Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1443 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 11826 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : Kadastro MahkemesiTaraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A RTapulama çalışmalarında ... İlçesi, ... Köyünde bulunan ... parsel sayılı 5180 m² yüzölçümündeki taşınmaz, davalı ... adına tarla niteliği ile belgesizden tesbit edilmiş; davacı Orman Yönetimi, taşınmazın 1942 yılında kesinleşen orman tahdidinde orman sınırları içinde kaldığını ileri sürerek, tesbitin iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tescili talebiyle dava açmıştır. Kadastro müdürlüğünce, 5602 sayılı Kanunun 27. maddesi gereğince itirazlı tutanak mahkemeye gönderilmiş; ... Gezici Kadastro Mahkemesince yapılan yargılama sonunda davacı Orman Yönetiminin itirazının reddi ile dava konusu 4305 parsel numaralı taşınmazın tesbit gibi ... adına tapuya tesciline, bu karar kesinleştikten sonra dosyanın gereği yapılmak üzere ... Tapu Sicil Muhafızlığına tevdiine karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 09/12/2013 tarih ve 2013/7502 - 2013/11287 E- K sayılı ilamıyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Hükmüne uyulan bozma ilamında özetle “Orman Yönetimi taşınmazın kesinleşmiş tahdit haritasının kapsamında kaldığı iddiasıyla dava açtığına göre, meselenin çözümü, ancak, bu konuda uzman olan orman mühendisleri marifetiyle kesinleşmiş orman tahdit tutanak ve haritasının uygulanması ile mümkündür. Uzmanlık gerektiren bir konuda, konunun uzmanı olmayan kişilerin yeminli beyanları ile yetinilemez. Bu nedenle; mahkemece, halen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu ve fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, kesinleşmiş tahdit haritası ve tapulama paftası ölçekleri denkleştirilerek sağlıklı bir biçimde zemine uygulanıp, değişik açı ve uzaklıklarda olan en az 4 ya da 5 orman tahdit sınır (OTS) noktasını gösterecek biçimde çekişmeli taşınmazın tahdit hattına göre konumu duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanmalı; bilirkişilere tahdit hattı ile irtibatlı müşterek kroki düzenlettirilmeli ve oluşacak sonuca göre” karar verilmesi gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine, dava konusu ... İlçesi ...(...) Köyü eski ... parsel(yenileme ile ... ada ... parsel) sayılı taşınmazın tespit maliki ... oğlu ... (...)'ın ölü olması nedeniyle mirasçıları olan davalılar ..., ..., ... oğlu ..., ... kızı ..., ..., ..., ..., ... oğlu ..., ... adlarına verasette iştirak olarak tarla vasfı ile tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.Dosya içeriğinden, yörede 1942 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan orman kadastrosunun 4785 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 13.07.1945 tarihinden önce yapılıp kesinleştiği anlaşılmaktadır.Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince uzman orman bilirkişi kurulu tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 22/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.