Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1606 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 6576 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Kadastro MahkemesiTaraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılardan ... ile davalı ... ve katılan ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RYörede yapılan kadastro çalışmaları sırasında .......... Köyü; 244 ada 4, 125 ada 1, 152 ada 17, 153 ada 5, 166 ada 1, 163 da 1 ve 178 ada 1 sayılı parseller sırasıyla 13.688,27 m², 3096,69 m², 15258,84 m², 1832,21 m², 7949,53 m², 6282,78 m² ve 3470,29 m² tarla vasfıyla belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak ..., 178 ada 2 sayılı parsel 5560,80 m2 tarla niteliğinde belgesizden, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak ... adına tespit edilmiştir.Davacılar ..., ... ve ... 152 ada 17, 153 ada 5, 116 ada 1, 178 ada 2, 163 ada 1, 125 ada 1 ve 244 ada 4 sayılı parsellerin bir bölümünün müstakilen kök muris .....’a ait olduğu, bir bölümünde ise payı bulunduğu halde davalılar adına tespit edildikleri, ..... mirasçıları olarak bu yerlerde kendilerinin de payı bulunduğu iddiasıyla; ... 152 ada 17 ve 244 ada 4 sayılı parsellerin devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiası ile dava açmış; dava dosyaları birleştirildikten sonra diğer parseller yönünden de davaya katılmış, ...... Yönetimi de davaya dahil edilmiştir. ... ve arkadaşları ise kendilerinin de payı bulunduğu iddiası ile davaya katılmışlardır.Mahkemece, gerçek kişi davacı ve katılanların davalarının reddine, Hazinenin 152 ada 17 ve 153 ada 5 sayılı parsellere yönelik davasının reddine, bu parsellerin tespit gibi tesciline; Hazinenin 244 ada 4, 125 ada 1, 163 ada 1, 178 ada 2 ve 166 ada 1 sayılı parsellere yönelik davasının kabulü ile bu parsellerin orman niteliğinde ... adına tapuya tescillerine, 178 ada 1 parsel hakkında süresinde açılmış bir dava bulunmadığından tutanak aslının iadesine, karar kesinleştiğinde davalı olduğu yolundaki şerhin iptaline karar verilmiş, hüküm davacılardan ... ile davalı ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir. Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede 1948 yılında 3116 sayılı Kanuna göre orman kadastrosu yapılmış ve kesinleşmiş, daha sonra 3402 sayılı Kanunun 4. maddesine göre aplikasyon işlemi yapılmıştır. Mahkemece, orman niteliği ile ... adına tesciline karar verilen 5 parça taşınmazın orman sayılan yerlerden (orman içi açıklık) olduğu, diğer taşınmazların ise orman sayılmayan yerlerden olduğu ve ..... mirasçıları arasında taksim edildiği gerekçesiyle karar verilmişse de, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; 152 ada 17 ve 153 ada 5 sayılı parsel dışındaki taşınmazlar ve etrafına 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan orman kadastrosunda fiilî durumlarının tespiti ile yetinilerek tutanak tutulmuştur. O tarihte yürürlükte bulunan 01.12.1940 tarihli ...... Tahdit ve Tescil Talepnamesinin 38. maddesi gereğince fiilî durumu tespit edilerek orman sınırı dışında bırakılan taşınmazlar gerçekte orman sınırı içinde olup, fiilen tarımsal amaçla kullanıldıklarından, bu şekilde nitelik belirlenmesindeki amaç hak sahiplerinin geçerli bir tapu kaydı varsa o tapuya dayanarak orman kadastrosuna itiraz davası açmalarına imkan vermektir. Uzman bilirkişi raporlarına göre; taşınmazların 1974 ve 1995 tarihli memleket haritalarında açıklık alanda olduğu, üzerilerinde % 11-40 kapalılıkta ağaçlar bulunduğu anlaşılmaktadır. Ancak, dosya arasında bulunan orman kadastro tutanak ve haritalarının incelenmesinden yörede ilk orman kadastrosunun yöreye ait hava fotoğraflarından yararlanılmak suretiyle yapıldığı açıktır. Bu yöntemle yapılan orman kadastrosunda orman tahdit nokta ve hatları hava fotoğraflarına işlenmekte ve detay tarifleri günlük olarak düzenlenen tutanaklara yazılmaktadır. Arazi çalışmaları bitirildikten sonra hava fotoğrafları stereomikrometre – SGM4 aletiyle değerlendirilip, orman sınır nokta ve hatları 1/10 000 ölçekli haritalar üzerine aktarılarak orman tahdit haritaları oluşturulmaktadır. Bir yörede orman kadastrosu hangi yöntemle yapılmışsa mahkemece uyuşmazlığın çözümünde de o yöntem uygulanmalıdır. Bu sınırın belirlenmesinde en doğru yol gösterici ise yine o tarihteki hava fotoğrafına yansıyan orman ve tarım alanlarının görüntüleridir. Ancak, hükme esas alınan orman bilirkişi raporlarında, tahdit uygulaması yapılırken yukarıda belirtildiği gibi eski tarihli hava fotoğraflarına dayalı bir uygulama ve inceleme yapılmamıştır. Ayrıca, davacı ...'ın tutunduğu ................. Asliye Hukuk Mahkemesinin 30/12/1980 tarihli 1980/70 - 307 sayılı tescil dosyası getirtilip çekişmeli taşınmazlarla ilgili olup olmadığı da usulüne uygun şekilde belirlenmemiştir.Açıklanan nedenlerle; mahkemece, yörede yapılan orman kadastrosuna ilişkin çalışma tutanakları ile orman kadastrosu ile bu haritaların düzenlenmesinde altlık olarak kullanılan haritalar, eski tarihli memleket haritası ve varsa amenajman planı, yörede 1948 yılında yapılan orman kadastrosunda kullanılan, orman sınır, nokta ve hatlarının işlenmiş olduğu hava fotoğrafı ile ................. Asliye Hukuk Mahkemesinin 30/12/1980 tarihli 1980/70 - 307 sayılı tescil dosyası bulundukları yerlerden getirtildikten sonra, önceki bilirkişiler dışında halen ......... Bakanlığı (...... ve .......... Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu ve fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritası ile orman sınır nokta ve hatlarının işlenmiş olduğu hava fotoğraflarının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ve hava fotoğrafının ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesi değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan toprak yapısı ve üzerindeki bitki örtüsünü de içeren krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, yukarıda izah edilen tüm buolgular yanında 6831 sayılı Kanunun 7. maddesini değiştiren 4999 sayılı Kanunun 3 maddesinde “...evvelce sınırlaması yapılmış olup da herhangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış ormanların...orman kadastrosu ve bu ormanların içinde ve bitişiğinde bulunan her çeşit taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırlarının tayini ve tespiti ile 2 nci madde uygulamaları ile ilgili olarak kadastrosu kesinleşmiş yerlerde tespit edilen fennî hataların düzeltilmesi işleri orman kadastro komisyonları tarafından yapılır.” hükmü yer aldığından; 02/09/1986 tarih ve 192095 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6831 sayılı ...... Kanununa Göre ...... Kadastrosu ve Aynı Kanunun 2/B Maddesinin Uygulanması Hakkında Yönetmelikte de benzer hükümler bulunup, 15/07/2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ...... Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin 26/h maddesi gereğince herhangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış ormanların orman kadastro komisyonlarınca devlet ormanı olarak sınırlandırılacağı belirtildiğinden, hava fotoğrafındaki tarım ve orman alanı sınırının esas alınması, hava fotoğrafına göre orman alanı olarak görünen ve ayrıca eylemli orman niteliğinde bulunan taşınmaz bölümlerinin orman niteliği ile ... adına tesciline karar verilmesi gerektiği düşünülmeli, taşınmazların 1948 yılı orman kadastrosunda fiilî durumlarının tespiti ile yetinildiği, bunun orman sınırı dışında bırakma anlamına gelmeyeceği gözönünde bulundurulmalı, ................. Asliye Hukuk Mahkemesinin 30/12/1980 tarihli 1980/70 - 307 sayılı tescil dosyası fen bilirkişi ve yerel bilirkişiler marifetiyle zeminde uygulanarak çekişmeli taşınmazlarla ilgisi, kesin hüküm niteliğinde olup olmadığı belirlenmeli, her ne kadar 22/11/1967 tarihli taksim senedine göre taşınmazların taraflar arasında taksim edildiği iddiasına dayanılmışsa da; bu şekilde taşınmazların orman olduğu anlaşıldığı takdirde paylaşımın bozulup bozulmadığı değerlendirilmeli, tüm deliller birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır. Değinilen yönler gözetilmeden kurulan hüküm usûl ve kanuna aykırıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, hükme yöneltilen tüm temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 16/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.