Taraflar arasındaki düzeltme işleminin iptali davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtay'ca incelenmesi Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: Davacılar Orman Yönetimi ve Hazine tarafından ayrı ayrı açılıp birleştirilen davalarda, Kadastro Müdürlüğünce 3402 sayılı Yasanın 41. maddesi gereğince düzeltme yaptığı gerekçesiyle, kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kalan bir bölüm yerin S... Köyü 260 sayılı parselin çap sınırları içine alınıp daha önce 2510 m2 olan yüzölçümünün 7.614,60 m2,ye çıkartıldığını bildirerek yasa ve yönetmeliğe aykırı olarak yapılan düzeltme işleminin iptalini ve parsel sınırın kesinleşmiş orman kadastro sınırına göre belirlenmesini istemiştir. Mahkemece, yasa ve yönetmeliğe aykırı olarak yapılan düzeltme işleminin doğru olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Yasanın 41. maddesi gereğince yapılan düzeltme işleminin iptaline ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce yapılan orman kadastrosu ve 2/B maddesi uygulaması 15.05.1985 tarihinde ilan edilerek kesinleşmiştir. Dosya kapsamına göre davalıların başvurusu üzerine davaya konu 260 sayılı parselde 5304 sayılı Yasa ile değişik 3402 sayılı Yasanın 41. maddesi gereğince, düzeltme işlemi yapılmıştır. Anılan yasa hükmüne göre, kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle geometrik durumları kesinleşmiş olan taşınmazlarda ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan doğan hatalar, ilgilinin başvurusu veya kadastro müdürlüğünce re'sen düzeltilir. Yörede arazi kadastrosu daha önce yapılıp grafik yöntemine göre paftası düzenlenmiş, daha sonra 1985 yılında yapılan orman kadastrosu önce düzen-lenip kesinleşen arazi kadastrosu paftası ve bu paftada dava konusu 260 sayılı ve komşu diğer parsellerin pafta üzerinde gösterilen sınırları ve konumu esas alınarak yapılmış ve düzeltme işlemi sonucu 260 sayılı parselin çap sınırlarına eklenen 5103,40 m2 bölüm orman kadastro sınırları içinde gösterilmiş ve 260 sayılı parsel malikleri olan davalılar 6831 sayılı Yasanın 11. maddesinde gösterilen hak düşürücü süre içinde herhangi bir dava açmadıklarından bu işlem 15.11.1985 tarihinde kesinleşmiştir. Orman kadastrosu, arazi kadastro paftasında gösterilen parsel sınırlarına göre kesinleştiğinden, 260 sayılı parselin arazi kadastro paftasında gösterilen sınırları esas alınıp kesinleşen orman kadastro hattı yöntemine uygun olarak uygulanıp, uyuşmazlığın çözümlenmesi zorunludur. Yasalarımıza göre 2/B madde uygulaması hariç, kesinleşen orman sınırlarını değiştirmeye ve orman sınırını daraltmaya hiçbir merci ve makamın yetkisi bulunmamaktadır. Kesinleşen orman kadastro sınırları içerisinde kalmış bir yerin 3402 sayılı Yasanın 41. maddesi gereğince düzeltme yapıldığından söz edilerek orman kadastro sınırları dışına çıkartılıp davalılara ait parselin çap sınırına eklenmesi, kesinleşmiş orman kadastro sınırlarında değişiklik yapılmasını gerektirecek ve dolayısıyla mülkiyet değişikliğine yol açılarak 3402 sayılı Yasanın 41. maddesinin kapsamı ve amacı dışına çıkılmış olacaktır. Hal böyle olunca davanın kabulü yerine reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Orman Yönetimi ve Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde Orman Yönetimine iadesine 01.11.2010 günü oybirliğiyle karar verildi.