MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekil ve ......... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A R...... İli, ...... İlçesi, ...... Köyünde kain 147 ada 9 parsel sayılı 2501,18 m2 yüzölçümlü arsa niteliğindeki taşınmaz ..............., 147 ada 10 parsel sayılı 413,38 m2 yüzölçümlü arsa niteliğindeki taşınmaz ise .............. adına tapuda kayıtlıdır.Davacı, dava dilekçesinde özetle; dava konusu 147 ada 9 ve 10 parsel sayılı taşınmazların batısından dereyi takiben geçen, takriben 8 metre genişliğinde tarihi kadim yolun davalıların taşınmazlarına dahil edilmek suretiyle tapuya bağlandığını, 02/06/2005 tarihli satış senedi ile maliki evveli babası ...'den satın alarak edindiği bir dönüm miktarındaki tarla vasfındaki taşınmazın 400 m2'lik bölümünün 147 ada 10 sayılı parsel içerisinde, 600 m2'lik bölümünün de 147 ada 9 sayılı parsel içerisinde tespit ve tescil edildiğini iddia ederek dava konusu taşınmazların batı cephesinden dere boyunca geçen kadim 8 metre genişliğindeki yola ilişkin tapunun iptali ile yol olarak tesciline, Kızıldağ Köyü 147 ada 10 parselin tamamının, 147 ada 9 sayılı parselin 600 m2'lik bölümünün tapusunun iptali ile adına tesciline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.Yargılama aşamasında dava .........ye ihbar olunmuş, ......... vekili 15.05.2012 günlü dilekçesinde; taşınmazların özel mülkiyete konu olabilecek taşınmazlardan olmayıp, orman niteliğindeki yerlerden olduğunu iddia ederek, taşınmazların ......... adına tescilini talep etmiştir.Mahkemece davanın kısmen kabulüne, dava konusu 147 ada 10 nolu parsele ilişkin davanın kabul beyanı nedeniyle kabulü ile davalı ... ..... adına olan kaydın iptali ile davacı ... adına kayıt ve tesciline, davacı tarafın iptal ve tescilini talep ettiği 03/03/2013 tarihli fen bilirkişisi raporunda 9/B ile sarı renkle gösterilen kısım açısından açılan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... vekili ve ......... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede orman kadastrosu yapılıp yapılmadığı hususu araştırılmamıştır.Mahkemece, dava konusu 147 ada 10 parsel sayılı taşınmaza ilişkin davanın, davalının kabul beyanı nedeniyle kabulüne, davacı tarafın iptal ve tescilini talep ettiği 03/03/2013 tarihli fen bilirkişisi raporunda (9/B) ile gösterilen kısma malik sıfatıyla zilyet olduğu hususunu ispatlayamadığı gerekçesiyle bu bölüme ilişkin açılan davanın reddine karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki; ......... 15.05.2012 tarihli dilekçesiyle çekişmeli 147 ada 9 ve 10 parsel sayılı taşınmazların zilyetlikle kazanılması mümkün olmayan orman niteliğindeki yerlerden olduğu, taşınmazların ......... adına tapuya tescilini talep etmiş olup, bu talep davaya müdahale niteliğinde olduğu halde, .........nin müdahale talebi hakkında olumlu-olumsuz bir karar verilmediği gibi, davacı ...'in, dava konusu taşınmazların batısından dereyi takiben geçen, takriben 8 metre genişliğinde tarihi kadim yolun, davalı taşınmazlara dahil edilmek suretiyle tapuya bağlandığını iddia ederek, dava konusu taşınmazların batı cephesinden dere boyunca geçen kadim 8 metre genişliğindeki yola ilişkin tapunun iptali ile yol olarak tesciline karar verilmesi talebi hakkında da bir hüküm kurulmamıştır. Ayrıca, yapılan araştırma zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının davacı yararına oluşup oluşmadığını belirlenme konusunda da yetersizdir. Eksik araştırma ve incelemeye dayalı hüküm kurulamaz.Bu nedenlerle; mahkemece, .........nin 15.05.2012 tarihli müdahale talebi hakkında olumlu-olumsuz bir karar verilmesi, müdahale talebinin kabul edilmesi halinde usulüne uygun orman araştırması yapılması gerekmektedir. Dosya içeriğinden, çekişmeli taşınmazların bulunduğu bölgede daha önce orman kadastrosu yapılıp yapılmadığı anlaşılamamaktadır. Mahkemece, bu hususta araştırma yapılmamıştır. Bu yerde orman kadastrosu yapılmışsa, kural olarak: bir yerin orman olup olmadığı, kesinleşmiş tahdit harita ve tutanaklarının uygulanmasıyla çözümlenir ise de, bu uygulama ancak o yerde köy ya da belde sınırlarının tümünü kapsayan ve 4785 sayılı Kanun hükümleri uygulanarak orman kadastrosunun yapılması halinde sağlıklı çözüme ulaştırır. Çünkü, 3116 sayılı Kanun sadece devlet ormanlarının kadastrosunun yapılması öngörülmüştür. Bu nedenle; 4785 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 13.07.1945 tarihinden önce yapılan sınırlandırmalar sonucu kesinleşen tahdit harita ve tutanakları sınır dışında kalan taşınmazların orman niteliğini ve hukukî durumu saptanamayacağından, çekişmeli taşınmazların orman olup olmadığının 4785, 5658 sayılı kanunlar ile 05.11.2003 gün 4999 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 7. maddesi hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. 4785 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar hiçbir işleme lüzum olmaksızın devletleştirilmiştir. Devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan yürürlüğe giren 5658 sayılı Kanun ile iadeye tâbi tutulmuş ve iade koşulları yasada gösterilmiştir.Bu nedenle: mahkemece, öncelikle, yörede yapılmış bir orman kadastro çalışması varsa bununla ilgili harita ve tutanaklar getirtilmeli, orman kadastrosunun kesinleşip kesinleşmediği belirlenmeli, ziraat fakültelerinin toprak bölümünden mezun olan bir ziraat mühendisi, bir harita ve bir kadastro (jeodezi ve fotogrametri) mühendisi ile bir orman yüksek mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle, varsa orman kadastro haritası ile kadastro paftası ölçekleri denkleştirilerek, sağlıklı biçimde zemine uygulanıp, değişik açı ve uzaklıkta en az 5 ya da 6 orman sınır noktası gösterilecek biçimde, çekişmeli taşınmazların tahdit hattına göre konumu belirlenmeli, orman kadastrosu hiç yapılmamış ya da yapılmış ama henüz kesinleşmemişse dava konusu taşınmazların ve etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile 1980'li yıllara ait steroskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları bulunduğu yerlerden istenerek, bu belgelerde dava konusu taşınmazlar ile çevresi gösterilmeli, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak bilirkişilere incelettirilip taşınmazların niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü; orman ya da 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesinde orman içi açıklık olup olmadığı belirlenmeli, bu inceleme sonunda taşınmazların orman ya da orman içi açıklık durumunda olduğu belirlenirse bu tür yerlerin zilyetlikle kazanılmasının mümkün olmadığı düşünülmeli, taşınmazların orman ya da orman içi açıklık durumunda olmadığı belirlenirse zilyetliğin başlangıç günü, süresi ve sürdürülüş biçimi hakkında yerel bilirkişi ve tanıklardan olaylara dayalı bilgi alınmalı, taşınmazların öncesi itibariyle niteliğinin ne olduğu, kime ait olduğu, zilyetliğin nasıl meydana geldiği, ne kadar süre ile ne şekilde devam ettiği, bunun ekonomik amacına uygun olup olmadığı, davacının dayanağı 02.06.2005 tarihli devir sözleşmesinin zemine uygulaması yapılarak nereye isabet ettiği, satıcı olarak ismi geçen ...'in davacı ile akdi veya irsi bağlantısı olup olmadığı, taşınmazlarla ilgisi yerel bilirkişi ve tanıklardan sorulmalı, tanıkların bilgi ve görgülerinin hangi eylemli olaylara dayandırıldığı belirlenmeli, yerel bilirkişinin imar ve ihya ile zilyetlik olgusunu hangi olaylarla nasıl hatırladıkları belirlenmeli, taşınmazların değişik bölümlerinden zirai bilirkişi marifetiyle yeterli derinlikten toprak örnekleri alınıp incelenerek, taşınmazların imar ve ihyaya konu edilip edilmediği, edildi ise tarihi ve ne kadar süreyle ne şekilde zilyet edildiği belirlenmeli, 1980’li yıllara ait hava fotoğrafları ve memleket haritasında taşınmazların o yıllarda ziraat alanı olarak kullanılıp kullanılmadığı, yine fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasında gösterilerek taşınmazların zilyet ve tasarruf edilen yerlerden olup olmadığı, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, çekişmeli taşınmazların fiilî durumunu da belirtir şekilde rapor alınmalı ve oluşacak sonuca göre tarafların taleplerini tam olarak karşılar şekilde hüküm kurulmalıdır. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ... vekili ve .........nin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 09/03/2015 günü oybirliğiyle karar verildi.