MAHKEMESİ : Kadastro MahkemesiTaraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi ve davalı ...'a vekaleten eşi ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RKadastro sırasında ... köyü, ... ada ... parsel sayılı 896,85 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı adına tesbit edilmiştir.Davacı Orman Yönetimi, taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmış, mahkemece davanın kabulüne ve dava konusu parselin orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş; hükmün davalı mirasçısı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 2010/11175 E-14640 K. sayılı kararı ile “Mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; çekişmeli taşınmazın tespit maliki ... oğlu ...'ın davadan önce 25.08.1997 tarihinde öldüğü dosya arasında bulunan vukuatlı aile nüfus kayıt tablosundan anlaşılmaktadır. Kadastro hâkimi, 3402 sayılı Kanunun 29/3. maddesinin son cümlesi uyarınca “Dava sırasında, davalının davadan önce öldüğünün anlaşılması halinde davaya mirasçıları aleyhine devam edilir” hükmü uyarınca, tebligat giderleri ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere suçüstü ödeneğinden karşılanarak, ölü kişinin tüm mirasçılarına dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilip, delil ve belgeleri istenerek yargılama yapılıp sonuçlandırılması” gereğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra ... mirasçıları davaya dahil edilerek Orman Yönetiminin davasının kabulüne ve dava konusu parselin kadastro tesbitinin iptaliyle orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı mirasçısı ...'u temsilen eşi ... tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 2013/6695 E. 2013/10955 K. sayılı kararıyla “Mahkemece, çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Dosyada bulunan ziraat bilirkişi raporunda, taşınmazın fındık bahçesi vasfında olduğu, üzerlerindeki fındık ocaklarının 30-35 yaşlarında bulunduğu, taşınmazın killi - kumlu, tınlı, humusça orta seviyelerde, ekonomik olarak kullanılmaya uygun olduğu belirtilmiş, keşif sırasında dinlenen mahallî bilirkişiler ise, taşınmazın 1950’li yıllarda çay bahçesi olarak kullanıldığı, daha sonra fındık bahçesine çevrildiği, hiç bir zaman orman olmadığını bildirmişlerdir. Hükme esas alınan orman bilirkişisi raporunda taşınmazın 1960 tarihli memleket haritasında yeşil renkli alanda görülmesi nedeniyle orman sayılan yerlerden olduğu belirtilmiştir. Ne var ki; memleket haritasında yeşilin niteliğini açıklayacak rumuzlar görülmediği gibi, bu konuda orman bilirkişisi tarafından da bir açıklama yapılmamış, taşınmazların hava fotoğraflarındaki konumu da denetime imkân verecek şekilde gösterilmemiştir. Diğer taraftan, memleket haritasında davalı taşınmazla aynı konumda ve görünümde olan hemen taşınmaza komşu ... ada ... ve ... sayılı parseller hakkında Orman Yönetiminin açtığı dava, taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğu gerekçesiyle reddedilmiş ve Yargıtayca onanarak kesinleşmiştir. Bu olgular karşısında hükme esas alınan orman bilirkişisi raporunun yeterli olmadığı anlaşılmaktadır. Yetersiz bilirkişi raporu ile hüküm kurulamaz. Bu nedenle; mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir uzman orman mühendisi ve bir fen elemanı marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, taşınmazın tescil ilâmı ile oluşan 06/08/1991 tarih ve 8 sıra nolu tapu kaydı kapsamında kaldığı ve taşınmazla aynı konumda olan komşu ... ada ... ve ... sayılı parsellerin kesinleşmiş mahkeme kararları ile orman sayılmadığı gözönünde bulundurulmalı, tüm deliller toplandıktan sonra oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.” gereğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş ve hüküm davacı Orman Yönetimi ve davalı ...'a vekaleten eşi ... tarafından temyiz edilmiştir.Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu, 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsel orman alanı dışında bırakılmıştır.Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine yükletilmesine 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 20/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.