Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1671 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 8637 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacı vekili dava dilekçesinde hükmen orman olan ........... Köyü 132 ada 1, 2 ve 3 parsel sayılı taşınmazların 1954 tarih 1 nolu tapu kaydı kapsamında kalıp davacı ..........’nun zilyetliğinde olduğu iddiasıyla tapu kayıtlarının iptalini talep etmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 12/10/2011 gün ve 2011/7151-11471 sayılı kararıyla bozulmuştur. Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “ Mahkemece çekişmeli taşınmazların ........... Kadastro Mahkemesinin 2003/33-160 karar sayılı ilâmıyla orman niteliğiyle ... adına tapuya tesciline karar verildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de mahkemece hükme dayanak alınan ........... Kadastro Mahkemesi kararında davacının taraf olmadığı, HYUY'nın 237. maddesi uyarınca davacı yönünden kesin hüküm oluşturmayacağı düşünülmemiş, kadastro mahkemesince hükmüne dayanak yapılan ........... Sulh Ceza Mahkemesinin 1991/331-541 sayılı mahkûmiyet kararı ile davacının dayandığı 1996/506 -347 sayılı beraat kararı ile davacının dayandığı tapu kaydı çekişmeli taşınmazlara uygulanmamış, çekişmeli taşınmazlar orman niteliğiyle ... adına tapuda kayıtlı olduğu halde ... davaya dahil edilmemiş, taşınmazların bulunduğu bölgede daha önce orman kadastrosu yapılıp yapılmadığı araştırılmamıştır .Mahkemece, öncelikle taşınmazların tapu kayıt maliki ... davaya dahil edilerek husumet yaygınlaştırılmalı, ........... ve ............. ile davacının akdi ve irsi bağlantısı olup olmadığı araştırılmalı, akdi veya irsi irtibat sağlandığı takdirde bu kişilerin ........... Kadastro Mahkemesinin 2003/33 Esas - 2006/160 sayılı kadastro dosyasında taraf oldukları dikkate alınmalı ve 6100 sayılı Kanunun 303. maddesi değerlendirilmeli, akdi ve irsi irtibat bulunmadığı takdirde davacının dayandığı tapu kaydının ilk oluşumundan itibaren tüm gittileri ve krokileri, revizyon gördüğü tüm parsel tutanakları, çekişmeli taşınmazlara komşu parsel ve dayanakları, ........... Kadastro Mahkemesinin 2003/33-160, ........... Sulh Ceza Mahkemesinin 1991/331-541 ve 1996/506 -347 sayılı karar dosyaları ile eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı, ayrıca taşınmazların bulunduğu yerde orman tahdidi yapılıp yapılmadığı, yapıldı ise hangi tarihte, hangi yasa hükümlerine göre yapıldığı, ne zaman ilân edildiği, çekişmeli taşınmazların ne gibi işlem gördüğü Orman İşletme Müdürlüğünden sorulup tahdit varsa orman tahdidine ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme, sonuçlandırma ve askı ilân tutanakları ile taşınmazların bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneği Orman İşletme Müdürlüğünden getirtilip önceki bilirkişiler dışında halen .............. Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; ........... Sulh Ceza Mahkemesinin 1991/331-541 ve 1996/506 - 347 sayılı karar dosyaları fen bilirkişi eliyle yöntemince uygulanarak dava konusu taşınmazla aynı yere ilişkin olduğu tesbit edildiği takdirde 818 sayılı Borçlar Kanununun 53. maddesi hükmüne göre değerlendirme yapılmalı; yörede şayet orman kadastrosu kesinleşmediyse, fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmemiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazların konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı; dayanak tapu kaydı değişebilir sınırları içerdiğinden, komşu parsellerin dayanak kayıtlarından da yararlanılarak yöntemince zemine uygulanıp, 3402 sayılı Kanunun 20/C ve 32/3 maddeleri gereğince yüzölçümüne değer verilerek kapsamı belirlenmeli; asıl taşınmazın kapsamı, orman veya ormandan açma değilse, miktar fazlasının sınırda bulunan eylemli ormandan açma yapılarak kazanıldığı kabul edilmelidir.” denilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra; davacının ........... ...........’un kardeşi, ............... ...........’nun ise ........... ...........’nun oğlu olduğu, bu nedenle, kadastro mahkemesinin taşınmazın orman olduğuna ilişkin kararının davacıyı da bağlayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, tapu iptali ve tescil niteliğindedir. Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra yukarıda belirtilen gerekçe ile davacının davasının reddine karar verilmiş ise de, mahkemenin değerlendirmesi yerinde değildir. Şöyle ki, davacı Reşid oğlu ... ile çekişmeli taşınmazların orman niteliğiyle ... adına tesciline karar verildiği Kadastro Mahkemesinin 2003/33-160 sayılı dosyasında davlı ........... ...........’nun (babası ...... davanın tarafı değil) kardeş oldukları, ........... Sulh Ceza Mahkemesinin 1991/331-541 sayılı mahkumiyet kararının ........... ........... ve 1996/506 -347 sayılı beraat kararını ise ........... ...........’un oğlu ............... ........... hakkında olduğu, dosyada bulunan nüfus kayıtlarından ise davacı ile ........... ve ...............’ın birbirlerine mirasçı olmadıkları anlaşılmakta olup ........... ve ............... ...........’nun taraf oldukları anılan kararlar bu dosyada delil niteliği taşımakta ise de davacı yönünden kesin hüküm oluşturmazlar. Bu nedenle mahkemece Dairenin 12/10/2011 gün ve 2011/7151-11471 sayılı bozma ilâmında (kesin hüküm dışında) belirtilen şekilde araştırma yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 18/03/2015 günü oybirliğiyle karar verildi.