MAHKEMESİ :Kadastro MahkemesiTaraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ...... ve ... vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacı ... Yönetimi, 20.04.2009 havale tarihli dilekçe ile; .......... İlçesi, ........ Köyünde 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi uyarınca yapılan orman kadastrosu sırasında 522-540 nolu orman tahdit sınır noktalarının dışında bırakılan, davalı kişilerin zilyetliğinde bulunan taşınmazların orman sınırları içine alınıp orman niteliği ile ...... adına tapuya tescili istemiyle Kadastro Mahkemesinde 2009/88 Esas sayılı davayı açmıştır.Yargılama sırasında 3402 sayılı Kanunun 7. maddesi uyarınca yapılan kadastro çalışmaları sırasında 147 ada 34, 40, 41, 42, 43, 44, 46 ve 47 parsel sayılı taşınmazlar, kişilerin zilyetliklerinde olduğu, ancak, Kadastro Mahkemesinin 2009/88 Esas sayılı dosyasında davalı bulundukları belirtilerek 3402 sayılı Kanunun 5. maddesi uyarınca malik haneleri açık olarak tespit edilmişlerdir.Mahkemece; anılan taşınmazların kadastro tespit tutanak asılları .......... Yönetimi tarafından açılan orman kadastrosuna itiraz dosyası ile birleştirildikten sonra 147 ada 34 sayılı parselin orman niteliği ile ...... adına tapuya tesciline, 147 ada 40 sayılı parselin ..., 147 ada 47 sayılı parselin ..., 147 ada 46 sayılı parselin ... adlarına, 147 ada 41 sayılı parselin ....... mirasçıları, 147 ada 43 sayılı parselin ... mirasçıları, 147 ada 42 sayılı parselin ... mirasçıları, 147 ada 44 sayılı parselin .... mirasçıları adlarına tapuya tescillerine karar verilmiş; hükmün, davacı ... Yönetimi ve davalılardan ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 02.07.2013 gün 2013/5023 E. - 2013/7502 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Çekişmeli 147 ada 40, 41, 42, 43, 44, 46 ve 47 parsel sayılı taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğu belirlenerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabetsizlik bulunmadığı, ancak, anılan taşınmazların kadastro tespiti sırasında 3402 sayılı Kanunun 5. maddesi uyarınca malik haneleri açık bırakıldıklarından aynı Kanunun 30/2 maddesi uyarınca re'sen inceleme araştırma yapılarak taşınmazların gerçek hak sahiplerinin belirlenmesi gerektiği, bu sebeple ......nin davaya dahil edilerek husumetin yaygınlaştırılması, 3402 sayılı Kanunun 14. maddesindeki koşullarının araştırılması ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, 147 ada 34 sayılı parselin orman niteliği ile, 147 ada 43 sayılı parselin tarla niteliği ile ...... adına tapuya tescillerine, 147 ada 40 sayılı parselin ..., 147 ada 47 sayılı parselin ..., 147 ada 46 sayılı parselin ... adlarına, 147 ada 41 parselin ....... mirasçıları, 147 ada 42 sayılı parselin ... mirasçıları, 147 ada 44 sayılı parselin .... mirasçıları adlarına tapuya tescillerine karar verilmiş; hüküm, davalı ...... tarafından 147 ada 43 parsel dışındaki tüm taşınmazlar yönünden; davalı ... tarafından ise, 147 ada 41 sayılı parsel yönünden temyiz edilmiştir. Dava, kadastro tesbitine ve orman kadastrosuna itiraza ilişkindir.Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükmü uyarınca yapılıp kesinleşmeyen orman kadastrosu vardır.1) ......nin 147 ada 34, 40, 42, 44, 46 ve 47 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazları yönünden; İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli 147 ada 34 sayılı parselin orman sayılan yerlerden olduğu, 147 ada 40, 42, 44, 46, 47 parsel sayılı taşınmazların orman sayılmayan yerlerden oldukları, kişiler yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile anılan parsellere ilişkin usûl ve kanuna uygun olan hükmün onanması geremiştir.2) ......nin 147 ada 41 parsele yönelik temyiz itirazlarına gelince; Anılan taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olmadığı, kişilerin zilyetliğinde bulunduğu anlaşıldığından ......nin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.3) Davalı ...'ın 147 ada 41 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazları bakımından; ...'ın 10.12.2010 tarihli dilekçe ile .......... Noterliğinde düzenlenen 04.05.1962 gün ve .... yevmiye nolu re'sen zilyetliğin devri senedine dayanarak 147 ada 41 parsel ile dava dışı pek çok taşınmazı dedesi .......'dan babası .......'ın satın aldığını ileri sürerek taşınmazların ....... mirasçıları adlarına tapuya tescili istemiyle .......... Asliye Hukuk Mahkemesinde 2010/298 Esas sayılı davayı açtığı, davanın derdest olduğu anlaşılmaktadır. Anılan dava, eldeki tesbite itiraz davasına katılma niteliğindedir. Bu sebeple, .......... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/298 Esas sayılı dava dosyasından 147 ada 41 parsele ilişkin davanın tefrik edilerek, eldeki dava ile birleştirilmesinde kanunî zorunluluk bulunmaktadır. Diğer taraftan, Dairenin bozma kararı sonrasında yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişiler ..., ................. ve ........... ortak beyanlarında; 147 ada 41 parsel sayılı taşınmazın ....... tarafından ölene kadar kullanıldığını, ölümünden sonra ise oğlu ....... tarafından ekilip biçildiğini bildirdikleri halde, mahkemece, taşınmazın .......'a nasıl ve ne zaman geçtiği, .......'dan satın alınıp alınmadığı yönünde inceleme ve araştırma yapılmaksızın, dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. O halde; öncelikle, .......... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/298 Esas sayılı dava dosyasından 147 ada 41 sayılı parsele ilişkin davanın tefrik edilerek, eldeki dava ile birleştirilmesinin sağlanması, daha sonra çekişmeli taşınmazın malik hanesi açık olduğundan 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi uyarınca re'sen inceleme araştırma yapılarak taşınmazın gerçek hak sahipleri adına tesciline karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle ......nin temyiz itirazlarının reddi ile 147 ada 34, 40, 42, 44, 46 ve 47 parsel sayılı taşınmazlara yönelik hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına,2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle davalı ......nin 147 ada 41 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazlarının REDDİNE, 3) Üçüncü bentde açıklanan nedenlerle davalı ...'ın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 147 ada 41 parsel sayılı taşınmaz yönünden BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 12.03.2015 günü oybirliğiyle karar verildi.