Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1473 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 8911 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ : Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi ve davalılar tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A ROsmaniye, Bahçe ilçesi, Yaylalık köyü, 107 ada 42 parsel sayılı, 5.041,87 m2 yüzölçümlü, tarla nitelikli taşınmaz davalılar adına tapuda kayıtlıdır.Davacı Orman Yönetimi, dava konusu parselin kesinleşen orman kadastrosu çalışmalarında orman olarak tespit edilmesine rağmen 08.06.1994 tarihinde kesinleşen kadastro çalışmalarında tarla olarak tespit edildiğini belirterek taşınmazın tapu kaydının iptali ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile dava konusu Bahçe ilçesi Yaylalık köyü Küçükkarpınar mevkii 107 ada, 42 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi Yusuf Temel'in 15/04/2014 havale tarihli raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 3.506,74 m2'lik kısmının orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, davacının fazlaya dair talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi ve davalılar tarafından temyiz edilmiştir.Dava, kesinleşen orman kadastro sınırı içinde kalan tapu kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir.Yörede 08.06.1994 tarihinde kesinleşen arazi ve orman kadastrosu çalışmaları yapılmıştır.İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazın (A) harfi ile gösterilen kısmının orman tahdidi içinde kalan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre davanın kısmen kabulü yönünde kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, Kadastro Kanununun 36/A maddesinde yer alan kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekalet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz hükmüne rağmen davalılar aleyhine yargılama giderine ve vekalet ücretine hükmolunması doğru değil ise de belirtilen bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden ve Kadastro Kanununun geçici 11. maddesi gereğince henüz infaz edilmemiş yargı kararlarında da Kadastro Kanununun 36/A maddesinin uygulanması gerektiğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hükmün üçüncü, dördüncü ve beşinci bentlerinin hükümden çıkarılarak yerine “3402 sayılı Kanununun 36/A maddesi uyarınca davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ve aynı madde uyarınca davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına” ibaresi yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 23/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.