Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: Davacı Orman Yönetimi, Ç.......... Köyü 615 sayılı parselin kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığını, davalı adına olan tapu kaydının iptali ve orman niteliği ile Hazine adına tescilini istemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan tapu kaydının iptal ve tesciline ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde, dava tarihinden önce 1946 yılında 3116 sayılı Yasa hükümlerine göre seri bazında yapılan orman kadastrosu, 1980 yılında 1744 sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan aplikasyon, orman kadastrosu ve 2. madde uygulaması 1986 yılında 3302 sayılı Yasa hükümlerine göre yapılıp dava tarihinden önce kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması vardır. Mahkemece, kesinleşmiş orman kadastro tutanakları ve haritalarının uygulanmasına dayalı araştırma inceleme ve keşif sonucu düzenlenen uzman bilirkişi raporu ile çekişmeli taşınmazın 3116 sayılı Yasa döneminde yapılıp kesinleşen orman kadastrosunda orman sınırları dışında bırakıldığı, 1980 yılında 1744 sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan ve kesinleşen orman kadastrosunda parselin 131504 m2 bölümü orman olarak sınırlandırılmışa da 1744 sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan orman kadastrosunun ikinci kadastro olması nedeniyle yok hükmünde olacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de mahkemenin gerekçesi dosyadaki delillere uygun değildir. 3116 sayılı Yasanın 5. ve 8.9.1956 tarihinde yürürlüğe giren 6831 sayılı Yasanın 7. maddesi ve devamındaki hükümlere göre "Devlet ormanlarının ve bu ormanlarla içinde ve bitişiğindeki otlak, yaylak, kışlak sulak ve diğer ormanlar ve her nevi arazi ile sınırları tesbit olunarak sınırlamasının, orman tahdit komisyonlarınca yapılacağı" öngörülmüş ve 6831 sayılı Yasanın 10. maddenin ikinci fıkrasında "tahdit edilen Devlet ormanlarının adı, ağaç çeşitleri ve komşu gayrimenkulun cinsi, sahiplerinin adı ve soyadının yazılacağı açıklanarak köy veya belde sınırları ile bağlı kalınmadan orman seri bazında kadastrosuna olanak tanıdığı halde 1744 sayılı Yasanın 1. maddesiyle değiştirilen 6831 sayılı Yasanın 8/3 maddesi "belde ve köy sınırları esas alınmak suretiyle bu sınırlar dahilinde kalan bütün ormanları kapsayacak şekilde orman kadastrosunun yapılacağı" kuralı getirilmiş ve bu yasaların uygulanmasına ilişkin yönetmeliklerde de uygulamanın nasıl yapılacağı ayrıntılarıyla açıklanmıştır. Bu hükümlerin birlikte değerlendirilmesinde; Yürürlükten kaldırılan 3116 sayılı Yasanın 5 ve devamı maddeleri ile 6831 sayılı Yasanın değiştirilmeden önceki 7 ve devamı maddeleri gereğince ilçe ve köy idari sınırları ile bağlı kalınmaksızın seri usulüne göre devlet ormanlarının kadastrosu yapılması öngörüldüğü, 6831 sayılı Yasanın kimi maddelerini değiştiren 1744 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği 4.7.1973 tarihinden sonra belde ve köy idari sınırları esas alınmak suretiyle bu sınırlar içinde kalan tüm ormanları kapsayacak biçimde orman kadastrosunun yapılmasının zorunlu hale getirildiği sonucuna ulaşılmaktadır. Somut olaya gelince; çekişmeli taşınmazın bulunduğu Ç.........Köyü sınırları içinde 1946 yılında 3116 sayılı Yasa hükümlerine göre seri bazında sadece Karacadağ Devlet Ormanının sınırlandırması yapılmış, daha sonra 1744 sayılı Yasa ile değişik 6831 sayılı Yasanın 8/3 maddesi gereğince, bu köyün idari sınırları içindeki tüm ormanların kadastrosu yapılmak üzere görevlendirilen 17 Numaralı Orman Kadastro Komisyonu 9.7.1979 tarihinde işe başlayarak, 3116 sayılı Yasa döneminde kadastrosu yapılmamış ormanların aplikasyonu ile daha önce sınırlandırılmamış ormanların orman kadastrosunu yapmıştır. Bu durumda, 1979 yılında yapılan bu işlem ikinci orman kadastrosu olmayıp çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde yapılan ilk orman kadastrosu olması nedeniyle 1744 sayılı Yasa ile değişik 6831 sayılı Yasanın 8/3 maddesi gereğince yasal olduğu ve bu yasal işlemle çekişmeli parselin 131504 m2 bölümünün devlet ormanı olarak sınırlandırıldığı, uzman ve harita mühendisi bilirkişilerin raporu ile saptanmıştır. O halde; çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosunun 1744 sayılı Yasa döneminde ilk kez yapıldığı ve dava konusu yerin Menengiç Devlet Ormanı adıyla orman olarak sınırlandırıldığı anlaşılmakla, 11.3.2004 havale tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide yeşile taranarak gösterilen 131504 m2 yüzölçümündeki bölüm yönünden Orman Yönetiminin davasının kabulüne, sarı ile boyanarak gösterilen 1596 m2 bölüm yönünden de reddine karar verilmesi gerekirken, delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 23.12.2004 günü oybirliğiyle karar verildi.