Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 1605 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 8726 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacı idare vekili, davalılar miras bırakanı .......... adına tapu siciline kayıtlı .............. Köyü, 37 parsel sayılı 9287 m² yüzölçümündeki taşınmazın bir bölümünün 1941 yılında kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kaldığı iddiasıyla tapu kaydının iptali ile orman niteliği ile .......... adına tescili ve tapuda ............. yazılı soyadının ........... olarak düzeltilmesi istemiyle dava açmıştır.Mahkemece, taşınmaza revizyon gören 19/03/1957 tarihli tapunun 4753 sayılı Çiftçiyi Topraklandırma Kanununa göre verilmiş olduğu, bilirkişi ek raporunda (C) harfi ile gösterilen 7607,83 m2 kısım orman sınırı içinde kalmakta ise de; özel kanunlara göre düzenlenen tapulara değer verilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastrosuna dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3116 sayılı Kanuna göre 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 1976 yılında yapılıp, ekip çalışmaları 23/04/1977; komisyonun itirazların incelenmesine ilişkin çalışmaları da 13/04/1982 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması, 1987 yılında yapılıp dava tarihinden önce kesinleşen aplikasyon, sınırlaması yapılmamış ormanların kadastrosu ile 2896 sayılı Kanunla değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması vardır. Çekişmeli parsel, 1971 yılında yapılan genel arazi kadastrosunda, Mart 1957 tarih 139 numaralı tapu kaydı nedeniyle 43000 m2 yüzölçümüyle .......... adına tesbit edilmiş, 1995 yılında bir bölümü imar parselleri içinde kalmıştır.1) Orman Yönetiminin davası tahdide dayalı olarak açıldığına göre; tahdit dışında kalan (B) harfi ile gösterilen bölümü ile 2/B sahasında kalan (A) harfi ile gösterilen bölümü hakkındaki davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığına göre, Yönetimin (A) ve (B) harfleri ile gösterilen bölümüne yönelik temyiz itirazlarının reddi ile bu bölümlere yönelik hükmün onanması gerekmiştir.2) (C) harfi ile gösterilen bölümüne yönelik temyiz itirazlarına gelince; Mahkemece, çekişmeli taşınmazın (C) harfi ile işaretli 7607,83 m2 bölümünün kesinleşen orman sınırı içinde kaldığı, ancak; 4753 sayılı Kanuna göre dağıtılan ve çekişmeli taşınmaza revizyon gören tapu kaydı kapsamında bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; delillerin değerlendirilmesinde hataya düşülmüştür.Şöyle ki; uzman bilirkişi raporunda gerçekten de (C) harfi ile gösterilen bölümünün kesinleşen orman sahasında kaldığı doğru olarak tespit edilmiştir. Yine fen bilirkişi krokisine ekli Ek 3 numaralı krokide maki tefrik hattı uygulanmış, buna göre taşınmazın güneyinde üçgen şeklinde çok az bir bölümünün de makiye ayrılan bölümde kaldığı belirtilmiş, ancak, bu bölümün yüzölçümü açıklanmamış, mahkemece de makiye ayırma işlemi ile ilgili hiç bir değerlendirme yapılmamıştır.22.03.1996 gün ve 1993/5-1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile "5653 sayılı Kanunla değişik 3116 sayılı Kanunun 1-e maddesi uyarınca kurulan maki tespit komisyonlarının yasal ve yaptıkları işlemlerin de geçerli olduğu ve makiye ayrılan yerlerde özel yasalar uyarınca oluşturulan tapulara değer verilmesi gerektiği" açıklanmıştır. Çekişmeli taşınmaz da 4753 sayılı Toprak Tevzi Kanununa göre oluşturulan tapu kapsamındadır, ancak; 4753 sayılı Kanunda ormanların tevzi edileceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. (C) harfi ile işaretli bölüm halen hukuken orman olduğuna göre, makiye ayırma ile ilgili yukarıda sözü edilen içtihadı birleştirme kararının orman sınırı içinde kalan yerlerle bir ilgisi bulunmamaktadır.Ancak (C) harfi ile işaretli bölümün 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman sınırlama haritası içinde kaldığı, (C) harfi ile gösterilen bölümünün güneyinde kalan yüzölçümü bilirkişilerce açıklanmayan üçgen şeklindeki alanın ise 1950 yılında 5653 sayılı Kanun hükümlerine göre makiye ayrıldığı, eğiminin % 1-3 olduğu, orman ve toprak muhafaza karakteri taşımadığı, bu bölümde 22.03.1996 gün ve 1993/5-1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanması gerektiği, makiye ayrılan yerlerde özel kanunlar uyarınca oluşturulan tapulara değer verileceği gözönünde bulundurularak, makiye ayrılan bölümün yüzölçümü fen bilirkişiye açıklattırılmalı ve bu bölüm hakkındaki dava reddedilmeli, halen kesinleşen orman sınırı içinde kalan bölüm hakkında ise davanın kabulüne karar verilmelidir. SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle, davacı ... Yönetiminin (A) ve (B) bölümlerine yönelik temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun hükmün ONANMASINA,2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle (C) harfi ile gösterilen bölümüne yönelik temyiz itirazlarının kabulüyle, bu bölüme yönelik hükmün BOZULMASINA 16/03/2015 günü oybirliğiyle karar verildi.