Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1567 - Karar Yıl 2005 / Esas No : 562 - Esas Yıl 2005





Taraflar arasındaki tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı şirket ile davalılardan Orman Yönetimi ve Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği Kayı Köyü Yumruközü mevkiinde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek Medeni Yasanın 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiştir. Mahkemece, 13.12.2002 tarihli fen bilirkişi raporunda C=3215 m2 yüzölçümündeki taşınmaz hakkındaki davanın kabulü ile davacı şirket adına tapuya tesciline, a=2234 m2 ve b=1212 m2 bölümler hakkındaki davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı şirket ile davalılardan Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medeni Yasanın 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir. Taşınmazın bulunduğu yerde genel arazi kadastrosu işlemi 1964 yılında yapılmış ve kesinleşmiştir. Kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 05.11.2001 tarihinde işe başlanıp ilana çıkarılmayan ve kesinleşmeyen orman kadastrosu vardır. İncelenen dosya kapsamına, toplanan delillere göre, a=2234 m2'lik bölümün karayolu istimlak sahası içinde, b=1212 m2'lik bölümün orman sayılan yer alması nedeniyle gerçek kişinin davasının reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, davacı adına tesciline karar verilen C=3215 m2 yüzölçümlü taşınmazın 1964 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında paftada orman olarak tapulama dışı bırakıldığının yazılı olduğu, dava konusu taşınmazla ilgili 6831 Sayılı Yasaya muhalefetten Sulh Ceza Mahkemesinin 2001/39 Esas sayılı dosyası bulunduğu ve halen derdest olduğu, çekişmeli taşınmazın paftasında orman olarak tapulama dışı bırakıldığı hususunda kuşku bulunmadığı, bu gibi yerlerin zilyetlikle kazanılmasının mümkün olmadığı, bu hususun Yargıtay Yüksek Hukuk Genel Kurulunun 12.05.2004 gün, 2004/8-242-2004/292 sayılı kararında da aynen benimsendiği anlaşılmakla, davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken, aksine düşüncelerle yazılı olduğu gibi hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı şirket vekilinin temyiz istemleri yerinde görülmediğinden REDDİNE, davalılardan Hazine ve Orman Yönetiminin temyiz istemlerinin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde Orman Yönetimine iadesine 22/02/2005 günü oybirliğiyle karar verildi.