Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 14088 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 11639 - Esas Yıl 2006
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:Kadastro sırasında Yaylaçayır Köyü 142 ada 1 parsel sayılı 1633 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, koru niteliğinde belgesizden komisyon kararı ile Yaylaçayır Köyü Tüzelkişiliği adına tesbit ve tescil edilmiştir. Davacı Hazine, taşınmazın orman olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece aynı parselle ilgili daha önce taraflar arasında görülüp kesinleşen asliye hukuk mahkemesinin 1997/259 E. ve 1995/159 E. sayılı dosyaları bulunduğundan, kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava, tapu iptali ve tescile ilişkindir.Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsel orman alanı dışında bırakılmıştır.Mahkemece kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmişse de, maddi anlamda kesin hükmü düzenleyen H.Y.U.Y.'nın 237. maddesi "kesin hüküm ancak konusunu oluşturan husus hakkında geçerlidir. kesin hüküm vardır denilebilmesi için iki tarafın ve dava konusunun ve dayanılan sebeplerin aynı olması gerekir" şeklindedir. Madde metninden de anlaşılacağı gibi kesin hükmün varlığından söz edilebilmek icin davanın taraflarının, konusunun ve dava sebeplerinin aynı olması gerekir.Kesin hükmün koşullarından birisi davanın taraflarının aynı olmasıdır. Tarafların aynı olmasından kasıt, her iki davada da tarafların sıfatlarının aynı olması, başka deyişle her iki davada da davacı ya da davalı sıfatıyla hareket etmeleri hali değildir. Kesin hükümle ilgili kararda davalı sıfatında olan kişi, ikinci davada davacı sıfatıyla yer alması halinde taraflar aynıdır. Kesin hüküm taraflarının külli halefini de aynı şekilde bağlar.Kesin hüküm, kural olarak davanın tarafı olmayan üçüncü kişileri etkilemez. Bir davada taraflar hakkında verilen hüküm, davada taraflardan biri yararına davaya katılmış olan fer'i müdahil hakkında kesin hüküm oluşturmaz. Buna karşılık kesin hüküm davaya asli müdahil olarak katılan tarafı bağlar. Aynı şekilde, davada dahili davalı olarak yer alanların da davada taraf sıfatı olmadığından ve hükmü temyiz etme hakları bulunmadığından verilen karar dahili davalılar hakkında da kesin hüküm oluşturmaz. Somut olaya gelince; çekişmeli Y………. Köyü 142 ada 1 parsel sayılı taşınmaz, genel arazi kadastrosunda belgesizden koru niteliği ile A…….. D……. adına tesbit edilmiş, itiraz üzerine tapulama komisyonu kararı ile Y……….. Köyü Küzelkişiliği adına tesbit edilmiş, süresi içinde davacı A……… D…….. taşınmazın kendisinin zilyetliğinde olduğu ve zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının yararına gerçekleştiği iddiasıyla kadastro mahkemesinde dava açmış, kadastro mahkemesinin 1990/85-1992/82 sayılı ilamı ile taşınmazın koru niteliği ile Köy Tüzelkişiliği adına tesciline karar verilmiştir. Daha sonra davacı A…….. D…….. aynı taşınmaz hakkında tapu iptali ve tescil istemli olarak Köy Tüzel Kişiliği aleyhine asliye hukuk mahkemesinde tekrar dava açmış, bu dava da mahkemenin 1995/159-329 sayılı ilamı ile kesin hükün nedeniyle reddedilmiştir. Bu davada Hazine ve Orman Yönetimi taraf değildir. Davacı A…….. D…….. yine Köy Tüselkişiliğine karşı asliye hukuk mahkemesinde tekrar tapu iptal ve tescil davası açmış, bu davaya Hazine ve Orman Yönetimi, dahili davalı olarak mahkeme ara kararı ile dahil edilmiş, bu davada mahkemenin 1997/259-1999/110 sayılı ilamı ile kesin hüküm nedeniyle reddedilmiştir. Bu davada Hazine ve Orman Yönetimi dahili davalı olup, davada taraf sıfatı, hatta hükmü temyiz etme yetkisi bile bulunmadığından, bu hüküm Hazine aleyhine kesin hüküm oluşturmaz. Bu nedenle, eldeki davanın tarafları Hazine ve Y……… Köyü Tüzelkişiliği olup, onlar arasında da daha önceden verilmiş kesin hüküm bulunmadığından, mahkemece işin esasına girilip inceleme yapılması gerekirken, kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine şimdilik yer olmadığına 30/10/2006 günü oybirliğiyle karar verildi.