Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:Davacı vekili, Osmangazi İlçesi, S…… Köyü 122 ada 212 parselin (26.369 m2) koruluk cinsiyle davalı adına tespit ve tescil edildiği, ancak bu taşınmazın 2/B madde uygulama sahasında kaldığı iddiasıyla davalı adına kayıtlı tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescilini istemiştir. Mahkemece, çekişmeli taşınmazın 1949 yılında kesinleşen orman tahdidinin dışında olduğu ve dolayısıyla sonradan yapılan 6831 Sayılı Yasanın 2/B madde çalışmalarına konu olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali ve tescil davası niteliğindedir.Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1949 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 1974 ve 1991 yıllarında yapılarak dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır.Taşınmazın bulunduğu yerde genel arazi kadastrosu işlemi 08.10.1998 tarihinde kesinleşmiştir. Çekişmeli 212 parsel 1998 yılında yapılan arazi kadastrosunda K. Sani 312 tarih 9 nolu sicilden gelen Mayıs 1962 tarih 70 sıra nolu tapu kaydına dayanılarak 26.369 m2 yüzölçümüyle koruluk cinsiyle C…… adına tespit edilmiştir. Sözü edilen tapu kaydı tarla cinsinde, yüzölçümü 10 dönüm olan (tahvilen 9190 m2) sınırları D: Mehmet, B: Harun, K: Kızılağaç, G: Ketenlik sırtı okuyan Mustafa oğlu Ömer adına kayıtlı tapudur.Tapu kayıt maliki tarafından açılan Orman Yönetiminin taraf olmadığı hudut tashihi davası sonunda Bursa 2. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 29.12.1978 gün 1978/1345-1422 sayılı kararla sınırlarının D: Dere, B: İ…….. Uysal, K: A…….. B…….., G: A……. Ç……… olarak düzeltildiği ve 9190 m2 tarla vasfında 18.10.1979 tarih 3912 yevmiye nosu ile tapuya tescil edildiği, daha sonra Orman Yönetimi tarafından tapunun doğu hududunun dere olarak düzeltilmiş olmasına karşılık doğuda orman sınırının bulunduğu, derenin orman içinde kaldığı gerekçesiyle doğu sınırının düzeltilmesi için açılan hudut tashihi davası sonunda Bursa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi kararıyla doğu hududunun orman olarak düzeltildiği, bilahare hasımsız açılan mesaha tashihi davası sonunda yine Bursa 2. Asliye Hukuk Mahkemesince 1981/1138-1116 sayılı kararla 9200 m2 olarak 01.06.1982 tarih 1495 yevmiye nosu ile tapuya tescil edildiği, daha sonra da fen amirliğinin 28.11.1983 tarihli beyannamesi üzerine (tapu kaydında yazılı açıklama) 08.12.1983 gün 1 sıra nosu ile cinsinin "koruluk" olarak değiştirildiği anlaşılmaktadır.Orman kadastrosu yönünden incelendiğinde ise, çekişmeli taşınmazın 1949 yılında yapılan orman kadastrosu sırasında sözü edilen tapu kaydı nedeniyle 1337, 1338, 1340, 1342 orman sınır noktaları arasında orman sınırı dışında bırakıldığı, ilk tahdidin aplikasyonu niteliğindeki 1974 ve 1991 yıllarında yapılan 2/B çalışmalarında da bu durumunu koruduğu ve tapu kaydına 14.02.1995 tarih 779 yevmiye nosu ile "özel orman" şerhi konulduğu anlaşılmaktadır.31.05.2001 tarihli dava dilekçesi ile tüm dosya kapsamı incelendiğinde davacı Hazinenin tespit dayanağı tapu kaydının 9190 m2 yüzölçümünde olduğu halde, kadastro sırasında çekişmeli taşınmazın 26.369.80 m2 olarak tespit ve tescil edildiği, sınırda da orman bulunması nedeniyle taşınmazın miktarındaki artışın ormandan kazanıldığı iddiasıyla dava açtığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece taşınmazın 2/B madde uygulaması ile ilgisi bulunmadığı belirlenerek davanın reddine karar verilmiş olması isabetsizdir. Bundan ayrı olarak uzman bilirkişi tarafından çekişmeli taşınmaz üzerinde ve çevresinde 0.8 kapalılıkta 70-80 yaş arasında karaçam ağaçları bulunduğu açıklandığına göre, taşınmaz üzerindeki orman geçmişinin 1945 ve öncesi yıllara dayandığı, çevresiyle birlikte 3 Hektarı aşan orman bütünlüğü içinde yeraldığı, 1958 tarihli memleket haritasında yeşil renkli, ibreli ağaç rumuzlu alanda kaldığı gözönünde bulundurulduğunda her ne kadar özel orman olarak sınırlandırma koşulları oluşmamışsa da tahdidin kesinleştiği yerde kural olarak o yerin orman olup olmadığı tahdit haritasının uygulanması ile belirleneceğine göre kesinleşen orman sınırları dışında kalan taşınmaza ait tapu kaydının değişir sınırlı olduğu ve ilk oluştuğu gündeki 9190 m2 yüzölçümüyle geçerli olacağı, Hazinenin taraf olmadığı, mesaha tashihi davasının Hazineyi bağlamayacağı gözönünde bulundurularak 3402 Sayılı Yasanın 20/B maddesi gereğince sabit olan Hasan ve Mehmet sınırlarından itibaren tapu miktarı kadar olan kesim davacı üzerinde bırakılmalı, kalan bölümün kayıt miktar fazlası olduğu ve ormandan açıldığı kabul edilerek Hazine adına tesciline karar verilmelidir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 12/10/2006 günü oybirliğiyle karar verildi.