1976 tarihinde incelenerek 09.12.1976 tarihinde ilan edilmiştir. 1988 yılında 36 numaralı orman kadastro komisyonunca aplikasyon, sınırlandırması yapılmamış ormanların kadastrosu ve 3302 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması yapılmış ve sonuçları 15.06.1989 tarihinde ilan edilmiştir. Davacı Yönetim, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde, orman kadastro haritası ile arazi kadastro paftası çakışmadığından, Orman Genel Müdürlüğünce görevlendirilen 36 numaralı orman kadastro komisyonunun, arazi Kadastro Müdürlüğü elamanları ile birlikte düzenledikleri 30.03.1990 tarihli mutabakat tutanağı ile orman sınırlarının 1976 yılında yapılan orman kadastrosunda belirlenenden farklı olarak belirlendiğini, bu mutabakat zaptına dayanılarak düzenlenen orman kadastro haritasının, yönetimin tüm birimlerindeki 1976 yılı orman kadastro haritaları ile değiştirildiğini, bir çok davada bilirkişilerin, bu haritaya dayanarak ya da gerçeğe aykırı raporlar düzenleyerek mahkemeleri yanıltıldığını, bu nedenle aslında orman sınırları içinde bulunması gereken birçok taşınmazın orman sınırı dışında gösteren bilirkişi raporlarını esas alan kesinleşen mahkeme kararları ile birçok arazinin orman sınırı dışında bırakıldığını, aynı şekilde kadastro mahkemesinin 16.12.1993 gün ve 1991/575-1645 sayılı kararının da hatalı harita uygulamasına dayanması nedeniyle, kararın yargılamanın iadesi yoluyla kaldırılarak taşınmazın orman olarak tescili iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece, kesinleşmiş mahkeme kararının dayandığı bilirkişi raporunun, orijinali ile değiştirilen ve yasal dayanağı bulunmayan 30.03.1990 tarihli mutabakat zaptına göre üretilen harita esas alınarak hazırlandığı ve bu nedenle yargılamanın iadesi koşullarının oluştuğu gerekçesiyle, isteğin kabulüne, kesinleşen kadastro mahkemesi kararı kaldırılarak, çekişmeli 856 sayılı parselin kısmen orman olarak tesciline karar verilmişse de; delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülmüştür. Hukuk Yargılama Usul Yasasının 445. ve devamı maddelerinde sınırlamalı olarak düzenlenen hükümlere göre, kesin olarak verilen veya kesinleşmiş kararlar hakkında yargılamanın yenilenmesinin istenebilmesi için, 1- Muhakeme esnasında esbabı mücbireye veya lehine hükmolunan tarafın fiiline binaen elde edilemeyen bir senet veya vesikanın hükmün itasından sonra ele geçirilmiş olması, 2 - Hükme esas ittihaz olunan senedin sahteliğine karar verilmiş veyahut senedin sahte olduğu mahkeme veya bir mevkii resmide ikrar olunmuş veya sahtelik hakkındaki karar hükümden evvel ittihaz olunup iadei muhakeme talebinde bulunan kimsenin, hüküm zamanında bundan haberi bulunmamış olması, 5 - Ehlihibrenin kasten hilafı hakikat ihbaratta bulunduğunun hükmen tahakkuk etmesi, (Ek:16/7/1981 - 2494/33 md.) Birinci fıkranın 4, 5 ve 6 ncı bentlerindeki hallerde yargılamanın iadesinin istenebilmesi, bu sebeplerin kesinleşmiş bir ceza mahkumiyet kararı ile belirlenmiş olması şartına bağlıdır. Delil yokluğundan başka bir sebeple ceza kovuşturmasına başlanamamış veya karar verilememiş ise, ceza mahkemesi kararı aranmaz. Bu takdirde yargılamanın iadesi sebeplerinin varlığının, yargılamanın iadesi davasında öncelikle ispat edilmesi gerekir. H.Y.U.Y.nın 445'inci maddesinde sınırlamalı olarak sayılan yargılamanın iadesi nedenleri dışında yorum yoluyla yeni sebepler yaratılamaz. Davacı Yönetimin yargılamanın iadesi nedeni olarak gösterdiği, 07.05.2004 gün ve 01-01-01 sayılı inceleme raporunda; Orman Genel Müdürlüğünün 17.12.2003 gün ve B.18.1.OGM.0.00.21/05.03.2398/2399, 29.12.2003 tarih ve B.18.1.OGM.0.00.21/05.03.264/ 2537 sayılı emirleri, gereği, önceden ..... Köyü iken 1981 yılında ..... Mahallesi ismiyle Antalya Belediye sınırları içine alınan yerde yapılan uygulamalara ilişkin Baş Müfettiş ..... .... müfettiş .... ..... ..... ...., ve harita mühendisi S. .... ........ tarafından yapılan araştırma ve incelemede; aynı konuda daha önce Başmüfettişlikçe Baş Müfettiş ..... ....., müfettiş yardımcısı ..... ....., Milli Emlak Genel Müdürlüğü Kontrolörü ..... ..... tarafından inceleme yapılıp 20.07.2001 gün ve 09.07.2001 gün ve 09/07/12 sayılı inceleme raporunun düzenlendiği, yine 26 numaralı komisyonun görevlendirildiği ve bu komisyonun da 18.11.2003 gün ve 6392 sayılı raporları düzenledikleri (bu raporlar dosya içinde bulunmaktadır.) İnceleme konusunun, 1976 ve 1989 orman kadastro haritalarındaki koordinat değerlerinin arazi kadastro paftasındaki değerler ile uyuşmaması nedeniyle birlikteliğin sağlanması için 36 numaralı komisyon ve arazi kadastro ekibince 1990 yılında düzenlenen mutabakat tutanağı ile orman sınır hattının değiştirilerek yeniden çizildiği, bu düzeltme esas alınarak haritalarda silinti ve kazıntı yapılıp, yeniden düzenlenen bu haritaların tüm birimlerdeki asılları ile değiştirilmesi sonucu, bilirkişilerce orman kadastro haritaları ile maki haritaları yanlış uygulanarak mahkemelerin yanıltıldığı ve idare aleyhine yanlış raporlar düzenlendiği, bu nedenle, konunun incelenmesi için görevlendirildiği, yazıldıktan sonra yapılan incelemede; 1942 orman tahdidinin tamamen iptal edildiği (halbuki, mahkeme kararlarında 1942 orman kadastro haritasının kısmen iptal edildiği, ancak 2. madde uygulamasının halen geçerli olduğu kabul edilmektedir.) 1976 yılında yeniden orman kadastrosu yapıldığı, mutabakat tutanağı ile birlikte 1976 yılı orman sınır hattı ile 1989 yılı orman sınır hattının haritalarda değiştirildiği, maki hattının bilirkişilerce yanlış uygulandığı açıklandıktan sonra bu rapora ek olarak düzenlenen 07.05.2004 gün 02-02-02 sayılı raporda Milli Emlak Genel Müdürlüğünce yapılması gereken işler sayılarak mahkemeleri yanıltan bilirkişiler hakkında, cezai soruşturma amacıyla 07.05.2004 tarihli 03-03-03 numaralı, orman haritalarını değiştiren görevliler hakkında disiplin açısından zamanaşımı nedeniyle işlem yapılamayacağını bildiren 07.05.2004 tarih ve 04-04-04 numaralı, hükmen orman olan alanların korunması için 07.05.2004 tarih ve 05-05-05 numaralı, bir personelin ödüllendirilmesi için de 07.05.2004 tarihli 07-07-07 numaralı raporların düzenlendiği, ivedi olarak orman kadastro haritalarının ve maki hattının arazi kadastro paftalarına aktarılarak, tağyir edilenler ile değiştirilmesi gerektiğine değinilmiştir. Yönetim tarafından gönderilen 1976 yılı orman kadastro haritasındaki değişikliklere ilişkin koordinat çizelgesi ve raporda bahsedilen yazışmalara ilişkin belgeler ve düzenlenen cetveller dosyaya eklenmiştir. Yargılamanın Yenilenmesine konu; Kadastro Mahkemesinin 16.12.1993 gün ve 1991/575-1645 sayılı karar dosyasının incelenmesinde: ..... Köyü Yüksek Yurt Mevkii 856 parsel sayılı: 160 m2 yüzölçümündeki taşınmaz arsa niteliğiyle ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 30.01.1989 tarihinde ..... .... ..... adına tesbit edilip, 22.05.1991 ila 21.06.1991 tarihinde askı ilanın yapıldığı, Orman Yönetimince taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu, Vakıflar yönetimince taşınmazın vakıflar idaresine ait tapu kaydı kapsamında kaldığı iddiasıyla dava açıldığı, 01.09.1992 tarihli keşif sonucu Orman Y. Müh. Bilirkişi ..... ...... ile Fen bilirkişi ..... ..... tarafından düzenlenen müşterek raporda, taşınmazın 1942 orman tahditi içinde olduğu ancak bu işlemin Hakem kararı ile iptal edildiği ve 1976 yılında yeniden yapılan orman kadastrosunda orman sınırları dışına çıkarıldığının bildirdiği, Kadastro Mahkemesinin 16.12.1993 gün ve 1991/575-1645 sayılı kararıyla çekişmeli parselin kesinleşen orman kadastrosu sınırları içindeyken yine 1976 yılında yapılıp kesinleşen 2. madde uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı gerekçesiyle Orman Yönetiminin davasının reddine, Hazinenin davasının kabulüne ve parselin Hazine adına tesciline ilişkin kararı, Orman Yönetiminin temyizi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin, 27.12.1997 gün ve 1995/13726-16503 sayılı kararı ile onandığı, onama kararı Orman Yönetimine 30.1.1997 ve Hazineye 28.1.1997 tarihinde tebliğ edilip, karar düzeltme talebinde bulunulmadığından mahkeme kararının 14.02.1997 tarihinde kesinleştiği, taşınmazın Milli Emlak Müdürlüğü tarafından 23.08.2000 tarihli açık artırma ile satılarak ..... .....Türkmen adına tapu kaydının oluştuğu satış ile ..... .....'e geçtiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, 1976 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastro haritasının 30.03.1990 günlü mutabakat zaptına göre değiştirildiği, kadastro mahkemesinin sözü edilen kesinleşmiş kararının ise, yanlış düzenlenmiş bu haritanın uygulamasına dayalı olduğu, bilirkişiler hakkında bir mahkumiyet kararı bulunmasa da, ilgililer hakkında soruşturma yapıldığı, bu nedenle yargılamanın iadesi koşulunun gerçekleştiği gerekçesiyle işlemin kabulüne karar vermişse de, kesinleşen mahkeme kararının dayanağı raporu düzenleyen bilirkişi hakkında bir soruşturma yapılıp yapılmadığı araştırılmadığı gibi, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 27.12.1996 gün ve 1995/13726-16503 sayılı kararı ile onanan Kadastro Mahkemesinin 16.12.1993 gün ve 1991/575-1645 sayılı kararının dayanağı, çekişmeli parselin 1976 orman kadastrosunda orman sınırları dışında bırakıldığı yönündeki bilirkişi raporu aksine, yargılamanın iadesi dosyasında dinlenen bilirkişilerin bir bulgu yada görüşü yoktur. Davacı Yönetim, şimdi yine yargılamanın iadesi nedeni olarak 1976 yılındaki orman kadastrosu ile belirlenen orman sınırlarının, mutabakat zaptı olarak düzenlenen zabıtla değiştirilmesinin yasal olmadığı konusundaki yönetim müfettişlerince düzenlenen rapora dayanmaktadır. Gerçektende; Vakıflar İdaresi tarafından Murat Paşa Vakfına ilişkin 1574 tarihli vakıf senedi ve Ağustos 1936 tarih 2 sıra numaralı sicilden gelen Eylül 1938 tarih 39 sıra numaralı tapu kaydı kapsamındaki taşınmazların orman olarak sınırlandırılmasına ilişkin işlemin iptalini istemiş, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanının hakem sıfatıyla verdiği Aralık 1947 tarih 208 sayılı karar ile tapu kaydı kapsamındaki taşınmazlar için orman kadastrosunun iptaline karar verilmiş, yörede 1952 yılında makiye ayırma işlemi yapılmış, 1976 yılında çalışma yapan 7 numaralı Orman Kadastro komisyonu 1942 yılında yapılan orman kadastrosunun tamamının sözü edilen hakem kararı ile iptal edildiği, hakem kararına konu olan yerler ile makiye ayrılan yerlerin orman rejimi dışına çıkarıldığı düşüncesinden hareketle yeni baştan bir orman kadastrosu yapmış, bu işlemde orman sınırları daraltmıştır. Yargıtay'ın bir çok kararında kabul edildiği gibi 1942 orman kadastrosunu yok sayarak devlet ormanlarını orman sınırları dışında bırakan 1976 yılındaki işlemin hukuki değeri yoktur. Buna rağmen mahkeme, 1976 yılında düzenlenen orman kadastro haritası mahkeme kararının kesinleşmesinden sonra ele geçirilmiş gibi, bu haritanın uygulanmasına dayalı fen bilirkişi krokisine göre yargılamanın iadesi talebini kabul etmiştir. Yargılamanın iadesinin kabulüne esas alınan ve daha önceki yanı yere ilişkin bir çok dosyada esas alınan raporlarda da imzası bulunan Orman Yüksek Mühendisi Bilirkişi ..... .....'nın da içinde bulunduğu uzman bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen raporda; taşınmazın 1942 yılında orman kadastrosunda orman sınırları içinde bırakıldığı, 1952 yılında makiye ayrıldığı, 1976 yılındaki orman kadastrosunda orman sınırları dışında bırakıldığı, 1976 yılı orman kadastro haritasında tahrifat yada değişiklik yapılmadığı, bu haritanın uygulanması sırasında sistematik olmayan hatalar yapıldığı, orman kadastro haritası ile arazi kadastro paftasının yapım tekniklerindeki farklılıklar nedeniyle iki haritanın çakışmadığı, orman sınır noktalarının arazi kadastrosunda belirlenen koordinatlarının tutanaklara ve zemine daha uygun olduğu bildirildiği halde, mahkeme karar gerekçesinde bu rapor yanlış değerlendirilerek bu bilirkişi raporundan, 1976 yılında düzenlenen orman kadastro haritasının tahrif ve tağyir edildiğinin bildirilmiş olduğu düşüncesiyle yargılamanın iadesi davası kabul edilmiştir. Diğer bir husus da, bir birine yakın zamanda temyiz incelemesi yapılan Dairenin 2005/12050, 2005/12056 ve 2005/12057 (Mahkemenin 2004/28, 2004/20 ve 2004/9) sayılı sırasıyla aynı köy 2601, 841 ve 842 parseller ile ilgili dava dosyalarında, kesinleşen mahkeme kararlarının dayanağı rapor Orman Yüksek Mühendisi bilirkişi ..... ..... tarafından düzenlenmesine karşın, bir taraftan bu bilirkişi raporlarının gerçeğe aykırı düzenlendiği kabul edilmiş, diğer taraftan ..... .....'nın düzenlediği rapora dayanılarak yargılamanın iadesi talebinin kabulü yolunda hüküm kurulmuştur. Mahkeme kararında değinildiğinin aksine, 1976 orman kadastrosuna ilişkin harita üzerinde tahrifat ve değişiklik yapıldığı ve kesinleşen mahkeme kararının dayanağı raporu düzenleyen bilirkişinin gerçeğe aykırı rapor düzenlediği yönünde, yönetime bağlı müfettişlerin düzenlediği inceleme raporundan başka bir delil sunulmadığı gibi, bu husus bilgilerine başvurulan bilirkişi kurulunca da doğrulanmadığından, Hukuk Yargılama Usul Yasasının 445. maddesinde sayılan yargılamanın iadesi nedenlerinden hiç birinin oluşmadığı anlaşılmakla, talebin reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Hazine ve davalı gerçek kişinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatıran gerçek kişiye iadesine 16/02/2006 günü oybirliğiyle karar verildi.