Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1446 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 8930 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı gerçek kişi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacı ........, sulh hukuk mahkemesine verdiği 24/12/2009 havale tarihli dava dilekçesinde; amcasının kendisine ait olan yeri, iş makinesiyle kazdırıp burayı işleyeceğini öğrendiğini, amcası davalı ...'ün kendisine ait olan 1.500 m² kadar olan bu taşınmazına yaptığı müdahalenin men'ine karar verilmesini talep ve dava etmiştir........ Yönetimi 02/04/2010 havale tarihli dilekçesiyle; dava konusu edilen taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu iddiası ile davacı ve davalı gerçek kişilerin taşınmaza müdehalesinin önlenmesi ve kal istemiyle davaya katılmıştır.Dava devam ederken davacı gerçek kişi davasından vazgeçtiğini belirterek dosyanın işlemden kaldırılmasını talep etmiştir.Mahkemece davanın kabulü ile, davalının dava konusu .......... Merkez, .......... Köyü sınırları içinde yer alan ve bilirkişilerin rapor ve krokisinde belirtilen yere yaptığı müdahalenin men'ine karar verilmiş, hüküm davalı gerçek kişi tarafından temyiz edilmiştir.Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, müdahalenin men-i ve kal davasıdır.6100 sayılı HMK'nın 297/1-C maddesinde; hükmün tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kapsayacağı belirtildiği gibi; 297/2. maddesinde; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin taleplerden her biri hakkında verilen hükümde; taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği belirtilmiştir.Somut olayda; mahkemece, hazırlanan gerekçeli kararda, davacı gerçek kişi davasından vazgeçtiğini belirterek dosyanın işlemden kaldırılmasını talep ettiği halde, bu konu hakkında olumlu-olumsuz bir karar verilmediği, bu durumun HMK'nın 297/2. maddesine uygun olmadığı anlaşılmaktadır. Aynı zamanda hüküm fıkrasında davanın kabulüne ve davalı kişinin müdahalesinin men'ine karar verildiği belirtilmiş ise de, müdahil davacı ....... Yönetiminin mi yoksa davacı gerçek kişinin mi davasının kabulüne karar verildiği hususu açıkça yazılmadığından tereddüt oluşturmuştur.Mahkemece, HMK'nın 297/1-C maddesine uygun şekilde gerekçe oluşturulması ve tüm taleplerin HMK'nın 297/2. maddesine uygun şekilde karşılanarak karar verilmesi gerekir iken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı gerçeki kişinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 11/03/2015 günü oybirliğiyle karar verildi.