Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1357 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 11690 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacı ... Kadastro Mahkemesine hitaben verdiği 16/06/2009 havale tarihli dilekçesi ile ... ilçesi ... köyünde bulunan taşınmazın ölü eşi ve eşinin murisleri tarafından 70 - 80 yılıdır nizasız ve fasılasız tarla olarak kullanıldığını ancak taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında ... ada ... parsel sayılı taşınmazın içerisinde ve orman vasfıyla tespit edilidiğini belirterek taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile adına tespit ve tescilini talep etmiş, ... Kadastro Mahkemesi davanın askı ilan süresi içerisinde açılmadığından bahisle görevsizlik kararı vermiş, ... Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne ve Harita Bilirkişisi ...'ın 13.12.2010 tarihli raporuna ekli krokide sarı renkli 31119,883 m² yüzölçümlü bölümün ifrazı ile davacı gerçek kişi adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir. Dairemizin 2011/3793 E. - 2011/7689 K. sayılı kararıyla "...Mahkemece; bilirkişi raporuna ekli krokide sarı renkle işaretli 31119,88 m²'lik kısmın kültür arazisi olduğu ve davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmişse de, mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir: Şöyle ki; davalı yargılama sırasında 30.09.2009 tarihli dilekçe ekinde tapu kaydına dayanmıştır. Mahkemece davacının dayandığı tapu kaydının tercümesi yaptırılmamış, tüm geldi ve gitti kayıtları ile getirtilerek keşif sırasında mahallinde usulüne uygun şekilde uygulanmamış, çekişmeli taşınmaza uyup uymadığı tespit edilmemiştir. Mahkemece öncelikle dayanılan tapu kaydı tercüme ettirilmeli, tüm geldi ve gitti kayıtları ile birlikte getirtilmeli, kadastro sırasında revizyon görüp görmediği araştırılmalı, revizyon görmüş ise revizyon gördüğü kadastro parsellerine ait kadastro tespit tutanakları getirtilmeli ve bu tapu kaydına dayanılan ve çekişmeli taşınmaza komşu olan taşınmazlara ilişkin açılmış bulunan başkaca dava bulunup bulunmadığı araştırılarak varsa bu dava dosyaları tespit edildikten sonra önceki bilirkişiler dışında seçilecek bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte dayanılan tapu kaydı yerel bilirkişi eliyle mahallinde uygulanmalı, sınır denetimi yapılmalı, dayanılan tapu kaydının mahalline uyup uymadığı tespit edilerek tapu kaydı mahalline uyuyor ise tapu kaydının kapsadığı taşınmazları gösterir fenni bilirkişi tarafından düzenlenecek denetlemeye elverişli krokili rapor alınmalı, taşınmazın dosyada bulunan orman bilirkişi raporu ve rapora ekli memleket haritası ve hava fotoğraflarındaki konumu dikkate alınarak tapu kaydının 4785 ve 5658 sayılı kanunlar kapsamında hukuki değerini yitirip yitirmediği araştırılmalı, tapu kaydının dava konusu taşınmaza uymadığı belirlendiği takdirde yörede 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi uyarınca orman kadastro çalışmalarının yapıldığı, kadastro ekiplerince dava konusu taşınmazın orman niteliğiyle Hazine adına tespit ve tescil edildiği ve kamu malı niteliğini kazandığı, 3402 sayılı Kanunun 16/D maddesi hükmünde "Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ormanlar, bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde, özel kanunları hükümlerine tabi olduğunun" belirtildiği, bu nedenle ormanlar hakkında özel kanun olan 6831 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gerektiği ve 6831 sayılı Kanunun 11/1. maddesinde de orman kadastrosunun kesinleşmesinden sonra tapulu taşınmazlarda tapu sahiplerinin 10 yıllık hak düşürücü süre içinde dava açabilecekleri hükmünün bulunduğu, bu ilkelerin HGK'nın 08.06.2005 gün 2005/20-327-377 sayılı ve 28.06.2006 gün 2006/20-467-494 sayılı kararlarında da aynen benimsendiği de gözönüne bulundurulmalı ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir..." gereğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davanın 6831 sayılı Kanunun 11. maddesi gereğince reddine karar verilmiş, hüküm Dairemizin 2013/2539 E. - 204/4006 K. sayılı kararıyla [...6527 sayılı “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” 01/03/2014 tarihli ve 28928 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe girmiş ve bu Kanunla, 31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununun 11. maddesinin somut davayı ilgilendiren birinci fıkrası, “Orman kadastro komisyonlarınca alınan kararlara ilişkin düzenlenen tutanak ve haritalar askı suretiyle otuz gün süre ile ilan edilir. Bu ilan ilgililere şahsen yapılan tebliğ hükmündedir. Tutanak ve haritalara karşı itirazı olanlar; askı tarihinden itibaren otuz gün içinde kadastro mahkemelerinde, kadastro mahkemesi olmayan yerlerde kadastro davalarına bakmakla görevli mahkemelerde dava açabilirler. İlan süresi geçtikten sonra, dava açılmayan kararlara ilişkin düzenlenen tutanak ve haritalar kesinleşir. Orman kadastro komisyonlarınca düzenlenen tutanak ve haritaların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak Hazine hariç itiraz olunamaz ve dava açılamaz” şeklinde değiştirilmiştir. Eldeki dava 3402 sayılı Kadastro Kanununun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi uyarınca yapılan kadastro sonucu orman olarak tescil edilen taşınmaza karşı on yıllık süre içerisinde açılmış olup, kanundaki değişikliğin derdest davalarda da uygulanması gerektiğinden tapu kaydı koşulu aranmaksızın işin esasının incelenip sonucuna göre bir karar verilmesinin temini için temyiz isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir...] gerekçesine değinilerek bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile 05/11/2012 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 35.434,27 m2'lik kısmın tapu kaydının iptali ile bulunduğu adanın son parsel numarası verilerek davacı ... adına kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava tapu iptali ve tescil talebine ilişkindir.Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede genel arazi ve orman kadastrosu çalışmaları 2008 yılında 5304 sayılı Kanuna göre birlikte yapılarak kesinleşmiştir. Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının davalı Orman Yönetimine yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 20/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.