Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1444 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 8873 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Kadastro MahkemesiTaraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı .......... ve ............ Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacı vekili, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği taşınmaza yönelik daha önce açtıkları tescil davasının Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/159 E. - 2004/29 K. sayılı dosyasında açılmamış sayılmasına karar verildiğini, söz konusu taşınmaza davacının yaklaşık 27 yıldan bu yana malik sıfatıyla nizasız ve fasılasız zilyet bulunmakta ve kullanmakta olduğunu, taşınmaz üzerinde müvekkiline ait toprak ve betonarme ev ile ahır, sera bulunmakta olduğunu belirterek müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesince, tescile konu çekişmeli taşınmaz hakkında ............. Köyü 113 ada 1 parsel numarası verilmek suretiyle malik hanesi açık şekilde kadastro tutanağı tanzim edildiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilerek dosya kadastro mahkemesine devredilmiştir. Kadastro mahkemesince, davanın kabulüne; ...... Merkez ............. ................ ................. mevkii 113 ada 1 parsel sayılı taşınmazın ... adına tarla vasfı ile tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar .......... ve ............ Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kadastro tesbitine itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu, 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parseller orman alanı dışında bırakılmıştır.Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki; çekişmeli taşınmazın tesbit tarihinden önce genel mahkemede davalı olduğu gerekçesi ile 3402 sayılı Kanunun 27. maddesi gereğince kadastro mahkemesine devredilmiştir ve taşınmazın malik hanesi boştur. Bu durumda, kadastro mahkemesince 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesine göre işlem yapılarak taşınmazın gerçek hak sahiplerinin (maliklerinin) belirlenmesi ve buna göre tescil hükmü oluşturması gerekir. Oysa; mahkemece, taşınmazın orman sayılan yerlerden; Devletin hüküm ve tasarrufunda bulunan yerlerden olup olmadığı ve davacı gerçek kişi lehine zilyetlik şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, .......... tarafından dava konusu yere ait ecri misil ödendiği iddiası olmasına rağmen, .......... yetkilileri tarafından hazırlanan idarî tahkikat ve haksız işgal (ecrimisil) tutanakları, davacı ya da murisleri tarafından ecrimisil bedellerinin ödendiğine ilişkin makbuz örnekleri getirtilmemiş, bu tutanaklar yerine uygulanıp tutanaklarda ismi yazılı kişiler tanık sıfatıyla dinlenilmemiş, taşınmazın davalı ..........nin dayandığı tapu kayıtları kapsamında kalıp kalmadığı hususlarında yapılan araştırma ve inceleme yetersiz ve kanaat oluşturmaktan uzaktır. Dosya içersinde mevcut orman bilirkişi raporunda; eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarına dayalı uygulama yapılmaksızın taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu kabul edilmiştir. ............ bilirkişi raporu bu haliyle taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığını belirleme noktasında yetersizdir. Yine, davalı .......... tarafından dayanılan tapu kayıtları varsa tedavülleriyle birlikte yerel bilirkişi yardımı, uzman bilirkişi eliyle yerine uygulanmamış, bilirkişi ve tanıklardan kayıtlardaki her sınır hakkında ayrıntılı ve inandırıcı bilgi alınmamış, uygulamada tapu kayıtlarının revizyon gördüğü dava dışı taşınmazlar bulunup bulunmadığı belirlenmemiş, uzman bilirkişiye kayıtlarda tarif edilen sınır yerleri düzenlediği haritada ayrı ayrı işaret ettirilmemiş, uygulamaya ilişkin yerel bilirkişi ve tanık sözleri, dıştan komşu taşınmazın tesbit tutanağı içeriği ve varsa dayanakları kayıtlarla denetlenmemiş, bu nedenle taşınmazın dayanak tapu kayıtları kapsamında kalıp kalmadığı hususu açıklığı kavuşturulmamıştır. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Bu nedenlerle; mahkemece, çekişmeli taşınmaz ve çevresini gösterir orijinal kadastro paftasının getirtilmesi, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve ............ Bakanlığı (............ ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri veya orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir tapu fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte; davalı ..........nin dayandığı tapu kayıtları ilk oluşumundan itibaren tüm tedavülleri ve varsa krokileri, revizyon gördüğü tüm parsel tutanakları, davalı iseler dava dosyaları, komşu parsel tutanak ve dayanakları ile çekişmeli taşınmaza komşu ve yakın komşu parsellere ait tapulama tutanakları ve eklerinin, varsa dayanak tapu ve vergi kayıt örneklerinin tüm tedavülleriyle birlikte, davalı iseler dava dosyalarının, kesinleştilerse kadastroca oluşan tapu kayıt örneklerinin getirtilmesi, dava konusu yer ve geniş çevresini hep birlikte gösterir orijinal kadastro paftası, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritası ölçeğinin kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan rapor düzenlettirilmeli; dayanak tapu kayıtları, yerel bilirkişiler ve tanıklar yardımı ile komşu parsel tutanaklarından da yararlanılarak yöntemince gereği gibi zemine uygulanıp çekişmeli taşınmazı kapsayıp kapsamadıkları belirlenmeli, çekişmeli taşınmazın bir bütün olarak düşünüldüğünde 6831 sayılı Kanunun 17/1-2. maddeleri karşısındaki durumu araştırılmalı, imar ve ihya ile zilyetliğin hangi tarihte başlayılıp tamamlandığı belirlenmeli, bu belgeler ile kadastro paftası, pafta düzenlenmemişse dava konusu taşınmazın 23/06/2005 gün ve 9070 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan BÖHHBÜY (Büyük Ölçekli Haritalar ve Harita Bilgileri Üretim Yönetmeliği) hükümlerine göre koordinatlı olarak düzenlenecek haritası hem 1/5000 ve hem de 1/25000 ölçeklerinde eşitlenerek kadastro paftası ile düzenlenen harita, komşu ve yakın komşu taşınmazları da içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmazın konumu, hava fotoğrafları ile orijinal renkli memleket haritaları üzerinde gösterir biçimde bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve bilimsel verileri içerir, topografik ve memleket haritalarından yararlanılarak taşınmazın gerçek eğim durumunu ve konumunu duraksamaya yer vermeyecek biçimde gösterir rapor alınmalı,Çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı ve ..........nin dayandığı tapu kayıtları kapsamında kalmadığı anlaşıldığı takdirde ise; taşınmazın öncesinin ne olduğu, imar ve ihya yapılmışsa hangi tarihte başlanılıp bitirildiği, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, taşınmazda terk olup olmadığı, en son ne zaman kullanlıdığı, ne zamandan beri kullanılmadığı hususlarında maddî olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak, taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından sorulmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu yukarıda belirtilen ve gerçeğin kendisi olan belgelere dayalı olarak düzenlenecek bilirkişi kurulu raporuyla denetlenmeli, somut olayın özelliği gözönünde bulundurularak, ayrıca; a) Keşif sırasında taşınmazı çeşitli yönlerinden hali hazır durumunu gösterir renkli fotoğrafları çektirilip onaylanarak dava dosyası içine konulmalı,b) Davanın açıldığı tarihten önce ya da sonra .......... yetkilileri tarafından hazırlanan idari tahkikat ve haksız işgal (ecrimisil) tutanakları yerine uygulanıp tutanaklarda ismi yazılı kişiler tanık sıfatıyla dinlenilmeli, c) 3402 sayılı Kanunun 14/1. maddesinde yazılı 40 ve 100 dönüm kısıtlama araştırmasının aynı maddenin 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunun ile değiştirilen ikinci fıkrası hükümleri gözönünde bulundurularak adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları yönünden aynı çalışma alanı içerisinde belgesizden zilyetliğe dayalı olarak tesbit ve tescil edilen taşınmaz olup olmadığı, varsa cinsi, parsel numaraları ve miktarı, tapu ve ilgili kadastro müdürlüklerinden ve yine, aynı kişiler tarafından açılan tescil davası olup olmadığı hukuk mahkemesi yazı işleri müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak, gerektiğinde tesbit tutanak örnekleri ve tapu kayıtları ya da tescil dava dosyaları getirtilip incelenmeli, dava konusu taşınmazın sulu ya da kuru tarım arazisi olup olmadığı konusunda (5403 sayılı Kanunun 3/j maddesi ile Taşınmaz Malların Sınırlandırma tesbit ve Kontrol İşleri Hakkındaki Yönetmeliğin değişik 10. maddesinin ikinci fıkrası hükümlerine göre, sulu tarım arazisi: tarım yapılan bitkilerin büyüme devresinde ihtiyaç duyduğu suyun, su kaynağından alınarak yeterli miktarda ve kontrollü bir şekilde karşılandığı araziler olarak açıklandığından) ziraat mühendisinden, imar ve ihya ile zilyetlik koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarında ve kanunun amacına uygun rapor alınmalı, tarafların bütün delilleri birlikte değerlendirilerek, genel mahkemeden kadastro mahkemesine devredilen ve malik haneleri açık olan taşınmaz yönünden 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi hükümleri de göz önünde bulundurularak oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ile yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalılar ............ Yönetimi ve .......... vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 11/03/2015 günü oybirliğiyle karar verildi.