Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1630 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 9014 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Kadastro MahkemesiTaraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar .......... ve ......... Köyü Tüzel Kişiliği tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A R2007 yılında 3402 sayılı Kanunun 7. maddesi uyarınca yapılan kadastro sırasında ......... Köyü 126 ada 2 ve 11 parsel sayılı sırasıyla 4.137,40 m2 ve 1.044,32 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle arsa niteliği ile ......... Köyü Tüzel Kişiliği adına tespit edilmiştir. Davacı ...; satış senedi ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine tutunarak 126 ada 2 ve 11 parsel sayılı taşınmazların adına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece; çekişmeli taşınmazların orman sayılmayan yerlerden oldukları, davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar .......... ve ......... Köyü Tüzel Kişiliği tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükmü uyarınca yapılan orman kadastrosu vardır.Mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; Hükme dayanak yapılan orman bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, çekişmeli taşınmazların 1960 ve 1993 basım tarihli memleket haritasında yeşil renkli çalılık rumuzlu alanda gözüktüklerini, 126 ada 2 parselin 30 - 35 yıldır işlenmediğinden üzerinde sınırdaki ormandan gelen 70 - 75 yaşlarında 1 tane karaçam, yine 30 - 35 yaşlarında 5 tane karaçam ağacı bulunduğunu belirtmiştir. Yine ziraat bilirkişi tarafından düzenlenen raporda; 126 ada 2 parselin üzerinde 70 - 75 yaşlarında 1 tane, 30 - 35 yaşlarında 5 tane çam ağacı ile bol miktarda çalı bulunduğu, her iki taşınmazında 30-35 yıldır işlenmediği, 30 - 35 yıl öncesine kadar 20 yılı aşkın süreyle tarım arazisi olarak kullanıldıkları açıklanmıştır. Mahkemece yapılan keşiflerde dinlenen yerel bilirkişilerin ve tanıkların anlatımlarından; Çekişmeli taşınmazların dava dışı 126 ada 1 parselle birlikte önceleri ............ tarafından 1957-1975 tarih aralığında nizasız fasılasız malik sıfatıyla kullanıldığı, ............'nun 20 yıldan fazla süre önce öldüğü, ölümünden sonra mirasçıları tarafından kullanılmadığı, şehir dışında oturan mirasçılarının çekişmeli taşınmazları adi yazılı satış senediyle 2000 yılında davacıya sattıkları, davacının satın aldıktan sonra taşınmazların 1 yıl sürümünü yaptırdığı, başkaca kullanımının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Çekişmeli taşınmazlar 1993 tarihli memleket haritasında çalılık olarak gözüktüklerinden anılan memleket haritasının tarihi ile kadastro tespit tarihi olan 2007 yılı arasında 20 yıllık zilyetlik süresi bulunmadığı gibi, keşifte dinlenen yerel bilirkişi, tanık anlatımları, ziraat ve orman bilirkişi raporları karşısında da davacının kadastro tespit tarihine kadar nizasız fasılasız malik sıfatıyla 20 yıl süreli zilyetliğinin olmadığı sonuç ve kanısına varılmaktadır. Bundan ayrı; davacı her ne kadar ..........yi de davada taraf olarak göstermiş ise de çekişmeli taşınmazlar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle arsa niteliği ile ......... Köyü Tüzel Kişiliği adına tespit edilmişlerdir. Somut olayda, 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesinin uygulanmasını gerektiren durumlarda söz konusu olmadığından ..........nin davada davalı sıfatı, yani pasif husumeti ehliyeti bulunmamaktadır. 6100 sayılı HMK'nın 50 ve 52. maddeleri (1086 sayılı HUMK'nın 38. maddesi) ve 6100 sayılı HMK'nın 114/d maddesi hükmü gereğince taraf ve dava ehliyeti, dava şartı olup HMK'nın 115/1. maddesi uyarınca istek olmaksızın re'sen gözetilir. Bu durumda, .......... aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğundan; ......... Köyü Tüzel Kişiliği aleyhine açılan davanın ise ispatlanamadığından reddine karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçeyle yazlı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalılar .......... ve ......... Köyü Tüzel Kişiliğinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 17.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.