Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1652 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 8828 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı .... ve davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacı .... vekili, .... İli, .... İlçesi, .... Köyü, 103 ada 275 parsel numaralı 20599,13 m2 yüzölçümlü, koru vasıflı taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında davalılar adına tespit edildiğini ileri sürerek, yapılan tespitin iptali ile taşınmazın ..... adına tapuda kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.Mahkemece davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile, 103 ada 275 parsel sayılı taşınmazın orman mühendisi bilirkişiler ve harita mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen 01.07.2013 tarihli krokili raporda (B) harfi ile gösterilen 7472,04 m2'lik kısmının davalılar adına olan tapu kaydının iptaline ve bu kısma yeni parsel numarası verilerek orman vasfıyla davacı Maliye .....si adına tapuya tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacı ..... ve davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Dava, tapu iptali ve tescile ilişkindir.Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 22.09.1945 tarihinde 3116 sayılı Kanuna göre orman tahdidi çalışmaları yapılmış ve kesinleşmiştir. 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B maddesi uygulamaları eski tahdidin aplikasyonu yapılarak 28.04.1994 tarihinde kesinleşmiştir. Dava konusu yer orman sınırları dışında kaldığı için 2/B maddesi uygulamalarına konu olmamıştır. Arazi kadastrosu 1997'de kesinleşmiştir.İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığından, davacı ..... ve davalıların esasa ilişkin temyiz taleplerinin reddi gerekmiştir. Ancak, mahkemece davanın kısmen kabul ve kısmen reddine karar verilmiş olmasına rağmen kendisini vekil ile temsil ettiren davalılar yararına vekalet ücretine hükmedilmemiş olması doğru görülmemiş ise de, bu yanılgının giderilmesi hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiş, bu sebeple, hükmün 6. bendinden sonra gelmek üzere 7. bent olarak “keşfe iştirak eden ziraat bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın tamamının tespit edilen ve davanın reddedilen kısmının belirlenen değeri karşısında, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir edilen 1.500,00.-TL maktu vekalet ücretinin davacı .....den alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalılara verilmesine" ibaresi yazılmak suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 17/03/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.