MAHKEMESİ : Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ....... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacı vekili, 19/06/2008 tarihli dava dilekçesinde sınırları yazılı, .......... Köyünde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kadastro sırasında tespit harici bırakıldığını, 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddelerinde yazılı şartların davacı yararına gerçekleştiğini bildirerek, Medenî Kanunun 713. maddesine göre davacı adına tescili istemiyle dava açmıştır.Mahkemece davanın kısmen kabulüne, 06/05/2013 tarihli rapora ekli krokide (B) ve (D) harfleri ile gösterilen yere ilişkin davanın bu yerlerin tapulu olması nedeniyle reddine,(C) harfi ile gösterilen yere ilişkin davanın 20 yıllık zilyedlik süresinin dolmaması nedeniyle reddine, bu kısmın Maliye .......si adına tarla vasfıyla tesciline, (A) harfi ile gösterilen yeşil renkli 15167 m² kısım yönünden kabulü ile tarla vasfı ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ....... vekili tarafından (A) harfi ile gösterilen bölümüne yönelik temyiz edilmiştir.Dava, Medenî Kanunun 713. maddesine göre açılan tescil davasıdır.Yörede, 6831 sayılı kanuna göre yapılıp 1970 yılında kesinleşen orman kadastrosu, 1997 yılında kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması vardır.Arazi kadastrosu 1969 yılında kesinleşmiş, çekişmeli taşınmaz çalılık olarak tespit harici bırakılmıştır.Mahkemece çekişmeli taşınmazın (A) harfi ile gösterilen bölümünün orman sayılmayan yerlerden olduğu ve zilyedlikle kazanma koşullarının davacı yararına gerçekleştiği gerekçesiyle hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; çekişmeli taşınmaz kadastro sırasında çay boşluğu olarak tespit harici bırakılmıştır. Keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar, ........ Çayının eskiden kuzeyden akarken, yavaş yavaş yatak değiştirerek güneye kaydığını, çekişmeli yerin de eski çay yatağında kaldığını bildirmişler, ancak, jeolog bilirkişiden çayın taşınmaza etkisinin değerlendirilmesi, taşkın tehdidi bulunup bulunmadığı, ıslah çalışması yapılıp yapılmadığı bakımından rapor alınmamıştır. Yine orman bilirkişi, taşınmazın kesinleşen orman kadastro sınırları dışında olduğunu, 1963, 1983 ve 1995 tarihli memleket haritalarında ve 1959 - 1981 tarihli hava fotoğraflarında açık alanda kaldığını açıklamış, ancak, hava fotoğrafları pafta ile çakıştırılmamış, 1995 tarihli memleket haritasında da (A) harfi ile gösterilen bölümünün bir kısmı yeşil renkte göründüğü halde, bunun açıklaması yapılmamış, hangi bitki cinsinden dolayı bu renk göründüğü belirtilmemiştir.3402 sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesi gereğince orman sayılmayan, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen ve il, ilçe ve kasabaların imar planları kapsamında kalmayan araziden masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilip tarıma elverişli hale getirilen (ev ve benzeri tesisler yapmak, dışarıdan toprak getirilerek tarıma elverişli hale getirmek, hayvan otlatmak, ağaç kesmek imar ve ihya olarak kabul edilemez) ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihten, tescil davasının açıldığı güne kadar 20 yıl süreyle zilyet edildiği ileri sürülen taşınmazın, Kadastro Kanununun 14. maddesinde yazılı diğer koşulların yanında niteliğinin, imar ve ihya edildiğinin ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıç ve süresinin, kullanılıp kullanılmadığının ve tasarruf sınırlarının ne olduğunun takdiri delil olan yerel bilirkişi ve tanık sözleri yanında, gerçeğin bir resmi olan en eski tarihli hava fotoğrafı ve gerçeğin modeli olan memleket haritaları ile dava tarihinden 15 - 20 yıl önce çekilen hava fotoğrafları ve bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen orijinal renkli memleket haritaları ve standart topografik fotogrametri yöntemi ile düzenlenen kadastro haritalarının, stereoskop aletiyle üç boyutlu olarak incelenip taşınmazın niteliğinin, konumunun ve kullanım durumunun anlatılan bilimsel yöntemle kesin olarak belirlenmesi zorunludur.O halde mahkemece, daha önceki keşiflerde görev almamış bir orman bilirkişi, bir ziraat uzmanı, bir fen elemanı, bir jeolog bilirkişi aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte, yöreye ait en eski tarihli memleket haritası ve bu haritanın yapımına esas alınan hava fotoğrafları ve yine dava tarihinden 15-20 yıl öncesine ait memleket haritaları ve hava fotoğrafları getirtilerek, hava fotoğrafları stereoskop aletiyle üç boyutlu olarak incelettirilmeli, tamamı kadastro paftası üzerine aplike edilerek taşınmazın niteliği, orman olup olmadığı araştırılmalı, üzerindeki bitki örtüsünün cinsi, yaşı, dağılımı, kapalılık oranı konusunda ziraat uzmanından rapor alınmalı, bu bilgiler memleket haritalarındaki renklerle karşılaştırılarak doğruluğu denetlenmeli, jeolog bilirkişiden sınırdaki çayın yatak değiştirme durumunun devam edip etmediği, taşkın tehdidi bulunup bulunmadığı, ......... tarafından ıslah çalışması yapılıp yapılmadığı bakımından rapor alınmalı ve bu hususlar ......... Genel müdürlüğünden de araştırılmalı, ıslah çalışması yapılmışsa, çalışmaların yapıldığı tarih ile davanın açıldığı 2008 yılı arasında 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresinin dolup dolmadığı belirlenmeli, bundan sonra elde edilecek delillere göre karar verilmelidir.Bundan ayrı, 01.04.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanunda çekişmeli taşınmazın bağlı bulunduğu Antalya İlinin de içinde olduğu bazı illerde Büyükşehir Belediyesi kurulması ve sınırlarının belirlenmesi hususları düzenlenmiş ve bu madde kapsamındaki köylerin tüzel kişilikleri sona ermiştir. HMK'nın 114/d ve 115/2. maddesine göre; taraf ehliyeti dava şartlarından olup, taraflarca ileri sürülebileceği gibi, mahkemece resen de gözönünde bulundurulabilir.Bu nedenle, mahkemece dava ile ilgisi bulunan köy yerine, ilgili belediyenin davaya dahil edilmesi, bu şekilde husumet yaygınlaştırıldıktan sonra karar verilmesi gerekirken, .......... Köyü Tüzel Kişiliği huzuruyla davaya devam edilip yazılı şekilde karar verilmiş olması da isabetsizdir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; .......nin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 16/03/2015 günü oybirliğiyle karar verildi.